×14

408 68 10
                                    

Ashton ve Calum bir kafede oturmuşlardı. Ashton tabağındaki pasta dilimini çatalıyla didikliyor, Calum ise içeceğinin pipetiyle oynuyordu. İkisi de Luke'un okula gelmediği ve onun evine gittiklerinde cevap vermediği günden beri böyleydiler. Genel olarak yemek yemiyor, çok az uyuyor ve derslere katılmıyorlardı. Okul çıkışı ise birbirlerine "Yarın görüşürüz" diye mırıldanarak evlerine gidiyorlardı ve belki de ağlıyorlardı. Ashton üçüncü günün sonunda bir süre gözyaşlarını tutamasa da Calum'ın ağlamadığına emindi. Ve Calum ise dördüncü günün sabahı odasında bir ağlama krizine girmişti, o da Ashton'ın ağlamadığına emindi fakat Luke'tan herhangi bir haber alamadıkları her gün onları daha çok yıpratıyordu. Beş gün boyunca Luke'u birçok kez aramış, onlarca mesaj atmışlardı ve birkaç kere de evine gitmişlerdi. Genellikle günde üç kez. Ama Luke hiçbir zaman kapıyı açmadı, Ashton ve Calum onun başına bir şey geldiğinden eminlerdi çünkü Luke hiçbir zaman böyle yapmazdı. Bu yüzden Luke'un kaybolmasının üzerinden 48 saat geçer geçmez karakola gitmiş ve arama emri çıkartmak istemişlerdi. Polisler ise önce okul kayıtlarına bakıp Luke'un iki gün boyunca okula gelmediğinden emin olmuş, ardından evine zorla girmiş ve orada olmadığını kesinleştirmişlerdi. Luke'un ailesini arayıp onların da olanlardan haberleri olmadığını öğrendiklerinde ise arama emrini kabul etmişlerdi.

Bu olanlardan tam üç gün geçmişti ve Calum ile Ashton, Luke'un kaybolmasının üzerinden geçen beş zorlu gecenin ardından altıncı gün bir kafede oturup bu durumu bütünüyle konuşmaya karar vermişlerdi. Ama şimdi ikisi de tek kelime edecek durumda değildi. Yorgunlardı, acıkmışlardı ama ne uyuyabiliyor ne de yemek yiyebiliyorlardı ki bu durum onların tüm sağlıklarını tepetaklak etmişti. Luke için endişeleniyorlardı. İkisi de. Ve o sarışınsız geçen her dakika onları mahvediyordu.

Ashton'ın telefonunun sesi dikkatlerini dağıtırken kıvırcık saçlı çocuk umutsuz bir şekilde telefonunu cebinden çıkardı ve ekrana bakıp kaşlarını çatarken aramayı cevapladı, telefonu kulağına götürdü. "Alo?"

Ashton birkaç saniyeliğine karşı tarafı dinledikten sonra parmakları arasındaki çatal tabağın kenarındaki eski yerini almıştı. Çocuk ayağa fırlarken "Geliyoruz" deyip telefonu kapattı ve ona şaşkınlıkla bakan Calum'a döndü. "Luke'u bulmuşlar."



kıyamam bunlara amk

bu arada  x3

time of death || muke (+)Место, где живут истории. Откройте их для себя