HİRAERTH BÖLÜM:16

3.5K 98 30
                                    

Üzerimdeki kıyafetlere son kez baktığımda yine hoşuma gitmiyordu.Uzun bol siyah bir kazak ve lacivert bir kot pantolon. Kalın şeyler giymeye alışık olmayan bedenim pamuklu kazak tarafından rahatsız ediliyor ve durmadan kaşınmama neden oluyordu. Kazağı çıkarıp atmamak için kendimi zor tuttuğum bir gerçekti.

"Uzaylı mısın?" diye sordu, Eylül. "Daha önce hiç kazak görmemiş gibi davranıyorsun." diye devam etti, mavi gözlerini yüzüme dikerek.

"Vampirim." dedim saklama gereği görmeden. Netice de hafızasını silebilme gibi bir özelliğim vardı.

"Beyritte!" diye bir uyarı geldi yan odadan.

"Seni nasıl duydu?" diye sordu, Eylül şaşkınlıkla bana bakarken. Gözlerindeki ürkmüş ifade gülmeme neden olmuştu. Garip görünüyordu.

"O da vampir." dedim, Eylül'den aldığım siyah lastik tokayla saçımı bağlarken.

"Vampirler beyaz olur." dedi bana gözlerini devirerek bakarken. "Gerçi Twilight serisinde Laurent'de zenciydi. Ama kitapta beyazdı tabi. Her şeyi değiştiren senaristler onu da değiştirmişti." diye devam etti kendi kendine konuşur gibi.

"Vampirler hakkında bilgin var mı?" dedim bunu bilmesine şaşırarak. O zaman Hiraerth burada bir yerde olmalıydı. Kendini açığa mı çıkarmıştı yoksa? 

"Elbette var! Vampirler kitapların ve filmlerin ana konusu bu dönemde. Fantastik konulu çoğu şeyin başını çekiyor vampirler. Bak en sevdiğim beş vampiri sayacağım sana, sende seviyor gibisin. Vamprilerin kralı olarak bilinen Dracula, Twilight'ın yakışıklı vampiri Edward, The Vampire Diaries'ın en karizmatik karakteri olan Damon Salvatore ve tabi bir o kadar karizmatik olan Klaus var. Birde Hemlock Grove'daki Roman..."

"Eylül." dedim hızlı hızlı konuşmasına daha fazla dayanamayarak. Bahsettiği kişiler hem kimse gözlerinde müthiş bir parıldama oluyordu. Hayranlıkla bahsediyor ve sanki daha önemli bir şey yokmuş gibi anlatıyordu.

"Ne var? " dedi aksi bir şekilde. "Daha cümlemi bitirmemiştim. Ne kabasın. Bir insan konuşurken cümlesini bölmemelisin, Beyritte. " dedi gayet ciddi bir suratla. Ona biraz daha böyle konuşursan kafanı başka bir yerde bulursun bakışı attığımda, asabi yüz hattı ürkek haline döndü yeniden.

"E...efendim Beyritte?"

"Bir vampiri nasıl bulurum?"

"Ben...  Bilmiyorum! Onlar gerçek değil ki?" diye sordu kafası karışmış bir ifadeyle.

"Eylül, ben bir vampirim!"

"Vampirler beyaz olur..."

Alex, hışımla açtığı kapıyı sertçe çarparak kapattı ve yanı başımda belirdi. Gözleri öfkeyle parlarken, bir bana bir Eylül'e bakıyordu.

"Ona neden vampir olduğunu söylüyorsun?" diye bağırdı.

"Cidden vampir misin?"

"Alex,vampirler hakkında bilgiye sahip!Bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum!" dedim öfkeyle.

"Bu kız hiçbir şey bilmiyor!" dedi Alex, ardından ellerini saçlarında dolaştırdı. "Bunca insanın yaşadığı bir yerde onu bulmamız imkansız." diye devam etti Alex, başını onaylamayan bir biçimde sallarken.

"Buraya ışınlanmamızın bir nedeni olmalı, Alex!"

"Evet, ama ne? Ben bir şey bulamıyorum! Nasıl bulacağıma dair bir fikrim de yok!" diye gözlerini bir Eylül'de bir bende gezdirdiğinde, Eylül'ün yanaklarına hücum eden kanın akışını hissettim. Kan kokusu yoğun bir şekilde gelmeye başladığında, gözlerimi Eylül'e çevirdim ve yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Gözlerini kocaman açarak öylece Alex'in çıplak gövdesine bakıyordu aval aval. Alex ise benim gibi kanın kokusunu almış ve olduğu yerde huysuzlanmaya başlamıştı.

Vampir Yasaları 1- Hiraerth | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin