3

6.5K 270 38
                                    

O gece Cole bir türlü uyuyamadı. Yanında uyuyan Madison'a bakarken geri dönüşü olmayan bir şeyin içine girdiğini düşünüyordu. "Burada ne yapıyorum ben.." diye geçirdi içinden.
Kaçıp gidebilirdi. Ve bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi yapabilirdi.
Kızın çıplak vücudunu özenle örttü ve altına pantolonunu geçirip merdivenlerden aşağı indi. Mutfakta içecek bir şeyler arıyordu. Uyumasına az da olsa yardım edecek bir şeyler... Kapıdan gelen anahtar sesini duyduğunda irkildi. Buzdolabının önünde kalakalmıştı. İçinden bir şey saklan diyordu ama hiçbir şey yapamadı. Madison'ın annesi mutfaktan içeri girdi ve oğlanı görünce elinde tuttuğu ne varsa yere düşürdü. Çığlık atacak gibi olduğunu görünce Cole hemen müdahale etti.

 
"Üzgünüm sizi korkutmak istememiştim gerçekten..."

Cole nazikçe Madison'ın annesine yaklaştı ve yere düşürdüğü şeyleri kaldırmasına yardım etti. Kadın hala bu gencin yarı çıplak vaziyette mutfağında ne yaptığını merak ediyor ve bir açıklama bekliyordu.

"Cole Miller." Kadına elini uzattı ve karşılık bekledi. "Madison'ın erkek arkadaşıyım."

Erkek arkadaş mı? Neden böyle söylemişti ki! Erkek arkadaş olmak durumun garipliğini bir nebze de olsa azaltır diye düşünmüştü belki. O kadar panik olmuştu ki ne yapacağını ya da kadının ne tepki vereceğini kestiremiyordu.

Madison'ın annesi buz mavisi gözlere iyice baktı. Karşısında dikilen bu genç adam minik kızından oldukça büyük görünüyordu. Çocuğun hala havada olan eline baktı ve gözlerini kırpıştırdı. "Pardon.." gülümsemeye çalışırken genç adamın havadaki elini sıktı.

"Merhaba." tekrar gülümsedi. "Üzgünüm. Madison arkadaş getireceğinden bahsetmemişti." Cole derin bir nefes aldı. Kadının polisi arayacağını falan düşünmüştü. "Evet.. Planlı bir şey değildi." Dedi.  Aslında Madison'la yaşadıkları şeyden bahsediyordu ama bunu annesinin bilmesine kesinlikle gerek yoktu.

"Gerçek harika bir kızınız var. Çok özel biri. Size bakınca güzelliğini nereden aldığını anlamak çok zor olmuyor."

Muzip bir tavırla gülümsedi. Panikten saçmalıyordu. Kadın tek kaşını kaldırıp hiçbir şey demeden öylece ona baktı. Cole söylediği şeyden anında pişman oldu.

"İyi geceler." Dedi. Ve kaçmak sayılabilecek bir hızla mutfaktan çıktı.

Madison'ın annesi kırklı yaşlarında alımlı bir kadındı. Uykusuzluktan morarmış göz altları ve hafiften ağarmaya başlamış saçlarına rağmen, çekici görünüyordu. Kendini işine ve tek çocuğu olan kızına vermişti. Cole haklıydı. Madison özel biriydi ama çocuğun bundan bahsettiğini sanmıyordu. Kadın derin bir nefes aldı. Kızından ziyade oğlan için endişelenmişti.

Madison sabah erken saatlerde uyandı. Mutluydu. Cole hala yanındaydı ve uyuyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak odasındaki banyoya geçti ve duşa girdi. Parmakları buruşacak kadar uzun süre içeride kaldıktan sonra çıktı. Kendini yenilenmiş hissediyordu. Bornozunu üstüne geçirip odasına çıktı. Cole yatakta değildi. Kaybetme korkusu içini yokluyordu. Telefonunu eline alıp mutfağa doğru yürümeye başladı. Cole'un numarasını tuşlamak üzereyken mutfaktan gelen gülüşme seslerini duydu. Cole'un sesini tanımıştı. Merdivenleri bir çırpıda inip mutfağa girdi. Annesinin yüzündeki gülümsemeye bakılırsa Cole kendini sevdirmeyi başarmıştı.

"Günaydın" Dedi. Soğuk bir tavırla. Sandalyelerden birini çekip oturdu.

"Günaydın tatlım." Annesini uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar neşeli görüyordu.

" Annesini uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar neşeli görüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
PerukWhere stories live. Discover now