"Beraber doldururuz."

11.2K 386 14
                                    

Medya: Zübeyde GÜÇLÜ'ye tekrar teşekkürler😘

Bu bölüm birbirini çok seven Murat ve Şifa çiftine gelsin.😉😙

Ayrıca facebook, instagram ve wattpad'dan bana mesaj atan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Seviliyorsunuz❤
Facebook:Medine AFŞİN
Instagram: @medinea33

***

"Bedeninin değil, yüreğinin istediğine bak, evlat. Beden yüzlerce kişiyi alır koynuna ama yürek sadece birinde takılı durur." #MedineAFŞİN

Genç kadın yüzünü çıkmakla çıkmamak arasında kalmış güneşe çevirip kollarını birbirine sardı. Sert esen rüzgar acımasızca ince telli saçlarını arkaya doğru savuruyordu. Soğuk ve utançla al al olan yanakları unutturmak istemiyor gibi dünün izini taşıyordu adeta. Belki Lerzan uzun bir süre bunu bilmeyecekti fakat dün ilk defa isteyerek ve severek girmişti Haşim aşiretinin yegane ağasının koynuna. Ona hayatı zindan eden adamın cehennemine elinde bir kova suyla girmiş, kor olup harlamak yerine su olup söndürmüştü sevda ateşini. Zümrüdü Anka gibi küllerinden yeniden doğmak için usul usul girmişti adamın ateşine. Yanmış mıydı? Evet, cayır cayır yanmıştı ama ateşinden değil, hissettiği koskocaman sevda yüzünden. Kocası öncekilere nazaran daha nazik davranmıştı ona. Öptüğü her yerde kendinden bir parça bırakmış, yüreğinin kapılarını sonuna kadar açarak içeriyi görmesine izin vermişti. Dilzar'ın içeride gördüğü tek şey karanlıktı aslında. Kendi ellerinde hazırladığı karanlığın içinde boğulmuştu Lerzan. Öptüğü her yerden ışık olmuştu kadın genç adama.

Bir anda omuzuna dolanan kollarla irkilerek başını hafif yana çevirdi. Yanağına bırakılan küçük buse üşüyen bedenini ısıtırken bedenine dolanan elin altındaki küçük battaniyeyi yeni fark ediyordu.

"Üşüyeceksin burada

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Üşüyeceksin burada." diye kulağına fısıldanan sözlerden çok kulağına değen dudakları onu mayıştırmıştı. Gözlerini yumup yanağına sürtünen yüze teslim etti kendini. Arkasındaki adamın yüzü saçlarına doğru kayarken derin bir nefes alışını hissetti.

"Hep bu anı hayal etmiştim. Sana böyle sıkıca sarılmayı, kokunu ciğerlerim şişene kadar içime çekmeyi... O gün taşlı yollarda gözlerim gözlerine değdiği ilk andan beridir seviyorum seni be kadın!" İçine işlemişti kulaklarına varan her harf her kelime. Ellerini omuzuna dolanan kolların üzerine bırakıp sıkıca kavradı. İçini nedensizce büyük bir hüzün kaplamıştı.Evlendiği günden beri adama çektirdiği acıları dün bedeninin her santiminde hissetmiş kendine lanetler yağdırmıştı. Onu deli gibi seven bir adamın hayatını alt üst ederek karanlığa fırlatmıştı. Şimdi ise acıdan bir portre yaptığı adamın kollarında huzuru kucaklıyordu. Hüzünle burkulan sesiyle:

"Özür dilerim..." diye mırıldandı. Biliyordu özür dilemek hiç bir şeyi unutturmayacaktı ama yine de yaptıklarının pişmanlığını bilsin istiyordu. İlk zamanlar her ne kadar Ferman'ı sevdiğini sanıyor olsa da artık evli bir kadın olduğunu düşünmesi gerekiyordu. Tabi ki Lerzan'ın yaptıklarına sessiz kalmamalıydı ama yine de Ferman ile kaçmaya çalışması, onunla buluşmak için planlar yapması... Hepsi Mardin gibi bir şehirde boş bir çırpınıştan ibaretti ve o çırpınışlar başkalarının canını yakmaktan başka hiç bir işe yaramamıştı. Genç adam onu omuzlarından hafifçe kavrayıp kendisine çevirdi.

Hanım Ağa (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin