OmA 🔴 26

3K 212 60
                                    

Heyoo birinci yılımızın şerefine! :D 07.07.2015'ten 07.07.2016'ya. Benimlesiniz, sizinleyim. Herşey için inanılmaz teşekkürler. Daha nice senelere ve bölümlere♥ Hepiniz benim aşk böcüklerimsiniz. Sizi çoook seviyorum.
Bugünkü favori lafımız DÜNYA FANİ ÖLÜM ANİ BİR KERECİK VERSEN NE OLUR YANİ?
Barış'ımız bir tane ya sfscmaa.

"Madem ağzı olan konuşuyor, beyni olanda kullansın artık lütfen." dedim abime bakarken. Sonra sinirle inledim. "Aa pardon senin beynin yoktu değil mi?" ama karşımdaki abim ve İrem mal mal sırıtıyorlardı.

"Sen hangi akla hizmet babama gidip 'Seray sana işlerinde yardım etmek istiyormuş' dersin? Kendi işini bana kakalayamazsın anladın mı?" dediğimde hiçte anlarmış gibi bir halleri yoktu. Ya insan biraz zamana bırakır, ilk günden aşk böcüğü oldular lan!

Beni takmazsın anlarım ama İrem'e dönüp "Bugün çok güzel olmuşsun." demek nedir abi? Dipnot: İrem'deki tek fark saçını salaş bir şekilde örmesiydi. İrem "Biliyorum." dediğinde babam ve amcamı düşündüm. Abi kardeş ırsi herhalde çocuklarının yarısı ego. Abim gözlerni devirdi.

"Bir şeyi de bilmeyiver." dediğinde, ayağa kalkıp alkışlamaya başladım. "Yılın örnek çifti."
Kapı çaldığında beklemeden açmaya koyuldum. Çünkü bu evde benden başka kimse kapıyı açma zahmetine girmiyor.

Kapıyı açtığımda, hissettiğim tek şey belime dolanmış kollar oldu. Kafamı saçların arasından kurtarıp kim olduğuna baktım. Hazal'dı. Dudağımı ısırdım. İşte oyun başlıyor. Hazal'ı üzmem gerek. İç sesim kıs kıs gülerken somurttum.

Kafasını kaldırıp yüzüme bakmaya zorladım. "Sana ne oldu, neden gözlerin kızarmış?" sanki bu ana programlanmış gibi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. "Odana geçelim anlatacağım." kafamı salladım ve koşar adımlarla odama gidip yatağıma oturduk.

"Cem ile ayrıldık." gülmemek için yanağımın içini ısırdım. Tamam, böyle üzülerek söylemesi zaten gülmeme engeldi, ama bir oyun olduğunu hatırlayınca gülme isteğimle başa çıkamıyordum.

Barış, yemekten dönüşte bana olayı anlatmıştı. Hazal'ı biraz üzecekte olsak, oyunun sonunda Cem'in onu mutlu edeceği bariz belli olduğu için kabul etmiştim. Boru mu olum, sonunda tek taş yüzük var...

"Anlatmak ister misin?" gözyaşlarını sildi ve "Tamam." deyip kafasını olumlu anlamda sallayınca dinlemeye koyuldum. Anlatmayınca dürtükleyip "Anlatsana." dediğimde "Dilim tutuldu," dediğinde ona olan bütün acıma duygularım yok oldu. İyi oluyor pezevenge. Siz olsanız rol icabı da olsa bu kızı nasıl teselli edersiniz?

"O beni sevmiyor." diye konuya atladı. İç sesim 'bu sevdalar boşuna ley bu sevdalar boşuna' diye şarkı söylemeye başlayınca küfredip susturdum.

Cevap vermediğimi görünce gözlerimin içine içine baktı. O kadar baktı ki bir ara beynimi falan mı görüyor diye düşünmedim değil.

"Beni sevmiyor yani?" etkili bir şey bul. Etkili bir şey bul.

"İnsan sevdiğini üzmez, söyle ona." derin bir nefes aldım. Çok fazla etkili olmasa da şimdilik yırtmıştım. Hazal'ı bu oyundan en az hasarla kurtarmak en iyisi olacaktır.

Gözündeki yaşları sildi. "Geçiyor mu acısı zamanla?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Etkileyici bir şey bulmama gerek yoktu çünkü cevabını biliyordum. "Değişiyor insan."
"Peki ya değişen oysa?" işte bunun cevabını bilmiyordum. Ben Sebastian değilim amına koyim.

"Acı çekiyorum." dedi sorusunun havada kaldığını anlayınca. "Hangimiz çekmedik?" bende Barış'la ayrıldığım zaman acı çekmemiş miydim? Şimdi düşündüm de, Hazal'a kötü mü yapıyoruz acaba?

Oh My Allah 🔴Where stories live. Discover now