Part 59 | accident

2.5K 165 66
                                    

Merhabalaaaar! ben öncelikle dünkü skype görüşmesinden bahsetmek istiyorum. Katılım azdı fakat biz yine de eğlendik. Tanıştık, birçok konu konuştuk. Açabildiklerimle teker teker görüntülü konuşma yaptım. Ve yaklaşık 2 saat kadar konuştuk! :D öncelikle dün katılan arkadaşlara (Medya, Aslı, Belemir, Hazal, Ceren, Beyzanur, Ayşe) teşekkür ediyorum! <3 çok güzeldi her şey! Bir sonraki görüşmede umarım daha kalabalık oluruz! <3 öpüldünüz çooook <3

@one_1D_one : dünkü görüşmede sende vardın! :D öncelikle katıldığın için teşekkür ediyorum ardından önceki öblüme yaptığın muhteşem yorum için teşekkür ediyorum! <3 bu bölüm senin olsun tatlıım <3 öpüldün çoook <3

Hatırlatma:

Belki de bunu okumadan atarsın, belki de okumak için zamana ihtiyacın olduğunu düşünüp bir müddet okumazsın. Belki de One Direction'a istifamı verdiğimi öğrendikten sonra merak edip okursun... Bilmiyorum. Ama yanlış okumadın, istifamı vereceğim. Beni bir daha görmek zorunda olmayacaksın sevgilim. O turu sana zehir etmeyeceğim. Ama senden ufak bir şey istiyorum. Senin için ufak ama benim için çok büyük. Beni hiç unutma, hep hatırla olur mu? Ve Stefanie'yi tehdit ederek aldığım tişörtün için bana kızma. Kokun geçecek diye çok korkuyorum. Kokunu unutmaktan çok korkuyorum. Seni çok seviyorum sevgilim. Sevgilerimle Scott.''

Gözlerimden durmadan gözyaşlarımı silerken mektubu göğsüme bastırdım. Seni hiç unutmayacaktım Scott. Söz veriyorum.

-------------------------------

Havaalanından çıktığımda beni alması için Sebastian'ı aradım.

Beni aldıktan sonra eve gidene kadar bir şeyden bahsetti ama onu hiç dinlemedim.

Berbat hissediyordum. Sevdiğim adamı ve en yakın arkadaşımı kaybettim. Scott'tan bahsediyordum. Scott'un eline geçen gitaristlik fırsatını yok ettim. Belki de hayatını mahvettim. Ama en önemlisi kalbini kırdım.

''Maggie, geldik.'' dedi Sebastian ve beni aklımdaki düşüncelerden kurtardı.

Başımı yasladığım caamda kaldırdım ve binayı inceledim.

''Yukarı çıkabilecek misin yoksa bavullarını taşımana yardım edeyim mi?''

''Ben yapabilirim.''

''Pekala, ben akşama doğru uğrayacağım.''

''Tamam.''

Kapıyı açtım ve arabadan indim. Arkadaki bavullarımı aldıktan sonra Sebastian'a teşekkür ettim ve içten bir şekilde gülümsemeye çalıştım.

Aklımı meşgul eden, canımı oldukça sıkan sorunlar yüzünden başarılı olamadım sanırım.

Ben binaya girdiğimde Sebastian gitti.

İçimde kıyamet kopuyordu. Canım çok yanıyordu ama sakin durup kendimi kontrol etmek zorundaydım. Çünkü bu sefer neler yaparım, kendimi ne kadar kaybederim bilmiyordum.

Kapıyı açtım ve bavullarımı içeri bıraktım. İçeri girdikten sonra etrafa baktım ama hiç kimse yoktu.

''Katherine?''

Cevap gelmedi.

''Alisa?''

Tekrar cevap gelmedi.

''Ben geri geldim.'' dedim ve cevap beklemeye başladım. Ama tekrar ses gelmedi.

Hadi ama! Bugün döneceğimi herkes biliyordu! Oyun mu oynuyorlardı yani? Komik miydi?!

They Don't Know About UsWhere stories live. Discover now