Part 3 | i wish you were here...

7.3K 247 3
                                    

Ne?! One Direction mı? Zayn okuluma, sınıfıma gelecekti! Biri bana bunun şaka olduğunu söylemeliydi yoksa hemen şurada ruhumu teslim edecektim.

Bir umut Bay Pierce'e baktım ve gülmesini bekledim ama o çok ciddiydi.

Şansımın kendini bu kadar erken göstereceğini biliyordum! Şimdi bana inanmış mıydınız?

Sınıfı görmeniz lazımdı. Herkesin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Çığlık atmak istiyorlardı ama Bay Pierce kesin talimat vermişti.

Bay Pierce kahkaha attı.

''Tamam çığlık atmak serbest.'' dedi hala gülüyordu.

Sınıfta çığlıklar koptu. Herkes zıplamaya birbirine sarılmaya başladı.

Ben hala piyaonun önünde oturuyordum. Ben Zayn'e değil Zayn bana geliyordu. Tanrı yüzüme gülmüştü. Ya da benimle dalga geçiyordu. Zayn'i tekrar göreceğim için sevinsem mi yoksa beni tanıma ihtimalini düşünüp üzülsem ve korkuya mı kapılsam kestiremiyordum. Beni tanırdı! O Zain Malik'ti! Beni en çok tanıyan insandı! Hem de bir yılda! Beni tanırdı ve bu yüzden o geldiği zaman sınıfta olmamam lazımdı.

*****

Teneffüsten sonra herkes sınıfa doluştu. Ben sınıftan çıkacaktım tabi. Kapıya kadar geldim ama Bay Pierce'e yakalandım. Şansım burada da devreye giriyordu!

''Erin? Nereye gidiyorsun?''

''Eve gideceğim. Kendimi iyi hissetmiyorum.''

''Saçmalama Erin. One Direction gelecek ve seni seçeceklerine eminim. Böyle bir şansı kaçırma.''

Elini omzuma koydu ve beni sınıfa sürükledi. Sen bir şey bilmiyordun. Beni seçerlerse neler olur biliyor muydun? Planımı bozamazdın!

Mecburen piyanonun başına oturdum.

Dersler 50 dakikaydı. İlk 20 dakika kemancılar keman çaldılar. Sonra kapı çaldı.

Zayn kapının arkasında nefes alıyordu. Nane kokulu nefesini hisseder gibi oldum. Yıllar sonra yine mi görecektim onu? Ela gözlerini, uzun kirpiklerini...

Gözlerimi kapattım.

''Gel.'' dedi Bay Pierce.

Gözlerim hala kapalıydı.

''İlk dersten beri sınıflara giriyoruz ama hiçkimse istediğimiz gibi değildi. Umarım bu sınıfta yetenekli birileri vardır.'' dedi Louis.

Sınıftan kahkaha sesleri yükseldi. Hadi ama! Bu gerçekten komik değildi. Louis bu sefer iyi espri yapamamıştı.

''Erin, iyi misin?'' dedi Bay Pierce.

Gözlerimi açtım ve Bay Pierce'e baktım.

''Evet, evet iyiyim.''

Bay Pierce'in yanında sırayla Louis, Liam, Harry, Niall ve Zayn vardı. Sırayla onlara baktım. Zayn'le göz göze geldik, gülümsedi. Tanımamıştı sanırım. Yoksa tanımış mıydı? Biliyordum işte! Tanıyacağını biliyordum! Ama tanısaydı şaşırırdı değil mi? Yani gülümsemezdi bence. Tanrım, kafayı yiyecektim!

Saklanma çabalarım son sürat devam ediyordu. Beni görmemesi için dikkat çekmeyecek her şeyi yapıyordum resmen. Bilerek yere kalem düşürüp onu almak için eğildim ve on dakika doğrulmadım mesela. Bunu gerçekten yaptım.

Gitar, keman, çello, bateri çalındı. Sıra piyanodaydı. Tekrar eğildim.

Ne olurdu yani Bay Pierce beni unutsaydı? Lütfen beni unut, lütfen lütfen lütfen, diye dualar ediyordum.

They Don't Know About UsΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα