"Sevda bencilik, evlilik beraberliktir."

17.6K 559 45
                                    

Medyada Tanıtım Videomuz vardır. Ayrıca Lerzan ve Dilzar'ın resmi İyi seyirler ve iyi okumalar :)

Genç kız elinde küçük bir çantayla onu bekleyen sevdiğini görünce daha da hızlandı. Yanında durup fısıltıyla:

"Ferman?" dedi. Genç adam ona seslenen kişiye dönünce yüzünde güller açmıştı. Sevdiği kız onu yüz üstü bırakmayıp gelmişti. Birbirlerini sevdikleri bir kez daha kanıtlanmış oldu.

"Gelmişsin!" Genç kız şalını yüzünden çekmese de güldüğü kısılan gözlerinden anlaşılabiliyordu. 

"Hadi, gidelim." deyip elini adamın boşta kalan eline götürdü. Adam o eli sıkıca kavrayıp düz yoldan sol sokağa sapıp koşmaya başladılar. Arkalarında bıraktıkları her sokakta heyecanları daha bir artıyordu. Kavuşuyor oluşlarının heyecanı... Kızda, adamda istediğini elde etmişti. Bazı şeyleri kaybetseler de, bazı şeyleri göze alsalar kavuşmuşlardı. Genç kız artık ona dokunan iğrenç elle uyumayacaktı. Sevdiği adamın kolları arasında huzurla uyuyacaktı. Önlerine üç yol çıkarken arkada:

"Dilzar!" diye adeta kükreyen tanıdık bir ses tüm sokağı inletti. Sokaklarda tek tük insanlar olsa da o sesle hepsi bir tarafa kaçışmıştı. Genç kız duyduğu sesle irkilirken, korku iliklerine kadar işledi. Bedenindeki tüm enerji bir anda çekilip alınmıştı. Ayaklarını taşıyacak mecali kalmamıştı. Korkuyla Ferman'a döndü. Genç adam korkudan çok şaşkındı. Bu kadar çabuk yakalanmayı beklemiyordu. Genç kız arkasına dönüp sesin sahibine baktı. Onlara doğru koşsa da uzun yolun başlarındaydı. Dilzar, hemen Ferman'ın elini bırakıp genç adamı sağ taraflarındaki sokağa doğru itti.

"Kaç, git buradan'" dedi sesini yükseltirken. Ferman kafasını sallayıp gitmeyeceğini belli ederken kızın gözlerinden yaş dökülmeye başlamıştı. Kendi ölümü göze alırdı fakat adamın ölümüne dayanamazdı. Katlanamazdı buna! Ferman'ı tüm gücüyle geriye iterken:

"Kaç!" diye bağırdı. Adam kızın gözlerindeki kararlılığı ve bir o kadarda korkuyu görünce kıza sıkıca sarıldı. 

"Uygun bulduğun an kaç ve gel bana, Dilzar'ım." dedi ve kızı bırakıp itildiği yöne doğru koşmaya başladı. Dilzar, ardından ağlamayı daha sonraya bırakıp diğer tarafa doğru koşmaya çalıştı. Elinde imkan varken sınırları zorlamalıydı. On adım kadar arkasında öfkeyle durması için bağıran Lerzan'dan bir an önce kurtulmalıydı. Hızını artırmak istedi fakat düzensizleşen nefesi buna el vermiyordu. Kaçıp kurtulmalıydı Lerzan'ın cehenneminden, onun gazabından. Taşlı yollara çıkınca evlerin seyrekleştiğini fark etti. Eğer burada yakalanırsa ağanın elinden kimse onu kurtaramazdı. Onun elinde can verirse sevdiğine kavuşamazdı. Arkasına dönüp bir kaç adım arkasından öfkeyle köpüren adama baktı. Genç adamın gözlerinde tüm dünyayı ateşe verecek kadar öfke birikmişti. Eğer onun eline geçerse olacakları düşünmek bile istemiyordu. 

Koşmaya devam ederken güçlü bir el onu sıkıca saçlarından kavrayınca dengesini kaybedip taşlı yolun üzerine yalpalandı. Dizleri acıyla taşlı yolla bir olurken acıyla yüzünü buruşturdu. Saçını kavrayan elin sahibi hemen yanına çömelip ellerini az önce tutmakta pek başarılı olamadığı saçlarına sertçe geçirdi. Dilzar'ın acıyla buruşan yüzünü havaya kaldırıp yüzüne sert bir tokat attı. Tokadın etkisiyle genç kız yerle tekrar bir olurken gözleri taşlı yola damlayan kırmızı sıvıya kaydı. Gözlerinden düşen yaşlar yanağında ki sıcaklıkla temas ederken acı yüreğine kadar iz bırakarak işlemişti. Daha o tokadın etkisinden çıkamamışken genç adam kadını saçlarından tutup ayağa kaldırdı. Gözyaşları hıçkırıklarıyla karışırken ağlaması şiddetlenmişti. Kurtuluşu olmadığını çok iyi biliyordu genç kadın. Onun korktuğu tek konu sevdiğinin de yakalanmış olma ihtimaliydi. Varsın Dilzar'ı kızgın ateşe diri diri atsınlar umurunda olmaz ama Ferman farklıydı. Onun acı çekmesine razı gelemezdi. 

Hanım Ağa (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now