Part 12 | Game is start!

6K 197 3
                                    

''Seni dinliyorum Erin.''

''Bilgisayardan İrlandaMagazin.com'a bakabilir misin?''

''Tabi, fakat neden?''

''Bak önce. Sonra anlatacağım.''

''Peki.''

Sebastian kısa bir süre sonra kekelemeye başladı.

''E-erin, sen Z-Zayn Malik'le...-''

''Hayır, o haber tamamen yanlış alaşılma. Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek için yardımına ihtiyacım var.''

''Nasıl bir yardım?''

''Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, gerçekten. Erkek arkadaşımmışsın gibi davranacaksın. Tabi istersen. Buraya geleceksin ve masraflarını yönetim karşılayacak.''

''Ben, ben bilemiyorum. Katherine ne der bu duruma?''

''Bunu yapmak zorunda değilsin. Ama lütfen beni yüz üstü bırakma. Senden başkasına güvenemem.''

''Katherine'le konuşup sana haber vereceğim, tamam mı?''

''Peki.''

''Görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Telefonu kapattım, yatağıma uzandım ve rehberden erkek arkadaşlarıma baktım. O sırada tanımadığım bir numara mesaj attı.

''Odama gel, acil. -Perrie.''

Hey, Perrie mi? Hayır bu kız numaramı nereden aldı ki? Neden beni odasına çağırıyordu? Hem de acil olduğunu söylüyordu.

Doğruldum ve aynadan kendime bakıp oda kartımı aldım. Kapıyı çektim ve asansöre ilerledim. Asansöre bindim ve 7'ye bastım. Little Mix o katta kalıyordu. Birkaç saniye sonra asasör karardı ve durdu. Her taraf karanlık oldu. Çaresizce ellerimi duvalarda gezdirdim.

''Hey! Kimse yok mu?! Yardım edin!''

Kapıya vurmaya başladım. Ama kimse yoktu sanırım.

''Yardım edin!''

''Bekle!'' dedi biri. Kim olduğunu kestiremiyordum sesi derinden geliyordu.

Kapı birden açıldı. Zayn karşımda duruyordu. Asansörün yarısı 7. katta yarısı 6. katta durmuştu. Dolayısıyla çıkmam zordu.

''Zayn.''

''Bekle, sana yardım edeceğim.''

''Nasıl?''

''Elimi tut.'' dedi ve elini uzattı. Önce tereddüt ettim ama sonra asansör fobimin oluşmaya başladığını anlayıp Zayn'in bana uzattığı elini kavradım. Tek hamlede beni çekip çıkardı. Asansörden çıktıktan sonra bana sarıldı ve geri çekildi.

''İyi misin?''

''Evet fakat her seferinde bana sarılmayı bırak. Küfürleri yiyen benim.''

''Neden buraya geldin?''

''Perrie çağırdı.''

''Seni de mi çağırdı?''

''Seni de mi derken?''

''Beni de çağırdı.''

Ne söyleyeceğini anlamıştım. Gazetedeki haberden bahsedecekti. Birlikte Perrie'nin odasına doğru ilerledik. Kapı açıktı. İçeri girdik. Perrie yatakta oturmuş, dirseklerini dizlerine koymuş, elleriyle kulaklarını kapatıp ağlıyordu. O an içimden bir şey koptu. Bir insanın üzülmesine sebep oluyordum.

They Don't Know About UsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin