Vampir Yasaları 1- Hiraerth | Tamamlandı

HİRAERTH BÖLÜM: 9

Ölümün bile size cazip geldiği anlar olurdu. Hayattan bıktığınız da ölüm, en güzel kaçış gelebilirdi. Sevdiğiniz insanın sizi terk ettiğinde intiharın eşiğine gelip, kendinizi ölümcül bir asit gölünün içinde, huzura ermiş bir şekilde bulabilirdiniz. Acı çekerdiniz ve acınız sadece birkaç dakika içinde son bulurdu. Ölüm bu kadar basit yollara ulaşabilirdi işte size.

Peki ya Aseyşi Liderinin bana çektireceği ve ebediyen sürmesini istediği acı ne olabilirdi? Bu saatlerdir kafamı kurcalayan fakat Alex yüzünden pek düşünebildiğim bir konu değildi. Çünkü; ne zaman düşüncelere daldığımı görse, beni kucağına çekip öpmeye başlıyordu. Tıpkı şu an olduğu gibi.

Alex'in Scorlas'ın sınırına yakın evine neredeyse bir saat önce gelmiştik. Ev, tek kelimeyle boştu. Ne bir koltuk, ne de bir yatak vardı. İki katlı büyük gri duvarlarlarla kaplı bir evdi. Gri, evin duvarlarını işgal etmiş, baktığınız her yerde grinin karamsarlığını üzerinizde hissetmenize neden olmuştu.

Sırtım sertçe duvara vurulduğunda acıyla inledim. Alex'in olağanüstü gücü yüzünden ondan aldığım her darbe, acının beni yakıp kavurmasına neden oluyordu. Geldiğimizden beri tek yaptığımız şey birbirimizi öpmek ve vücutlarımıza dokunmakla sınırlıydı. İlerisine izin yoktu...

Dudaklarımdan boynuma doğru inen dudakları, tenimin karıncalanmasına neden oldu. Keskin sivri dişleri boynumu tahriş ederken, derimin altındaki ince damarların yırtılışını duydum. Dişleri boynuma saplanıp, elleri kalçalarımı yoğurmaya devam ettiğinde, Alex hakkında su götürmez bir gerçekle karşılaştım. O, tutkunun vücut bulmuş haliydi. O kadar vahşi ve şehvetliydi ki, ciğerlerime oksijen gönderme gereği duyuyordum. Ben bir vampirdim. Nefes almadan da yaşayabilirdim. Ama Alex'le öpüşmek, tıpkı ruhunuzu bir başkasının ruhuna aktarmak gibiydi. Ruhumu emercesine öpüyordu dolgun dudaklarımı. O benim ruhuma susamış bir cellattı. Ben ise onun dudaklarında nefes almadan yaşayaman bir insan kadar acizdim.

Dudaklarımı dudaklarından zoraki de olsa ayırmayı başardığımda, dişleri tekrar tahriş ettiği boynuma kaydı. Dilini tahriş olmuş yüzeylerde dolaştırıp, inlememe neden olurken, kanatlarının açıldığını hissettim. Siyah ve lacivert alacası olan parlak kanatları, gözlerimin önüne kocaman bir gölge gibi düşerken, parıldayan gümüş renkli Ritna'ları tenime doğru uzandı. Ritna'larının uyanmasının nedeni Alex'in sevişmek istemesinden kaynaklanıyordu. Birleşme sırasında Ritna'lar da birbiriyle birlikte olur ve çiftin kanatlarında yavru Ritna'lar doğardı.

Alex, sırtımı yasladığı duvardan uzaklaştırıp, hırıltılı bir sesle kucağına oturttu. Bacaklarım çıplak sırtına dolandığında, içimdeki arzuyu benimle birlikte hisseden Ritna'larım kanatlarımın her iki yana açılmasına neden oldu. Alex'in dudakları göğüslerimde turlarken, bacaklarımın arasını dürten demirden farksız sertliği hissettim. Aniden gözlerimin önünde ay ışığı gibi parlayan bir ışık çaktığında, Alex'i ve babasını görür gibi oldum. Bu yalnızca birkaç saniye sürmüştü. Alex, hayat hikayesini zihnimin bariyerlerinde dolaştığını hissettiğinde benden uzaklaştı. Ellerini çıplak dizlerime yerleştirip, alık bir ifadeyle kirpiklerini kırpıştırarak bana baktı. Gümüş şimşeklerin çarptığı gözlerinde, kendi surat ifademe bakarken, ondan çok farksız değildim. Kuzguni tenim terlemiş, kalın dolgun dudaklarım öpüşme sonucu olduğundan daha fazla dolgunluk kazanmış, mavi gözlerimdeyse şehvet parıltıları kol geziyordu. Dilimi usulca dudaklarım da gezdirdiğimde, gözleri hayatında ilk kez Güneş gören bir insan gibi kısıldı. Hırıldayarak dudaklarıma tekrar saldırdığında, iki elini belime yerleştirip soğuk zemine yasladı.

Alt dudağım dişleri tarafından insafsızca ısırıldığında, belim tümsek görmüş dört nala koşan hayvanlar gibi yükselmiş, tırnaklarım sertçe çıplak sırtına saplanmıştı. Parmaklarımın etrafındaki birkaç Ritna'nın dilini hissettiğimde irkildim. Ve o an kafamın içine bakan Alex'i gördüm. Hatıralarımın gizli olduğu kapıları zorlanmadan açarken, kendimi onu engellemeye zorladım. Açmaya çalıştığı kapı, benim ne olduğunu bilmediğim ama ölümcül olduğunu hissettiğim sırrımın gizli olduğu kapıydı ve bu sırrı öğrenmesi iyi sonuçlar çıkarmazdı ikimiz içinde.