life after death

5K 704 64
                                    

Sonbahar gelmişti ki bu benim için oldukça iyiydi, sonbahar benim mevsimimdi.

Balkonunuzda oturduğumuz geceyi hatırlıyorum, annem beni zorla size sürüklediğinde, onlarla oturmak yerine yanında durmayı tercih etmiştim ki genelde bunu yapmazdım.

Sadece annem telefonuma gelen bir mesajdan dolayı erkek arkadaşımın olduğu fikrine yoğunlaşmıştı ve beni deli edercesine her zaman bu muhabbetti açıp duruyordu.

Küçük bir taburenin üzerinde, simsiyah bir gecenin ortasında, orada otururken ilk defa ağladığını gördüm.

Yani tabiki ilk değildi, 7 yaşımızda domuz Jae Rim (bu adı kesinlikle ben takmamıştım, tüm mahalle böyle sesleniyordu çünkü adeta bir domuz gibi yiyordu) babanın sana bıraktığı kolyeni kırdığında ağlamıştın.

Bunun bana zevk verdiğini de hatırlıyorum ama pişman olmadığımı söylemek zordu, bu zamana kadar bana birçok zarar vermiştin ama benim için değerli olmayan şeylerdi.

Nerede duracağını biliyordun.

Sana üzüldüğüm için onun ayağını tekmelemiştim, yüzüne tükürdüğüm için bana attığı bakışı unutamıyorum, hala gülümsememi sağlıyor.

Haline baktığımda o günden bir farkın olmadığını görüyordum. Sanki çok değerli bir şeyini kaybetmiş gibiydin.

Sana sarılmadım, nedenini de sormadım.

"Sence, öldükten sonraki yaşam bu mu?" demiştin, "şuan ölmüş gibi hissediyorum."

"Ölmedin," demiştim yüzüne bakmazken. "Ben yaşıyorum ve bu kadar saçmalık sadece yaşarken karşına çıkabilir."

Ayrıldığınızı, onunla geçirdiğin ayların bir film gibi olduğunu söylemiştin.

O gece seninle geçirdiğim yılların, benim için bir film gibi olup olmadığını düşünmüştüm.

Galiba bizden olsa olsa Trajedi olurdu.

En azından ben öyle sanıyordum.

alphabet boy | hoseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin