15

2.1K 154 32
                                    

Harvey'le sonunda anlaşmaya varan Madison mutlu mutlu odasına döndü. Her yer çok karanlıktı. Kendini lavaboya doğru sarkıtırken neredeyse düşecekti. Odaya geçip yatağına uzandı ve gözlerini kapadı. Neredeyse uykuya dalıyordu ama bir anda nefesinin kesildiğini hissetti. Nefes alamıyordu çünkü biri onun boğazını sıkıyordu. Karanlıkta görebildiği tek şey onun buz mavisi gözleriydi. Madison dudaklarını korkuyla araladı.

"Cole?"

Karanlıktaki ses "Tekrar tahmin et." dedi ve yüzünü Madison'ın yüzüne biraz daha yaklaştırdı. Madison buz mavisi gözlerin içindeki nefreti ve acıyı gördü. Korkudan göz bebekleri kocaman olmuş, dili tutulmuştu... Colton boşta kalan eliyle yatağın baş ucundaki gece lambasını yaktı. Ölüyorum, diye düşündü Madison Colton'ın kavisli yüzünü incelerken. Tükenmiş görünüyordu. Colton, Madison'ı yatağın dışına sürükledi ve duvara yasladı. Sonra boğazını saran ellerini tiksintiyle geri çekti. Madison yere kapaklandı... Bir yandan nefes almaya çalışıyor bir yandan da öksürüyordu. O anda karnına yediği güçlü tekme yüzünden acıyla inledi.

"Hayır... Hayır... Bu senin için çok merhametli bir ölüm olurdu."

"Sana söylüyorum Madison Burberry, bu iş burada bitmeyecek..."

Colton Madison'ın suratını tek eliyle kavradı ve onu sarstı. 

"...Çok acı çektiğinden emin olacağım..." 

Madison yaşadığı şeyin gerçekliğinden emin olamıyordu. Colton buraya nasıl girmiş olabilirdi ki? Burada olduğunu nereden bilebilirdi? Bunların hiçbiri mantıklı gelmiyordu.

"Bana zarar vermen onu geri getirmeyecek." Dedi en sonunda. Yavaş yavaş doğrulmaya çalıştı. Colton kalkmasına fırsat vermeden bir tekme daha savurdu. Ağzı yüzü kan revan içindeydi. Biri sorarsa bunu nasıl açıklayacağını düşündü. 

Hemşire onu bulduğunda Madison yerde baygın halde yatıyordu. 

"O burada!" diye bağırmaya başladı. "Colton burada! Beni öldürecek." Ağlıyordu. Hemşire "Burada kimse yok Madison." Dedi. Doğru da söylüyordu. Madison etrafa baktığında kimseyi görememişti. 

"Sanırım rüya gördüm." Dedi. Hemşire Madison'a yatağına kadar eşlik etti. Hemşire gider gitmez Madison havalandırma deliğine koştu. Bu şekilde odasında kalamazdı. Sürüne sürüne Jamie'nin odasına gitti. Jamie odasında değildi. Madison yönünü Harvey'nin odasına çevirdi. 

"Bence katil kesinlikle sevgilisi. En başından beri şüpheli davranıyor. Hem motifi de vardı." dedi Harvey. Jamie'yle Harvey belli ki film gecesi yapıyordu. 

"Bilmiyorum. Ben hala üvey annesi olduğunu düşünüyorum. Miras bölünmesin istiyor çünkü." 

"Ben geldim!" diye seslendi Madison. Jamie ürkmüştü. "Kim konuştu lan?" 

"Havalandırmanın hayaleti..." dedi Harvey. Madison'ın sesini hemen tanımıştı. "Sana bu şekilde odama gelmemen gerektiğini söylemiştim." 

"Biliyorum ama bu acil bir durumdu. Lütfen beni alır mısın?" 

Harvey koltuktan kalkıp havalandırmaya doğru yürüdü. "Senin yüzüne n'oldu böyle?" 

"Dayak yedim. Sanırım." 

Harvey apar topar Madison'ı aşağı indirdi. Jamie de yanlarına gelmişti. "Kim yaptı bunu? Görevlilerden biri mi?" 

Madison hayır anlamında başını sağa sola salladı. "Boş verin. Önemli değil. Buradan nasıl çıkacağız?" 

"Harvey'nin bir planı var." dedi Jamie. 

"Harvey'nin planı falan yok." diye çıkıştı Madison. "Sana aylardır yalan söylüyor."

PerukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin