HİRAERTH BÖLÜM: 1

4.2K 182 202
                                    

Bir gün önce.DilanDilanur

Tırnaklarımı kalın gövdeli ağacın içine sokup, ağacın bir kısmını parçalara ayırdığımda sinirden çıldırmak üzereydim. Natasha, biraz ileride durmuş ve sinirlenmemi keyifle izliyordu. Keskin kızıl gözleri alaycı bir tavırla beni süzerken, koyu renkli dolgun dudaklarında küstah bir tebessüm vardı. Kömür karası teni yeni beslenmesinin verdiği etkiyle  parıl parıldı. Üzerinde onu sıkıca sarmalayan deri bir elbise vardı. Parmaklarımın arasında ağaçtan kalma tozları silkiledim ve doğrudan Natasha'nın üzerine doğru yürüdüm. Bedeni rahat bir şekilde beni izlerken, çevredeki diğer vampirlerin gözlerini üzerimde hissediyordum.

"Beymel* kendini gösterecek sanırım." diyen erkeğe döndüğümde,  bu aptal şakadan sıkıldığımı gösterecek şekilde ters ters baktım. Umursamadı ve bana orta parmağını kaldırdı. (Hiraerth'in, yani ilk vampirin yarı melek yarı vampir olan melez kızı. Şeytandan farksız olan Beymel, Sigori ve diğer klan vampirlerine dertten başka bir şey vermemiştir. En son yaptığı bir hatadan dolayı, Hiraerth tarafından ölümüne neden olan bir cezaya çarptırılmıştır.)

"Ne yapabilir, güçten bir haber olan bu zavallı." diyen Natasha, benim zayıf olmamı yine diline doluyordu. Güçlerim diğer vampirlere nazaran daha zayıftı.

"Kes sesini," diye hırlayarak üzerine doğru yürüdüğümde, hodri meydan dercesine bana baktı. Her iki elini ince beline yerleştirdi ve dudaklarına kibir dolu bir gülümseme kondurdu. "Bu işte beraberiz." dedim, kolunun tekini sıkıca tuttuğumda. "Bana yardım etmek zorundasın."

"Umrumda değil, ne halin varsa gör. Bu aptal eğitim sistemi beni ilgilendirmiyor. İnsanlarla ilgili saçma sapan araştırma ödevinde sana bol şans." dedikten sonra, kolunu parmaklarımın arasından kurtardı. Sinirden, kaşım seğirmeye başladı ve kolunu tekrar tuttum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Kanatlarıma komut verdiğimde, Natasha'yı da beraberimde sürükleyerek hızla karanlık gökyüzüne doğru uçtum. Güç olarak zayıftım ama hız yarışlarında henüz beni geçebilen olmamıştı. Natasha'nın çığlıklarını umursamadan, onu daha sıkı tuttum. Çırpınıp, benden kurtulmaya çalışıyordu ama nafile. Kolum sıkıca sarmıştı, siyahi renkli kolunu. İyice yükseldiğimizde, Mars'ın çok yakınındaydık.

"Anna!" diye çığlık attı Natasha ve hızla kolumdan kurtuldu bu sefer. Düşmemek için kanatlarını iki yana açarken gri renkli kanatları, hızla havada bir rüzgar oluşturuyordu. Öfkeden kasılmıştı, dişlerini sıktı ve hiç beklemediğim anda yüzüme yumruğunu geçirdi. Geriye doğru sendelerken hızla kendime geldim ve öne doğru atıldım. Parmaklarım kanadına saldırdığında, keskin tırnaklarıma Ritna'ları* saldırdı. (Vampirlerin kanatlarınının koruyucusu olan ufak yaratıklar. Her Ritna efendisinin kanadının renginde olur. Yüzleri yılan ve timsah karmasıdır. Zehirlidirler, fakat ölümcül derece de değil.)

"Bana yardım etmek zorundasın! Okula bayılmıyorum ama derslerim iyi olmak zorunda!" diye tısladığımda, eli yüzümü kavradı. Çenemi sertçe sıktığında, yüzümü buruşturdum. Dizimi kaldırıp karnına geçirdiğimde, İad'ın bana bu hamleleri öğrettiğine şükrettim. Natasha, birkaç santimlik bir mesafeyle geriledi ve eli yüzümden düştü.

"Seni öldüreceğim, aptal. Yemin ederim seni öldüreceğim." dedikten sonra hiç beklemeden tekrar üstüme atladı. Elleri kanatlarımı yakaladığında, çığlık atarak geri çekildi. Yalnızca birkaç saniye kalmasına rağmen, parmaklarındaki derinin yarısı yenmişti. Kanatlarıma doğru bir bakış attığımda, beyazın üstünde yer yer kan lekleri vardı. Bir hilal ve yıldız şekline benzediğini düşündüğüm lekeler, saniyeler içinde kayboldu. 

Vampir Yasaları 1- Hiraerth | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin