×18

421 68 54
                                    

Bir ay boyunca yaşanan tekdüze şeyler vardı:

Michael, Calum ve Ashton; Michael'ın Luke'u götürdüğü büyük villaya gidip oranın terk edildiğinden emin oldular -Calum birkaç kere burayı terk edecek kadar aptal kişiler olduklarını söylemişti- .

Calum ve Ashton ara sıra Michael'ın evine gidiyor ve Luke'un nerede olabileceği hakkında bir şeyler konuşuyorlardı. Aslında genellikle onlar soruyor, Michael ise cevaplıyordu -ve bu sordukları sadece Luke hakkında değildi, Michael hakkında da bir şeyler sormuşlar ve onun bir katil olduğunu öğrenmişlerdi- .

Michael ise her gece birilerini öldürmeye devam ediyordu. Gerekli kişileri. Ölmesi gereken kişileri. Bunu hak eden kişileri.

Bir buçuk ayın sonunda Michael, Ashton ve Calum'ı arayıp onlara Luke'un yerini bulmuş olabileceğini söyledi ve bu, iki çocuğu da sevinçten havala uçuracak derecede mutlu etti ama sorun şuydu ki Jason'ın çok fazla adamı vardı. Üç kişi oraya girip herkesi dövemez ya da Luke'u oradan çıkaramazlardı. Bir plan yapmadan oraya gidemezlerdi ki Luke'un gerçekten orada olup olmadığı da kesin değildi.

Ama denemeye değerdi.

"Bir planım var" dedi Michael elindeki tabancanın şarjörünü değiştirirken. Calum, Michael'ın eski kanepesinde oturur vaziyette uyuyakalmıştı ve Ashton da yorgunluktan ölmek üzereymiş gibi gözüküyordu. Gözleri ağır bir şekilde Michael'a odaklandı ve dudakları aynı hızla aralandı. "Ne planı?"

Michael kanepesinde uyuklayan Calum'ın yanına geçtiğinde esmer çocuğun gözleri aralandı ve uyku sersemi bir şekilde Michael'a baktı. "Ne?"

"Plan" dedi Michael sinsi bir şekilde gülümseyerek. "Ama birinizin bana silah bulması gerekecek."

"Tanrı aşkına" dedi Ashton ayağa fırlarken. "Sen delirdin mi? Sikeyim, biz on sekiz yaşındayız!"

Mavi saçlı çocuk omuz silkti. "Sınıfınızdan bir çocuğun babası silah kaçakçılığı yapıyor."

"Frank."

"Neyse ne. Ondan silah çalabilirsiniz."

"Siktir oradan" dedi Calum. "Onun babası bizim için fazla kurnaz."

"Belki de öldürmeliyiz."

Ashton gözlerini devirdi. "Tüm sorunlarını birini öldürerek çözemezsin."

Michael elindeki tabancayı kaldırdı ve "Emin misin?" dedi. Ashton gözlerini devirirken Calum esnemişti. Michael ayağa kalktı, silahı beline yerleştirdi ve kapıya yönelirken "Ya siz halledersiniz ya da ölür" dedi. "İki günümüz var."

"Neden iki?" diye sordu Calum. Michael omzunun üzerinden ona baktı. "Çünkü arkadaşınızın daha fazla işkenceye katlanabileceğini sanmıyorum."

"Ona işkence yaptıklarına emin misin?" diye sordu Ashton. "Belki de çoktan öldürmüşlerdir."

"Jason onu öldürmez."

"Neden?"

"Çünkü onda bir şeyler var." Michael kapıyı açtı ve evden çıktı. İki tarafa ayrılan sokakta sol tarafta ilerlemeye başlamışken Luke sürekli aklını kurcalıyordu. O küçük sasrışında bir sorun olduğunu biliyordu ve bu sorun her neyse Jason'ın çok fazla ilgisini çekiyordu ama Jason biriyle bu kadar fazla uğraşmazdı. Bir hafta bile ilgilenmezdi.

Michael, sarışının ölmemiş olmasını diledi.




saçmaladım.

time of death || muke (+)Where stories live. Discover now