fears

4.6K 603 71
                                    

Annen nihayet istediği parayı kazandığında -gerçekten tüm gününü restoranda geçirdiğini göz önüne alırsak, sonuna kadar etmişti- tatile çıkmamamız gerektiğini annemle konuşup duruyorlardı.

Babam -kendisi üvey olan- bizim için bir otel ayarladığında, annemle annen oldukça heyecanlı gibiydi ama nedense ben hiç gitmek istememiştim.

Sende onlar gibiydin, son bir kaç haftadır uçup gittiğini düşündüğüm enerjin yerine gelmiş gibiydi ve ben sırf senin için bu tatil işine çomak sokmak istememiştim.

Uçakta ağlamak üzere olduğumu hatırlıyorum, yükseklikten her zaman korkardım.

Kendim değil, başka birini yüksekte görmem bile tüylerimi diken diken etmeye yeterdi.

Uçuyor olduğumuzu düşünmek sanırım midemi bulandırmıştı ve yolcuğumun uzun bir kısmını tuvalette geçirmiştim.

Peşimden gelip ben tuvaletten çıkana kadar orada beklediğini hatırlıyorum.

"İyi misin?" diye sorup duruyordun ve her seferinde evet demekten yorulmuştum.

Her yaptığının içimdeki bir şeyi ezip geçtiği bir gerçekti. Bu kadar yakınımdayken, aslında uzakta olmanı kaldırmıyordum ve sadece tüm bunlara değip değmediğini sorgulamaya başlamıştım.

Değdiğin kararına vardığım her an sırtımdaki yük daha da artıyordu.

Annem açıkça uyarmıştı, seninle aramda bir şey olsun istemiyordu ve annenin bizi gördüğü zamanlarda, sana olan bakışlarından aynı konuşmaları seninde yaşadığını anlıyordum.

Tek merak ettiğim şey annelerimiz böyle olmasaydı senin için bir şey değişir miydi?

Çünkü beni bir arkadaş, daha kötüsü ikimizin de sahip olmadığı kardeş olarak gördüğünü düşünüyordum.

Çünkü yemin ederim ben senin için onları karşıma alabilirdim.

18 yaşındaki Somi olarak söylemiyorum.

En sonunda tuvaletten çıkıp yanına geldiğimde elindeki göz bandını verip takmamı söylemiştin.

Elimi tuttuğunu hatırlıyorum.

Parmaklarını, parmaklarımın arasına almış, beni rahatlatmak istercesine elimi sıkmıştın.

Belki de içimdeki korkuyu unutmama yardım etmeye çalışıyordun ama bilmiyordun ki bana dokunduğunda, bu beni yüksekte olmaktan daha rahatsız hissettiriyordu.

"Az kaldı, kusmamaya çalış. Yani en azından üzerime."

20 dakika sonra indiğimizi hatırlıyorum, kalan yol boyunca yüksekte olduğumu düşünmeye vaktim bile olmamıştı, aklımı bu denli meşgul edebilmen, saçmalıktı.

alphabet boy | hoseokWhere stories live. Discover now