"Kokun...Cennet gibi."

16.4K 534 25
                                    

Baktım ki okuyucu kitlesi hızla artmakta dedim onları bekletmeden bölümleri yayınlayayım. Öncelikle biraz konuşmak istiyorum. Bu kitap uyumaya çalışırken ansızın sızmıştı zihnime ve ansızın kalemimi ele geçirdi. Ben yazarken Lerzan ve Dilzar'ın acılarını yüreğimin ta en derininde hissediyorum. Bu yüzden bazı sahneleri yazmakta zorlanıyorum. Sizde okurken hissediyor musunuz bilmiyorum ama umarım hissediyorsunuzdur. Ki  hissediyorsanız bu kalemimin güçlü olduğunu gösteriyor. 

Ben kalemimi bu raddeye getiren biricik ablama (sevmekhayal) teşekkür ediyorum. Ben 7.sınıfa kadar kitaplardan nefret eden biriydim. Ablam ince ince işledi yüreğime kitap aşkını. O yazdı ben hayran kaldım. O okudu ben kah ağladım, kah güldüm, kah sevindim. O benim her şeyim. Kalemi elime tutturan insan. İçimdekileri kağıda dökmeyi öğreten insan. Eğer ben şuan insanların yüreğine işleye biliyorsam bu içime işleyen ablamın sayesindedir. Onun hakkını asla ödeyemem. Senin hakkını asla ödeyemem abla. Tek elime kalemi tutuşturduğun için değil bana hayatı öğrettin. Ayakta kalmayı gösterdin. Kendin ayakta kalarak bana bunu gösterdin. Allah hakkında en hayırlısını nasip etsin. Allah gönlüne göre versin ablam. Allah senden binlerce kez razı olsun. Seni kalemimin yazamayacağı kadar çok seviyorum. 

*****

Kocasını sevmese bile aldatılmış hissi yüreğine işlemişti kadının. Yüreğini sanki biri eliyle sıkarken nefes almakta zorluk çekti. Adam da mı böyle hissediyordu yoksa? Nefes alamayacakmış gibi... Son dakikalarını yaşıyor gibi kesik kesik mi nefes alıyordu? 

Bu nasıl evlilikti? İğrençlikle doluydu! Yalanlar, dolanlar, aldatmalar... Umutsuz bir evlilik! Israrla bunu ilerletmenin ne manası vardı? Madem adam Solîn ile beraber o zaman ne diye genç kızı yanında istiyor? Genç kız bu iğrençliği izlerken Solîn ile göz göze geldi. Lerzan'ı öperken nasılda gözleri parlıyordu! Onun Lerzan'a olan hislerini ilk başta fark etmişti fakat bu derece olduklarını bilmiyordu. Kendini bir an kara kedi gibi hissetti. Oysa Lerzan ile evli olan kendisiydi. Solîn ona nispet yapar gibi ellerini adamın ensesine getirdi. Ardından saçlarına tutkuyla geçirdi. Bu iğrenç manzarayı daha fazla izlemeye yüreği el vermeyecekti. Kocasından ölesiye nefret ediyordu fakat herkes onun deliler gibi aşık olduğunu söylerken böyle gizli köşelerde başka bir kadınla öpüşmesini garipsemişti. Neyse ki çok geç olmadan kocasının aşkının bir yalandan itibaren oludğunu kendi gözleriyle görmüştü. Gerçi gerçek bile olsaydı umurunda olmazdı. Solîn'in nispetinden etkilenmemiş gibi omuz silkip odasına çıktı.

Genç adam onu ahtapot gibi saran ellerden sonunda kurtulabilmişti. Öfkeyle Solîn'in saçlarından kavrayarak:

"Sakın! Sakın bir daha böyle bir şey yapmaya cür'et etme, Solîn. Bir daha ki  sefere seni kurşuna dizerim. Aklında kurguladığın düşüncelerine de bir an önce son ver. Dilzar benim karım! İster dokunurum ister dokunmam. Bu seni alakadar etmez. Seni sokakta kalma diye aldık yanımıza. Adabıyla otur yerine!" diye bağırmamak için sıktığı dişlerinin arasından konuştu. Genç kız onun dediklerinden etkilenmemiş gibi alayla gülümsüyordu. Bu adamı daha da öfkelendirse de kendine hakim olmaya çalışarak kilerden hızla çıktı. Hangi akla hizmet onu öpmeye kalkardı? Eğer biri onları görseydi ya Solîn'i öldürürlerdi ya da kuma yaparlardı. Bu ikisininde olmasını istemiyordu genç adam. O, -her ne kadar karısı onu sevmese de, ondan kaçsa da- karısından memnundu. Üstüne kuma getirmek falan da istemiyordu. Düşünceleri arasında dahi yer almıyordu. Şimdi ucuz kurtulmuştu ve bundan sonra bir daha böyle bir şey olmaması için daha dikkatli olacaktı.

Odasının önüne gelip elini kapı koluna atarken aklına Solîn'in dedikleri geldi. Ondan mektuplar geliyor. Büyük mutlak odanızda gizliyor. Gerçekten ortada Solîn'in dediği gibi mektup falan var mıydı? Peki, hangi ara mektuplaşıyorlardı? Günlerdir odasından dışarı bir adım atmayan kadın nasıl aşığından mektup alırdı? Biri mi onlara yardım ediyordu? Genç adam bu sorularının cevabını o mektupları bularak öğrenebilirdi ancak. Kapıyı açıp içeri girerken karısının gardırobu kapattığını gördü. Gardıroba mı saklıyordu yoksa? Kapıyı kapatıp Dilzar'a doğru yürüdü. Onunla konuşmaya devam etmeliydi. Tüm bilinmeyenlere bir açıklık getirmeliydi.

Hanım Ağa (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin