Bölüm 32- GİDİYORUM ANLAT

12 11 18
                                    

Daha çok şey bilmek istiyorum artık. Eskiden bir şeyler öğrenmek için çok vaktim olduğunu düşünürdüm ama artık vaktimin olmadığını biliyorum. Asya'yı her gün karşıma oturtup bir önceki gününün nasıl olduğunu dinliyorum. Anneme kardeşlerimin bize gelmesini onlarla tanışmak istediğimi söyledim. Öğreniyorum ki hiçbir şeyi ertelemeye gerek yok aslında her şey için vakit var. Öğreniyorum ki affetmek kolay, affetmeli ve yürümeye devam etmeli insan.

Bir sürü yemek yapmayı öğrendim. İnsan isteyince güzel yemekte yapabiliyormuş demek ki. Daha çok resim çekiyorum artık. Para kazanmak için değil ama mutlu olduğum için. Artık sadece mutlu olmak için yaşıyorum. Ve anlıyorum ki hayat böyle güzel. Hiçbir şeyi para kaygısıyla yapmayın mutlu olduğunuz şeyleri yapın para zaten sizi bulur.

Sabahları Uzay'dan önce uyanmışsam kendimi şanslı sayıyorum. Artık o kadar erken uyanıyor ki onu uyurken izleyemiyorum o beni uyurken izliyor. Bugün şanslı günümdeyim, ondan önce uyandım. O kadar huzurlu ve güzel ki nefes bile almadan izliyorum onu. Elimi kaldırıp elmacık kemiklerine dokunmak istiyorum ama uyanır diye korkup dokunamıyorum. Keşke hep böyle gayesiz olsa diye düşünüyorum. Uyurken birkaç yaş daha genç gözüküyor. Endişe ve stresin onu ne kadar yaşlandırdığını ve yorduğunu bir kez daha anlıyorum. Bütün bunlar bittiğinde ve sizi kucağına aldığında size sarılmanın her şeye değdiğini düşüneceğini biliyorum sadece o zamana kadar onun kalbini nasıl korurum bilmiyorum. O hiç incinmesin istiyorum, kaşları hiç çatılmasın, hep böyle huzurlu olsun istiyorum. Uyurken sırtında taşıdığı bunca acıyı hissetmiyor ve sırf bu yüzden bütün acıları bitene kadar o hep uyusun istiyorum.

Sonunda dayanamayıp soğuk parmaklarımı sıcak elmacık kemiğine koyuyorum. Elim tenine değer değmez gözlerini açıyor. Gülümsüyorum ama çok şaşırıyorum da. Elini elimin üstüne koyup beni izlemeye başlıyor. Sıcacık yüzü ve sıcacık eli buz gibi elimi ısıtıyor. Ben sadece o varken ısınabiliyorum.

"Bu kadar çabuk uyanmanı beklemiyordum" diyorum.

"Seni hissettim" diyor.

Bir gün sizinde benim kadar şanslı olup babanız gibi bir adama aşık olmanızı öyle çok istiyorum ki. Çünkü böyle bir adam sizi sevdiğinde bütün acılar bitiyor, her şeye değiyor. Böyle bir adam kalbinize girdiğinde kalbinizi bir harabeden cennete dönüştürebiliyor. Bütün yaralarınızı sarabiliyor bu adam. Bir gün böyle güzel bir adama aşık olup çok mutlu bir evlilik yapın istiyorum.

Dudağına küçük bir öpücük konduruyorum. Her sabah uyanıp onu yanımda görmek öyle güzel ki ne düşündüğünü ne hissettiğini biraz da olsa anlayabiliyorum. Ne kadar korktuğunu görüyorum gözlerinde. Bir sabah uyanıp da yatağın diğer tarafının boş olduğunu görmenin bu kalbi ne hale getireceğini biliyorum. Ama diyorum size sarılabilecek. Ama diyorum onun umudu da biriciği de sizsiniz artık. Ben sizin elinizi bıraksam da siz birbirinizin elini hiç bırakmayacaksınız artık. Tek bir şey istiyorum sizden ne olur benim için ağlamayın ben yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim, yine olsa yine yapardım, yine olsa yine Uzay'a aşık olur ve sizi seçerdim. Benim yarım bıraktığımı siz tamamlayın bu bizim mutlu sonumuz.

"Anlatsana" diyorum.

Gülümsüyor. Yine kafamın içinden bir şey çıkmasına hiç şaşırmıyor. Bende şaşırmıyorum artık kendime. Biliyorum ki bu dünyada en çok kafasında kuran insan benim. Kafamın içindeki ses hiç susmuyor ki. Kafamın içinde bir İstanbul yaşıyor çok geveze, düşündüğümü bile bilmediğim şeyleri bağırarak söylüyor. O kadar çok konuşuyor ki kendi sesim başımı ağrıtıyor artık. Yinede haklı. Düşündüğü her şeyde, bağırdığı her şeyde, başımı ağrıttığı her şeyde haklı. Sanki o benim kendimi ikna ediş şeklim.

ZAMANDA VE UZAYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin