2

22.8K 1.2K 813
                                    


"Gerçekten sensin?" dedi sırıtıp bana bir adım yaklaşırken. Hemen toparlandım ve yüzüme tekrar sert ifademi yerleştirerek silahımı yüzüne doğrulttum. Tavrıma karşı ellerini iki yana kaldırdı ve güldü.

 "Vov, vov! Aslında sabah bir kahvaltı bile hazırlamadan gitmene çok alındım, gerçekten, en azından uyandığımda seni yanımda bulup garip bir sabah yaşayamaz mıydım?" 

 Gözlerimi devirdim. "Tek gecelik ilişkilere tek gecelik denmesinin bir sebebi var, farkındaysan içinde sabah kahvaltı hazırlamak yer almıyor. Ve şu an evime izinsiz girmişken, elimde yüzüne doğrultulmuş bir silah varken; kurman gereken cümleler bunlar değil, şeker çocuk." dedim kızgınlığımı belli ederek. Kimse evime izinsiz girip pişkin pişkin yüzüme sırıtamazdı. 

 Sırıttı.

 "En azından sandviç yeseydik?" 

 Dişlerimi sıktım. Sakinleşmeye çalışarak boynumu esnettim ve kapıya çapraz durarak elimle işaret ettim.

 "Çık dışarı."

 Dudaklarını büzdü. "Neden bu kadar sert bir kızsın? Bir kuyruk acın falan mı var?" Elindeki salamı doğramaya zahmet etmeden kenarından ısırdı. 

 "Evimden defol!" diye bağırdım son kez kararlı bir şekilde. Yüzü ifadesizleşti ve omuz silkerek mutfaktan çıktı. Silahımı gittiği yöne doğru havada tuttum.

 "Bu arada..." dedi dönüp geri geri kapıya yürüyerek, "Pencere kilidin acayip boktan. Senin gibi masum bir kıza zarar vermek isteyenler olabilir. En yakın zamanda daha sert bir şeyler taktırmanı öneririm."

 Tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım. Yandan bir gülüş attı ve kapıya yöneldi. Kapıyı açmıştı ki onu durdurdum.

 "Hey!"

 Hevesle döndü. "Benimle sandviç yemek sana o kadar da kötü görünmedi sanırım?" 

 Yüzüne ifadesiz bir şekilde baktım ve karşısına dikildim. Gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Sadece tek bir gece dememiş miydik? Neden yine karşıma çıkıyordu? Hem de evimde. Sinir katsayım cehennemin sıcaklığıyla doğru orantılıydı.

 Elindeki salamı aldım ve parmağımın ucuyla gövdesini kapıdan dışarı ittim.

 "Salamım bende kalıyor, seni de bir daha burada ya da yakınlarda görürsem bir dahaki sefere bu kurşunların yeni evi kafatasın olur, anlaşıldı mı?" Elimdeki silahı yüzüne salladım. Geri geri titrek sokak lambasına doğru yürüdü, yüz ifadesini görebilmem için fazla karanlıktı. Gittiğine emin olunca kapıyı sertçe kapattım. Bir an önce yeni bir ev bulmam gerekiyordu.

 Odama yöneleceğim sırada elimdeki salamı fark ettim ve ısırdığı yere birkaç saniye bakıp kendi kendime kıkırdadım. 

 "Mankafa."


***


 Ertesi sabah Choi Hana ben mutfakta kahvaltı yaparken yanında getirdiği küçük yazı tahtasında bu geceki işi anlatıyordu.

 "Şimdi, bu iş öyle kolay değil, bu yüzden yanına birini ayarlaması için Namjoon'u aradım."

 Güldüm. "Namjoon'un kendinden başka tanıdıkları da mı var? O evde kitaplığına kök saldı zannediyordum." 

 Choi Hana bana onaylamayan bakışlarını gönderdi. "Adam senden köpek gibi hoşlanıyor ve işi kabul etmesinin tek sebebi sensin, bunun farkındasındır umarım." 

one million bullets || myg.Where stories live. Discover now