8

3.3K 187 22
                                    

Madison yatağına gözleri kapalı bir şekilde uzandı. Ölüme yakın bir ruhun Azraili beklediği gibi bekliyordu onları. Kısa süre sonra ayak seslerini işitti. Gözlerini sımsıkı yumdu. Korkuyordu. Kendi kafasına vurmaya başladı.  Ne kadar vurursa vursun içerideki çığlığı durduramıyordu. Gözlerini açtı. Ne olduğunun farkındaydı ve savaşmayı düşünmüyordu. En azından o an için... Yavaşça ayaklarının üzerinde doğruldu. 

"Anne..." Dedi. "Beni götürmelerine izin mi vereceksin?" 

 "Beni götürmelerine izin mi vereceksin?" 

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Gözyaşları istemsizce akıyordu. Hüznü nefrete dönüşmeden önce bir kaç saniye öylece ağladı. 

"Bana.. bunu.. tekrar yapabildiğine inanamıyorum." 

Bu ağlayarak kurduğu son cümleydi. Sonra bakışları karanlığa gömüldü. Bebek mavisi renk neredeyse kaybolmuştu. Başını görevlilere çevirdi. 

"Beni... Rahat bırakın" Dedi. "Beni de Madison'ı da rahat bırakın!"

Görevliler yetkili doktorun da eşliğinde Madison'ın koluna girdi. Madison çırpınmaya başladı. Sadece korkuyordu. Yalnızlıktan korkuyordu. Çığlık attı. Kulakları sağır edercesine bağırdı. Merdivenlerden aşağı inerken yavaştı. Kaçmaya çalışmıyordu sadece öfkeliydi. Olduğu yerde öylece durdu. Kapıyı açıp gidebilirdi. Ama hiçbir anlamı yoktu. Doktor yavaşça arkasından indi. 

"Madison..." Dedi. "Sana zarar vermeyeceğiz." 

Madison gülümsedi. "Bunu biliyorum. Sadece oraya dönmek istemiyorum." 

Doktor sakin bir tavırla kızın karşısına geçti. "Sadece sana yardım etmek istiyoruz. Eğer rızan olursa her şey daha kolay olur. Anneni de daha fazla üzmek istemezsin değil mi?"

Madison başıyla onayladı ve onları uğraştırmadan arabaya bindi. Doktor şoför koltuğunun yanına, Madison da iki görevliyle birlikte arkaya oturmuştu. Uzun bir yolculuk olacaktı. Arabanın camından son kez annesine baktı. Nedense onu bir daha göremeyecek gibi hissediyordu. 

Arabanın durmasına yakın Madison gözlerini açtı. Uyuduğunu bile fark etmemişti. Uzun araba yolculuklarında hep uyuyakalırdı zaten...Hastane dağlık tepelik bir yerin ortasındaydı. Belliki annesi onu evden mümkün olduğunca uzak tutmak istemişti. Arabadan önce doktor indi ve Madison'ın inmesine yardım etti. Görevlilerden biri cebinden kelepçesini çıkardı. Doktor onu eliyle durdurdu.

"Madison tekrar kaçmaya çalışmayacak... Değil mi Madison?" 

Madison tebessüm etti. "Kaçsam da fazla uzağa gidebileceğimi sanmıyorum." Tekrar etrafındaki boş araziye göz gezdirdi. 

"Pekala o halde... Yeni evine hoş geldin." 

" 

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
PerukKde žijí příběhy. Začni objevovat