11

3.5K 172 56
                                    

"Tanrım bu da ne böyle..." diye geçirdi Madison içinden. Gözlerini hala açmamıştı ama ciğerlerine dolan dumanı hissedebiliyordu. "Yoksa... Yangın mı?" Diye düşündü istemsizce ve korkuyla açtı gözlerini. Bir çift mavi göz bakışlarını Madison'a dikmiş, onu izliyordu. Kendininkiler gibi bebek mavisi olmayan gözlerin yeşili yoğundu ve göz halkasının çevresinde lacivert ışıltılar vardı. Çocuğun sigarasından yayılan duman yüzünden suratını tam olarak seçememişti. Oğlan ani bir hareketle Madison'ın boğazına yapıştı ve nefes almasına engel olacak şekilde sıktı. Turkuaz gözler ifadesizdi. "Öleceğim..." diye düşündü Madison. Sonra çocuğun elleri gevşedi. Madison yavaş yavaş tekrar nefes almaya başlamıştı. Komodinin üstündeki su bardağını alıp oğlanın kafasına çarptı. Bardak çocuğun kafasında kırıldı. Artık yüzünü net bir şekilde görebiliyordu. Çocuğun başından elmacık kemiklerine doğru akan kanı izledi. Aldığı darbenin şokuyla ellerini çekmişti kızın boynundan ama yine de afallamış görünmüyordu. Çocuğun sakinliği Madison'ı iyice korkutmaya başlamıştı çünkü bir akıl hastanesindeydi. Burada her tür insan vardı. Yardım çağırmak için dudaklarını araladı... Çocuk sigarasının dumanını kızın açılan ağzına üfledi. Madison bir süre öksürdükten sonra kendine geldi. Eliyle havaya yayılan dumanı dağıttı. Bunu yaparken bakışlarını turkuaz gözlerden bir saniye bile ayırmamıştı.

"Harvey." dedi oğlan kendini tanıtarak. Gülümsedi ve kapının yanında dikilen Jamie'ye döndü. Madison Jamie'nin bunca zamandır orada olduğunu fark etmemişti bile.

"Gerçekten dediğin kadar varmış." dedi Harvey. Parmağının ucuyla yüzünde biriken kana dokundu. "Beni neredeyse öldürecekti."
Madison bakışlarını sinirle Jamie'ye çevirdi.
"Sana güvenmenin bir hata olduğunu biliyordum!" Diye bağırdı. Hayal kırıklığına uğramıştı. Tabi Harvey'e göre Madison olayı sadece dramatikleştiriyordu.

"Hadi ama... Jamie'ye kızmana gerek yok. Bunu yapmasını ben rica ettim. Kabul etti çünkü aslında seni incitmeyeceğimi biliyor. En azından şimdilik... " Son cümleyi fısıldayarak ve imalı bir şekilde söyledi.
Çocuğun güzel, biçimli dudakları git gide kıvrıldı. Korkutucu ama içten içe çekici bir gülüşü vardı.

"Sadece şaka yapıyor." diye araya girdi Jamie. "Ve üzgünüm Madison. Bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim."
Harvey'e öfkeli bir bakış savurdu sonra Harvey ona umursamaz bir tavırla gözlerini devirdi. Kısa bir sessizlik oldu... Sonra kahkaha atmaya başladılar. Hatta Madison bile onlara katılmıştı.

"Tamam tamam susun! Yakalanacağız." Dedi Jamie ama kendisi de hala gülmeye devam ediyordu.
Harvey'nin yüzü bir anda ciddileşti. Madison onu dikkatle izlediği için bunu hemen fark etmişti.

"Bu kadar eğlence yeter." Dedi. Sesi normalden biraz daha yüksekti. Yavaşça yürüdü ve Madison'a yaklaştı. Madison çocuğun boyunun ne kadar uzun olduğunu o an fark etmişti. Açık kapıdan sızan azcık ışığın hepsini kapatıyordu. Ayağa kalksam anca göğsüne kadar gelirim, diye düşündü.

Harvey'nin kolları Madison'ı tek eliyle kaldırabilecek kadar güçlü görünüyordu ve o Madison'a yaklaştıkça Madison geri çekildi. Yatağın içinde yer kalmayana kadar sürdürmüştü bunu. Sonra durdu. Madison köşeye sıkışmış hissediyordu.

"Buradan kaçmayı planlıyoruz. Bizimle gelmek ister misin?" Dedi Harvey. Ondan beklenmedik derecede nazik bir ses tonuyla.

"Ne?" Dedi Madison şaşkınlıkla. Bu kulağa akıllıca gelmiyordu.
"Neden kaçmak isteyeyim ki? Zaten iyileştiğimde gitmeme izin verecekler."

"İyileştiğinde mi?" Dedi Harvey. Kaşları çatılmıştı. Jamiye döndü. "Bana onun normal olduğunu söylemiştin."

Jamie omuz silkti. "Ben de öyle sanıyordum. Baksana... Gayet normal görünüyor?"

Perukحيث تعيش القصص. اكتشف الآن