Bölüm 23- BANA BİR MASAL ANLAT

36 16 23
                                    

Yeni bölüme hoşgeldiniz :) Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen :) Eleştirileriniz benim için çok değerli yorumlarınızı esirgemeyin, keyifli okumalar :)

Ölmeyi daha sık düşünür oldum, daha da önemlisi bunu umursamamaya başladım. Hayatımın en güzel bir senesini yaşadım ve bunun için müteşekkirim ama bitti ben bir daha asla mutlu olamayacağım. Sadece bizim için değil benim için de bütün güzellikler bitti.

Geceleri Uzay'ın mırıldanışlarıyla uyanıp onu izlemeyi özledim. Sabah gözlerini açar açmaz dudaklarıma kondurduğu o küçük öpücüğü özledim. Bu adamın çıplak ayaklarıyla evimin içinde dolaşmasını özledim.

Artık yirmi bir yaşındayım daha güçlü olmam lazım biliyorum ama ben hiç güçlü değilim. Hayatıma kimi alırsam alayım kalbime kimseyi alamayacağımın farkındayım artık.

Ben Uzay'ı yanımdayken bile özlüyordum şimdi o gitti ben size acımı nasıl anlatayım ki? Hani bir insan sadece bir insanı sever ya, ruh eşiniz tek bir kişidir, hep onu arar onu özler ve onu istersiniz ya işte Uzay'dı benimki. Ben onu gördüğüm ilk an hayranlıkla yüzünü incelerken bu adamda bir şeyler olduğunu anlamıştım. Ben sadece onun yanındayken düşünmeden konuşmuştum. Ben sadece onun yanındayken kendim olabilmiştim. Ben bir senede ne kadar mutlu olduysam bundan sonraki hayatımda da bir o kadar üzgün olacağım.

Telefonumun sesiyle düşüncelerimden ayrılıyorum. Annem arıyor yine. Bu kadar sene sonra telefonumda onun numarasını görmek, benimle konuşmak istiyor olduğunu bilmek çok tuhaf gerçekten. Sanki Allah bir şeyler alırken bir şeylerde veriyormuş gibi. Bir şekilde hep sizi teselli etmeyi biliyormuş gibi sanki. Telefon numaramı kimden bulduğunu bilmiyorum. Bu kez açıyorum telefonu. Daha fazla telefonları kapatmaya, kalbim deli gibi acırken inat etmeye takatim kalmadı. Üzecekse üzsün ama benimde annem benim yanımda olsun artık.

Uzay'ın gidişi o kadar büyük bir boşluk ki kalbimde ki boşluklardan biri bari kapansın artık. Annemin yokluğu bir boşluktu, babamın ölümü, Asya'nın taşınması, Emre'nin beni aldatması da bir boşluktu. Sonra Uzay geldi tek başına ve bütün dengesizliğiyle tek tek bütün boşluklarımı doldurdu. Şimdi birden gitti o ve benim bütün yaralarım açıldı. Uzay'ın gidişi bütün acılarıma can verdi. Tek bir boşluk açmadı kalbimde onun gidişi bütün boşluklarımı da gün ışığına çıkardı. Ben Uzay'ın gidişiyle bir kez daha annesiz kaldım, babam bir kez daha öldü, Emre beni bir kez daha aldattı, Asya bir kez daha gitti evden ve her sabah kokusuyla uyandığım adam artık yoktu. Uzay benim her şeyim olmuştu ve o gidince benim elimde hiçbir şeyim kalmadı ben size bu boşluğu, bu yokluğu daha nasıl anlatabilirim ki.

O yüzden bende tek bir boşluğumu doldurmak adına, belki bir kez olsun anneme sarılmak adına, belki bana bir masal anlatır umuduyla açıyorum telefonu.

"Efendim" diyorum.

Sinirli olmam lazım ama artık sinirlenecek halim bile yok. Sadece biraz olsun güzel bir şeyler hissetmek istiyorum. Sanki biraz da olsa, canım yanarken de olsa mutlu olmam lazımmış gibi.

"Kapıdayım beni içeri alır mısın?" diyor.

Sanki aslında beni kalbine alır mısın diyor. Kalbim paramparça ama bunu bilmiyor belki de. O beni bırakırken ben daha bir hiçtim, en sevdiğim renk yoktu, en sevdiğim kitap yoktu, hiç aşık olmamıştım, hiç saçlarımı boyatmamıştım, hiç hayalim yoktu, elime hiç fotoğraf makinesini almamıştım. O beni bırakırken boş beyaz bir sayfaydım ben şimdi yirmi bir sene sonra o kadar kirlendim ve yıprandım ki ben beni ben büyürken tanımayan bir kadın nasıl benim annem olabilir anlayamıyorum. Benim kalbimin bu halini nasıl anlayabilir anlayamıyorum. Ben bu kadını kalbime nasıl alabilirim onu da anlayamıyorum.

ZAMANDA VE UZAYDAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt