words

4.8K 691 115
                                    

En yakın arkadaşın bana baloya gitmeyi teklif ettiğinde, ilk önce bunun senin başının altından çıkmış olabileceği yargısına varmıştım.

Bana elbise aldığın gün, kiminle gideceğimi sormuştun ve bende tek olacağımı söylemiştim.

"Bu iyi," demiştin. Neden iyi olduğunu söylediğin hakkında uzunca kafa patlatmıştım.

Kendimi inandırmak istediğim bir çok şey vardı ama baloya onunla gideceğini biliyordum.

Tabiki de onunla gidecektin, yoksa sevgilin o değil bir başkası olurdu.

Seokjin'in saçlarını karıştırıp, utanarak cevabımı beklemesini çok sevimli bulmuştum ama biliyorsun, ikiniz çok farklı insanlardınız.

Ona, daha baloya gitmeye karar vermediğimi söylediğimde kafasını sallayıp gitmişti. Birini üzmekten nefret ederdim ama benden hoşlanıyor olmasına imkan felan vermemiştim.

Üstelik Seokjin okuldaki her kızın koluna takmak isteyeceği bir çocuktu. Bu yüzden tamamen senin onu zorlamış olabileceğin olasılığına yoğunlaşmıştım.

Birkaç tenefüs sonra beni bulmuş, onu neden reddettiğimi sormuştun. Omzumu silkip, gitmek istemediğimle ilgili birkaç cümle gevelemiştim.

Sanırım o günden aklımda en çok kalan şey söylediğin sözlerdi.

"Seokjin, bunu sana söylediğimi duyarsa beni öldürür ama senden hoşlanıyor, hemde uzun bir zamandır," demiştin sanki bu harika bir şeymiş gibi gülerken. "Sende ne bulduğunu bilmiyorum, sadece o baloya gitmen gerek. Tek değil, onunla birlikte."

Bana aldığın elbiseyi, hiç giymedim.

Zaten beni arkadaşının kollarına atabilmek için aldığını bilsem, kabul bile etmezdim.

Aptal olduğum bir gerçekti ama ben bile bu kadarını beklemiyordum.

Kalbimi bu kadar kırabiliyor olman iyi değildi çünkü tamir edebilecek tek insanın sen olduğu gerçeği beni daha da kırıyordu.

alphabet boy | hoseokWhere stories live. Discover now