×6

486 78 80
                                    

Calum bütün gün boyunca Luke ile konuşmadı ve Luke ondan özür dilemeyi milyonlarca kez düşündü. Öyle ki iki gün boyunca olanlar aklından çıkmış, sadece Calum'dan nasıl özür dileyeceğini düşünmüştü sürekli. Ashton, Calum'dan yarın özür dilemesi gerektiğini söylese de Luke bugün yapacaktı. Yarını beklemek istemiyordu.

Luke eve geldiğinde Ashton'ı dinlemeyi düşündü. Belki de Calum'dan yarın, okuldayken özür dilemeliydi. Öfkesi hala geçmemiş olabilirdi ve Luke oraya gittiğinde onunla konuşmazdı. Luke boş yere o büyük eve gitmek istemiyordu. Taksi parası çok tutuyordu ve iki aydır çalışmıyordu. Annesinin gönderdiği parayı temkinli bir şekilde harcamalıydı.

Sarışın çocuk, saat gece yarısına varmak üzereyken uyuyamadığını fark ederek yatağından kalktı. Yaklaşık bir saattir yatakta oraya buraya dönüyor, uyumaya çalışıyordu ama imkansızdı. Gidip Calum'dan özür dilemeliydi. Yataktan kalktı, üzerine öylesine bir tişört geçirdi ve kısa kollu olmasını umursamadı. Calum zaten kolundaki izi görmüştü, gizlemenin bir anlamı yoktu. Altına bir pantolon geçirdi ve komodinin üzerindeki cüzdanının içinden bir miktar para alıp cebine yerleştirdi. Harcanan miktarın canı cehennemeydi.

Anahtarı da alarak evden çıktı, yakınlardaki bir taksi durağına koştu ve kalan iki taksiden birine binip Calum'ın evinin adresini söyledi, yaklaşık yirmi dakika boyunca takside kaldı ve Calum'ın evinin olduğu sokağa ulaştıklarında taksiden indi. Sokaktaki müstakil evleri geçip Calum'ın ailesinin evinin önüne geldiğinde kısa boylu çitlerin üzerinden atlayarak bahçeye geçti; Calum'ın odasının bulunduğu tarafa, evin arkasına ilerledi ve yangın merdiveninden çocuğun odasına çıkıp kapalı camı tıklattı. İçerisi karanlıktı, Calum'ın uyanık olmasını umarak birkaç dakika bekledi ve sonra camı tekrar, bu sefer daha sert bir şekilde çaldı. İçeriden gelen birkaç patırtı duydu ve Calum perdeyi çekip camı açtı. "Siktir, Luke, burada ne işin var?"

"Konuşmamız gerekiyor."

Calum'ın gözleri Luke'un kolundaki kabuk bağlayan yaraya kaydı, bir süre bekledi ve sonra kafasını sallayıp sarışın çocuğu onayladı. Luke pencerenin önünden çekilirken Calum camdan geçti ve Luke'un yanına, merdivenin basamağına oturdu. Bir süre ikisi de sustular, Luke nasıl başlayacağını bilmiyordu. Takside geçen yirmi dakikası boyunca bunu çok kez düşünse de şimdi söyleyeceği her şey anlamsız geliyordu.

Luke en basit yoldan gitmeye karar verdi. "Özür dilerim."

Calum elini ensesine atarken iç geçirmişti. "Üzgünüm dostum, sanırım fazla tepki verdim."

"Hayır, haklıydın."

"Sadece... Mali'ye olanlardan sonra-"

"Hey, Calum." Luke, arkadaşının gözünden akan bir yaşı silmesini izledi. Calum gülerek "Sikeyim" dese de Luke onun canının ne  kadar yandığını şimdi anlayabiliyordu.

Mali Koa Hood iki yıl önce bileklerinde derin izler bırakarak intihar etmişti ve Calum buna asla alışamadı.




bu üzdü.

time of death || muke (+)Where stories live. Discover now