11

12.8K 785 409
                                    

 Yoongi'nin kolumu tutan elinden silkindim ve pencereye ilerledim. Sıkıştırılmış kağıdı çekip aldığımda üstündeki logo ve kağıdın rengi kaşlarımı çatmama neden oldu. Bu kesinlikle o günkü kadınla bağlantılıydı.

Kağıdı havaya kaldırdım ve Yoongi'ye doğru döndüm.

"Az önce olanlarla alakalı bir açıklaman var mı? Çünkü beynim patlamak üzere."

Parmaklarını saçlarından geçirdi ve iç çekti.

"Bu... şimdi anlatabileceğim bir şey değil." dedi kısık sesle, sanki sakin olmam için beni ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Ama az önce resmen donup kaldığını görmüştüm ve kesinlikle bir şeyler saklıyordu.

"Gerçekten anlatmayacak mısın?!" dedim elimdekini sallayarak.

"Anlatamam diyorum, neden ısrar ediyorsun?!"

Yine kavga moduna girmiştik. Hiçbir şekilde ortamız yoktu. Derin bir nefes aldım ve kağıdı göğsüne doğru bastırarak her bir kelimenin üstünde tane tane durdum.

"Çünkü, beni zehirleyen kadının elinde bu zarfın tıpkısının aynısı vardı."

Sözlerim üzerine gözleri şaşkınlıkla büyürken dişlerimi sıktım ve yanından geçerek aşağıya indim.

Arabaya ulaştığımda Yoongi'nin yanından geçerken cebinden çekip aldığım anahtardaki kilit düğmesiyle kilitleri açtım ve sürücü koltuğuna geçtim. Ben gaza basacakken kırmızı kapıdan çıktı ve tam ileri atılacakken arabanın önüne atladı.

Yüzüne dik dik baktım.

"Yoo Rae, lütfen..." dedi ve ellerini yavaşça arabadan çekti. Kararı bana bırakıyordu. Hışımla arabayı öne doğru meydan okur gibi ilerlettim ve geri çekilip şaşkın şaşkın bana bakarken arabayı tam tur döndürüp geldiğim yöne doğru gaza bastım.

Birkaç metre bile ilerlememiştim ki bir şey beni durdurdu. Hızla frene bastım. Aynadan baktığımda öylece durmuş arabaya bakıyor olduğunu gördüm.

Başımı direksiyona koydum ve birkaç saniye bekledim. En sonunda dayanamayarak arabayla geri geri gittim.

Yanına geldiğimde hiçbir şey söylemeden yolcu koltuğuna bindi ve bana baktı.

"Beni burada bırakmadığın için çok şaşırdım."

"Bırakacaktım." dedim yüzüne bakmadan ön camdan dışarıyı seyrederek.

"Neden bırakmadın? Tanıdığım Yoo Rae iki saniye bile düşünmeden gitmişti bile."

İç çekerek yüzüne baktım. "Çünkü bırakmak istemedim."

Hiçbir şey söylemeden dudağını ısırarak başını salladı ve o da benim gibi ön camdan karanlık yol kenarını izlemeye başladı. Biraz zaman geçmişti ki boğazını temizlediğini duydum.

"Kendini bu işe bulaştırma. Başının belaya girmesini istemiyorum. Lütfen." dedi elindeki kağıdı buruşturup yumruğunu sıkarak.

"Ben bu işe çoktan bulaştım, Yoongi." dedim gaza basmadan hemen önce.

"Sen ne kadar anlatmasan da öğreneceğim. Eğer o kadın bana o zehri enjekte ettiyse zaten ölüm fermanını imzalamış demektir."


***


 Min Yoongi'nin evine vardığımızda yola çıktığımızdan beri tek kelime konuşmamıştık. Yine sessizce eve girdiğimizde çocuklar ışıkları kapatmış, büyük koltukta yayılmış film izliyorlardı. Taehyung beni görünce kenara kaydı ve yer açtı.

one million bullets || myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin