×19

390 67 24
                                    

Luke soğuk ve pis zeminde sürünerek kendisini duvara yaklaştırdı, acı dolu inlemeler eşliğinde doğruldu ve sırtını duvara yasladı ama bunu yapar yapmaz sırtındaki yaralar kendilerini belli etmişlerdi. Bir kere daha inlememek için dişini alt dudağına geçirdi ve gözlerine dolan yaşları geri yollamaya çalıştı. Duvarın dibine doğru uzanıp oradaki kasap bıçağını aldıktan sonra duvardaki yerine bir çizik daha attı ve ölümcül baş ağrısına rağmen kaç gündür orada olduğunu saymaya başladı. Ara sıra düşünceleri birbirine karışıyor, hangi sayıda olduğunu unutuyor ve bu durum tekrar başlamasına sebep oluyordu. En sonunda kaç gündür burada olduğunu hesapladığında ise yaklaşık on beş dakika geçmişti.

Doksan üç günlük işkence, doksan üç günlük ölüm. Evet, bunlar fazlaydı.

Garip olansa her gece hiçbir aksama olmadan aynı duyguları yaşamasaydı ve kaldığı demir kapılı odada bıçaktan başka bir şey yoktu. Tüm vücudu kesikler içindeydi, öyle ki artık kesilecek yer kalmadığında sırtını duvara sürtüp derisini aşındırmıştı. Ve sonra da istemeye istemeye yüzüne geçti. Yanaklarında hafif kesikler vardı ama bunlar yetmediği için Luke oraları tırmalamayı daha uygun görmüştü. Büyük ihtimalle tanınamayacak haldeydi. Kollarında kabuk bağlayan çok fazla yara vardı ve bacakları da bundan farksızdı. Fazla kan kaybından ten rengi solmuş, hayalet gibi olmuştu ve günde üç öğün olarak verilen yemekleri bile yiyebilecek durumda olmuyordu genellikle. Bütün gün uyuyor, uyanıyor, düşünüyor, bekliyor ve tekrar uyuyordu. Günün sonlarına doğruysa şu aptal şey başlıyordu -Luke ona 'semptom' demeye başlamıştı çünkü 'aptal şey' demek fazla havalı sayılmazdı - . Tırnaklarını temizleyebileceği bir şey olmadığı için giysilerine sürtüyordu ve bu yüzden üzerindeki pantolon ve tişört de kana bulanmıştı. Onları çıkardığındaysa bulunduğu odanın soğukluğu tenine batıyordu ama bunu yapmak zorunda kalmıştı. O kesikleri yapabilmek için giysileri olmaması gerekiyordu ki kesiklerden sonra onları tekrar giyemedi. Canı fazla yanıyordu ve buna daha fazla dayanamayacağının da farkındaydı. Kesilecek bir yeri kalmamıştı ki olsa bile artık bu acılar da ona az gelmeye başlamıştı. Baş ağrıları mümkünmüş gibi daha çok şiddetlenmişti, tırnakları ise kanamaya devam ediyordu. Bir değişiklik yoktu. Sadece çok fazla kan, kan ve kan vardı.

Luke ürperdiği sesi duyduğunda kulaklarını tıkamak istedi ama Jason ilk kez doğru düzgün bir şey söylemişti. Luke'un dayanmasını sağlayacak ve aynı zamanda da onu endişelendirebilecek bir şey.

"Arkadaşların yolda, Hemmings." Kahkaha. "Aptallar!"

Luke onların ölmemelerini diledi.



teknik olarak diğer bölüm final ama sanırım iki part halinde olacak

fazla net değil, tek part da olabilir

neyse ne amk

time of death || muke (+)Where stories live. Discover now