ghost

4.6K 682 77
                                    

Elimdeki kahve fincanını sinirden tutamadığım günü hatırlıyorum ama hatırlamak istediğimden emin değilim.

Karşımdaki koltukta o kızla oturuyordun.

Ve ilk defa kendi kendime boku yedin, Somi demiştim.

Aşık olabileceğim erkekler listesine, listenin en sonundaki kişiyle başladığına inanamıyordum.

Annenin o kızı çok sevdiği ortadaydı. Benim annem ise sanki her şeyin farkındaymış gibi gözünü benden ayırmıyordu.

Kendimi bir hayalet gibi hissetmiştim.

"Aynı okula gittiğimizi duydum," demişti bana dönüp.

Bir iki saniye duymamazlıktan gelmiştim.

"Evet," demiştim daha sonra. Konuşmak istediğim bir ortamda değildik ayrıca kahvenin tadı da ölüm gibiydi.

"Arkadaş olmanızı istemiştim," demiştin gülerek. "Ama Somi'nin ne kadar arkadaş canlısı olduğunu tüm dünya biliyor."

"Böyle konuşma, Hoseok," demişti annen uyarıcı bir tonla.

"Önemli değil," demiştim annene dönüp. Beni kırmak için söylediğin çok belliydi.

Kahveyi kafama dikip mutfağa gitmek için bahane ürettim.

Bardağı tezgahın üstüne attıktan sonra, sandalyelerden birine oturmuştum.

Kapıdan girdiğini gördüğümde, annenin seni buraya göndermiş olması ihtimaldi.

"Annen benden özür dilemeni istedi, değil mi?" demiştim gülümserken.

"Evet," demiştin kapıya dayanırken.

"Güzel," demiştim. "Özürünü götüne sok, galiba ona ihtiyacım olmayacak."

Bu sefer beni cezalandıran bir annem yoktu ama bir süre kendimi odama kitlediğimi hatırlıyorum.

Annem de sanki içimi okumuş gibi, hiç rahatsız etmemişti. Hiçbir şey sormamıştı da.

İlk defa büyüdüğümü ve annemin bacağına yapışıp ağlayamayacağımı o zaman anlamıştım.

alphabet boy | hoseokOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz