"İlk benden başla..."

9.9K 401 12
                                    

Medyada çok çok sevdiğim, küçüklükten beli dinleyip de hayran kaldığım bir sanatçının müziği vardır. İyi dinlemeler ve heyecanlı okumalar...

 İyi dinlemeler ve heyecanlı okumalar

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Korku, endişe, heyecan...

Lerzan ağanın hissettikleri tek duygu bu üç duygudan ibaretti ama bu üç basit duygu onu yerle bir etmeye yetmişti. Öfkesini sineye çekmiş intikam duygusunu, biriktirdiği tüm o kin dolu duyguları su üstüne çıkarmıştı. Her gün babasının mezarı  başında içtiği antları yerine getirmenin verdiği heyecanla karşısındaki adamın dudakları arasından dökülecek kelimeleri bekliyordu. Aylarca deli gibi duymak istediği kelimeleri duyduktan sonra ne yapacağını da bilmiyordu. Öldürecek miydi? Daha önce hiç kimseyi öldürmemesine rağmen gidip birinin canını mı alacaktı? O kadar mı intikam doluydu yüreği? Babasını öldüreni ağalık sıfatının ardına gizlenerek öldürebileceğini adı gibi biliyordu. Lerzan ağanın gözünü kırpmadan öldüreceğini... Fakat ya Lerzan ne olacaktı? Onun merhamet dolu kalbi -babasının katili dahi olsa- birini öldürmeye dayanabilecek miydi? Karısı... Peki ya elini kana buladıktan sonra  karısı  ona ne gözle bakacaktı? Bir katil? Hayır, Lerzan! Şimdi Dilzar'ı düşünmenin zamanı değil. Buldun işte! Babanı öldüren katili buldun... 

Ağa, suçlunun cezasını vermede son kararını almış, oturduğu koltukta katilin ismini duymak için tüm heybetiyle hazırda bekliyordu. Kafasını kaldırıp kapı eşiğine yakın bir yerde ayakta dikilen adama baktı. Rüstem, kafasını eğip ellerini önünde birleştirmişti. Öğrendiklerini ağasına söyleyebilmek için büyük bir cesarete sahip olması gerekiyordu fakat o  bu cesareti günlerce kendinde bulamamıştı. Kulaklarının duydukları şeyleri ağasının hazmedebileceğinden emin değildi. Şu an elinde koskocaman bir bomba taşıdığının o da farkındaydı ve çok korkuyordu. Dudakları arasından çıkacak kelimelerden sonra çıkacak kıyametten korkuyordu. Haşim aşiretinin genç ağasının fırtınasından deli gibi korkuyordu. Genç ağası kafasını kaldırıp:

"Evet Rüstem, seni dinliyorum." deyince cılız bedeninin titremesine engel olamadı.

Genç adam karşısında ki adamın bir kapanan bir açılan dudaklarına, ürkek gibi duran bedenine anlam veremiyordu. Dakikalardır orada duruyor ikilemler arasında gidip geliyordu. Alt tarafı küçük bir isim! Bir ismi söylemek bu kadar mı zor gelirdi bir insana? Üst üste attığı bacaklarını ayrılıp duruşunu dikleştirdi. 

"Sabrımı mı deniyorsun,  Rüstem? Yoksa bir şey bulmadan mı döndün?" Zihnine yer edinen bu ihtimalle ayağa fırladı. "Seni bir şey bulmadan geri dönmemen konusunda uyardığımı düşünüyorum, Rüstem. Emrime riayet etmeyip geri mi döndün? Konuşsana be adam!" diye ses tonunu yükselterek konuştu. Zaten yeteri kadar beklemişti daha fazla beklemeye hiç mi hiç niyeti yoktu. Bir anda ona doğru ilerleyip ayaklarına kapanan adam ile afallamıştı. Beklemediği bir anda yapılan bu beklenmedik hareket ile içinde oluşan öfkeyi gözlerini yumarak bastırmaya çalıştı. Ayakları önüne çöken beden ayaklarını sıkıca kavrarken kullandığı her bir kelime beyninde dört dönüp durdu.

Hanım Ağa (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora