×9

443 68 65
                                    

"Garip olan ne, biliyor musun?" Luke, Ashton'ın yatağına uzandı ve ellerini kafasını altına koyup tavana bakmaya başladı. "Beni dinledin."

Ashton yatağın ucunda otururken cevap verdi. "Çünkü sana inanıyorum, Lukey." 

Luke güldü. "Ben inanmıyorum."

"Peki o kesikler-"

"Evet, onlar da. Hepsi acıyı hafifletmek içindi."

Ashton kafasını yatağında uzanan Luke'a çevirdi ve yüzünde çizdiği her yerde oluşan kızarıkları inceledi. "Fazla gözüküyor."

"Sence geçmesi ne kadar sürer?" diye sordu Luke gözlerini kapatıp. Ashton yataktan kalktı ve "Bilmiyorum" dedi. "Belki de doktora gitmeliyiz."

"Ne için?"

"Şu kanama olayı. Tırnakların-"

"Araştırdım, Ashton. Baş ağrısı ile birlikte olan tırnak kanaması ile ilgili hiçbir bok yok." Luke gözlerini açtı, yataktan doğruldu ve esnedikten sonra kalkıp kapıya yöneldi. "Gitsem iyi olacak."

Ashton da onun peşinden ayağa kalkmıştı. "İstersen burada kalabilirsin."

Luke kapıdan geçmek üzereyken duraksadı ve omzunun arkasından kıvırcık saçlı çocuğa bakıp gülümsedi. "Ben iyiyim, ahbap."

Ashton kafasını sallamakla yetindi ve Luke, arkadaşının odasından çıkarak hızlı adımlarla kapıya yöneldi. Çıkmadan önce "İyi akşamlar, Bayan Irwin" diye bağırmayı da ihmal etmemişti. Yüzü eğik bir şekilde evden çıktı, dirseklerine kadar sıyırdığı tişörtünün kollarını eski haline getirdi ve basamakları inip apartmandan ayrıldığında karşısında çıkan sokak üzerinde yürümeye başladı. Yaklaşık yarım saat boyunca bir sokaktan başkasına geçmiş, evini bulduğunda ise adımlarını daha da hızlandırmıştı. Her zaman açık olan apartmanın kapısını açtı, merdivenlere geçti ve ikinci kata ulaştığında kendi dairesinin anahtarını cebinden çıkarıp çelik kapının deliğine yerleştirip çevirdi. Kapıyı arkasından kapatıp ağır adımlarla odasına geçerken tek istediği şey güzel bir uykuydu. Ve üzerindeki tişörtten kurtulmak istiyordu çünkü çok sıcaktı, Luke ise bütün gün uzun kollu bir tişörtle gezmişti. Tişörtünü çıkarıp herhangi bir yere attıktan sonra yatağına ilerlerken arkasında birinin varlığını hissetti. Bağıracakken ağzının üzerine inen peçete bunu engellemişti. Gözleri anında kapanıp vücudundaki tüm kaslar gevşedi. Bunu yapan her kimse Luke'u tutma zahmetine girmemişti. Sarışın çocuk parkeye yığıldı.




time of death || muke (+)Where stories live. Discover now