HİRAERTH BÖLÜM:18

3.5K 94 56
                                    

Charlotte, yüzünde pişkin bir ifadeyle küçümseyen bakışlarla baştan aşağı beni süzerken, kafasını koparıp bir yerlere fırlatma dürtümü bastırmaya çalıştım.

"Cevap! " diye gürledim yeniden. Beyaz elbisesinin kirden perişan görüntüsüne bakan Charlotte, içini çekti. Elbisesinin bu haline üzülmüş gibiydi.

"Sana verecek bir cevabım yok Shira. " dedi omuz silkerek.

"Gerçek adımı nereden biliyorsun peki? " dedim, masmavi gözlerinin içine bakarak. Charlotte, durdu ve kendine birkaç saniyeliğine düşünme süresi verdi. Ardından gözlerini kaldırdı ve yine o kibirli ifadeyle bana baktı. Dudağını yavaşça ısırarak cevap verdi.

"Shira, yanındakilere çok fazla güveniyorsun. " dediğinde, kaşlarımı çattım.

"Christopher! " diye bağırdım, yüksek bir sesle. Aslında bağırmama gerek yoktu. Beni fısıldasam bile duyabilirdi.

"Ne kadar tatlı bir çocuk değil mi? " diye sordu Charlotte, imalı bir şekilde. Hiç bir eşyanın olmadığı odanın kapısı açıldığında, Christopher içeriye girdi. Meraklı gözleri bir bana bir Charlotte'e baktı.

"Evet? "

"Gerçek adımı bir başkasına söylemeye nasıl cüret edersin? " diye öfkeyle bağırdığımda, yüzünde bir şaşkınlık oluştu. Ardından öfkeli gözlerle Charlotte'ye döndü. Hiç beklemediğim bir anda kızın üzerine saldırdığında, Charlotte'nin kanatları her iki yana açılmıştı.

"Seni pislik. " diye bağırdı Charlotte, boğazına sarılan vampirden kurtulmaya çalışırken.

"Christopher! " diye bağırdım. "Hemen bırak onu! "

Christopher, ellerini boğazından çekmeden kadını kaldırdı ve hiç duraksamadan karşıdaki duvara fırlattı. Duvar içe doğru bir göçük oluştururken, Charlotte'nin bedeni duvardan dökülen parçalarla beraber yere devrilmişti. Kanatlarındaki kanlanma aslında ne kadar güçsüz olduğunu gösteriyordu. Vampir yanı çok az olmalı. Charlotte, küfür ederek doğrulmaya çalıştı.

"Bunu neden yaptın? " diye bağırdım Christopher'a.

"Beni kullanmış. " dediğinde, yüzünde kandırılmanın verdiği bir hayal kırıklığı taşıyordu. Ardından gelen  ve kin dolu bakışlar ise, öfkenin neden olduğu bir şeydi.

"Ona başka ne söyledin? "

"Yalnızca adını. " dediğinde, rahat bir nefes aldım ve Charlotte'ye ilerledim. Kolundan tutup, ayağa kaldırdığımda bu sefer küçümseyerek bakmıyordu. İfadesiz bir suratla bakıyordu.

"Pekala Charlotte, bana hikayeyi anlat. " dedim ve gözlerinin içine bakarak fısıldadım. "Miklihir." (Meklâir olarak okunuyor.) 

Gözleri boşluğa bakar gibi oldu ve itaatkar bir yüz ifadesiyle başını salladı. Hipnozun etkisi hızla kendini gösterdiğinde, kolunu bıraktım. Yeniden yere çöktüğünde, anlatmaya başlamıştı.

"Annem, lise son sınıfa gittiğinde tanışmış onunla. Okulda tarih öğretmenliği yapıyormuş ve öğrencilerine özel ders veriyormuş. Annemin yakın bir arkadaşı onun evine ders almaya gitmiş ve ertesi gün annem onun sırtında birkaç bıçak izi görmüş. İzleri sorduğunda küçükken olduğunu söylemiş ama annem daha önce sırtında bıçak izi görmediğine eminmiş. Annem ilk başta fark etmese de, her ders almasının ardından arkadaşının vücudunda yeni yeni bıçak izleri oluşuyormuş. Bir gün annem arkadaşına kameralı bir kalem vermiş ve olanları bit bilgisayardan canlı canlı izlemiş. İlk başta normal bir şekilde ders anlatan öğretmenleri, ders bittikten sonra kıza bir şey fısıldıyormuş ve kız öylece donuk kalıyormuş. Tıpkı bir robota dönüşüyormuş. Annem çok paniğe kapılıp, hızla evinden çıkıp öğretmeninin evine gitmiş. Fakat gittiğinde arkadaşanı kapıdan çıkarken görmüş ve şaşırarak yanına gidip nasıl olduğunu sormuş. Arkadaşının yüzünde kamerada gördüklerini belli eden bir iz görmemiş  ve oldukça sağlıklı da görünüyormuş. Öğretmeninin aniden yanında bittiğini ve saniyeler sonra onu içeri taşıdığını yazmış."

Vampir Yasaları 1- Hiraerth | TamamlandıWhere stories live. Discover now