×15

423 72 65
                                    

"Michael-"

"Kapa çeneni." Mavi saçlı çocuk, Luke'a doğru eğildi ve kemerini takarken çocuk ile hiçbir şekilde göz teması kurmadı. Luke ise gözlerini zorlukla açık tutuyordu. Michael uyumamasını söylemişti.

"Beni evime götür, adi piç" dedi Luke güçsüz bir sesle. Michael onu umursamadan arabayı çalıştırırken "Uyursan seni sikerim" diye mırıldandı. "Tanrım, başıma bu kadar iş açmayı nasıl beceriyorsun Luke?"

Luke yarı açık gözleriyle kısık bir seste konuştu. "Ne işi?"

"Polisler peşimizde."

"Bu yüzden mi gidiyoruz?"

"Evet! Senin şu sikik arkadaşlarını öldüreceğim."

Luke'un bilinci gidip gelirken "Uyuma" dedi Michael öfkeyle. "Sikeyim, uyuma, aptal."

"Senden nefret ediyorum" diye mırıldandı Luke.

"Aşık olmadığın sürece sorun yok."

Luke, Michael'a sert bir bakış atarken "Sana mı?" dedi. Sesi olabildiğince aşağılayıcı çıkmıştı. "Asla."

Michael alayla gülümserken bulundukları sokaktan sağa saptı. Dudakları bir şey söylemek için aralansa da son anda cevap vermemeyi tercih etmişti ve yol boyunca daha fazla konuşmadılar. Michael ara sıra Luke'a uyumamasını söylüyor, Luke da zorlukla gözlerini açık tutuyordu. Yaklaşık bir saat boyunca bu şekilde ilerlemişlerdi ve en sonunda beyaz, büyük bir villanın önünde durduklarında Michael arabayı nereye park ettiğini umursamayacak durumdaydı. Arabadan indi ve Luke'un olduğu tarafa geçip kapıyı açtı. Çocuğun gözleri yarı açıktı, tüm enerjisi çekilmiş gibiydi ve teni de çok fazla solgundu. Michael bu şekilde onu bir hayalete benzetmişti. Luke'un arabadan çıkmasına yardım etti ve hızlı adımlarla villanın bahçesine geçti. O sırada havuzun yanındaki bir şezlongda güneşlenen otuzlu yaşlarındaki bir adam ayağa kalkmış, gülümseyerek onlara bakıyordu. Michael, Luke'u havuzun kenarına kadar taşıdı ve sonra durdular. Luke neler olduğunu anlamasa da mavi saçlı çocuğun karşılarındaki adama bakarken yüzünün aldığı ifadeyi görmüştü. Kaşları çatılmış, pembe dudakları düz bir çizgi halini almıştı ve gözlerindeki öfke açıkça belli oluyordu.

"Michael Clifford!" dedi adam ellerini iki yana açarken. "Ünlü seri katil, ha?"

Michael gözlerini kıstı. "Kapa çeneni, Jason."

Jason gözlerini kısıp Michael'ın yanındaki sarışın çocuğa bakarken "Bu mu?" diye sordu küçümser bir ses tonuyla. "Luke Hemmings?"

"Evet" dedi Michael. "Peşimizde polisler var. Çocuğun arkadaşları çağırmış. Dediğin gibi Luke'u getirdim. Şu polisleri başımdan savmak zorundasın."

Adam bir süre Michael'a baktıktan sonra bir kahkaha patlattı ve "Zorundayım, öyle mi?" dedi. "Anlaşma değişti, Michael. Artık ikinize de ihtiyacım var."

Michael dudaklarını itiraz etmek için aralamışken kafasına yediği darbeyle başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını hissetti. Luke'un ağırlığı sağ omzundan giderken kendisine gelmeye çalışsa da kafasına bir darbe daha aldığında yeri boylamıştı. Gözleri anında kapandı ve Jason "Götürün şunu" dedikten sonra daha fazla dayanamayıp uykuya yenik düştü.




finale yaklaşıyoruz haberiniz olsun diye şey ettim

ama kaç bölüm daha var bilmiyorum

beş bölüm çıkarırım diye düşünüyorum

ve üst üste dört bölüm atmak♥

time of death || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin