free

4.1K 602 50
                                    

Tüm gün, Jeju'ya gelmenin ne kadar güzel bir fikir olduğuyla ilgili konuşup durmuştun ve ben yürümekten şişen ayaklarım yüzünden, ilk defa susmanı dilemiştim.

Biliyorsun, saatlerce konuşsan dinlerdim.

Alınmanı istemem.

Elindeki fotoğraf makinesiyle tüm gün fotoğraf çekip durmuştun.

Bir tepeye çıktığımızı hatırlıyorum, annelerimiz kırklı yaşlarında olduklarından aşağıda kalıp dedikodu yapmayı tercih etmişlerdi.

Gerçi çıkarken, bende onlara katılmalıydım diye düşünmüştüm ama orası harikaydı.

Gerçekten, insan o kadar yüksekteyken her şeyi yapabileceğini hissediyordu.

Bunu bana sen söylemiştin.

Ben korktuğum için uzak dururken, sen yine elimden tutmuş ve beni sonuna kadar götürmüştün.

Ayaklarım yerden kesilmiş gibiydi.

Rüzgarı ilk defa orada bu kadar şiddetli hissetmiştim.

"Kollarını aç," dediğini hatırlıyorum.

Zorda olsa yapmıştım ve bilmiyorum, sen varken korkmuyordum sanırım.

"Harika," demiştin.

"Yüksek," demiştim yere bakmamaya özen gösterirken.

"Senden önce ölürsem," demiştin gülerek. Bunu gülerek bile söylemen içimi acıtmıştı. "Küllerimi burada özgür bırak."

"Asıl ben senden önce ölürsem," sözümü kesmiştin.

"Küllerini odana dökeceğim," dedin gülerek. "Son zamanlarda seni odandan ayırmak imkansızdı."

Dediğin şeye gülmüştüm, haklıydın.

"Daha sonra buraya tekrar gelelim," demiştin.

"Tamam," demiştim geçiştirerek. Orada olmaktan korkmuştum ve inmek için can atıyordum.

alphabet boy | hoseokWhere stories live. Discover now