SEN LEYLA'SIN 🕸️ 7

6.1K 554 4
                                    

...

Bu bir tez önerisiydi. Ben Latince pek çok kelimenin geçtiği kâğıtta yazılanları anlamaya çalışırken adam karşımdaki koltuğa oturmuştu.

"Doçentlik tezi hazırlıyorum."dedi. Dosyaya bakmaya devam ediyordum. "Çalıştığım konu amnezi. Yani, hafıza kaybı." Başımı dosyadan kaldırıp adama baktım. Ciddi miydi? Elimdeki dosyada da pek çok yerde bu kelime geçiyordu. Yani...

Allah'ım! Bu neydi böyle? Yabancı bir ülkede hafızamı kaybediyordum. Koca ülkede bir Türk'e rastlıyordum. O adam bana yardım ediyordu. Tevafuk ki bir beyin cerrahıydı ve hafıza kaybı üzerine çalışıyordu. Bu gerçekten çok fazlaydı.

"Biraz önce söylediğim gibi bu kadar tesadüf çok fazla. Ben de şaşkınım. Ve gelelim biraz önceki teklifime. Eğer kabul edersen bu adil bir anlaşma olacak. Ben senin hafızanı geri kazanmanda yardımcı olacağım sen de araştırmamda bana yardımcı olacaksın."

Kafam iyiden iyiye karışmıştı. Elimdeki dosyanın açık sayfasına baktım bir süre. Amnezi, hafıza kaybı... Öneri formunun verildiği tarih yaklaşık üç ay öncesine aitti.

Ya duyduğum teklif? Burada kalmak, polise gitmek, hapse girmek, İtalyanlar ya da Libyalılarla uğraşmak istemiyordum. Hepsinden önce geçmişimi kazanmalıydım. Ne düşünüyordum ki! Güvenmeli miydim bu adama? Yalan söylemek için bir nedeni olabilir miydi? Biraz düşüneyim, dersem ne kadar düşünecektim? Yarın gidecekti adam. Ne zamana kadar nerede düşünecektim? Türkiye'ye gitmek... Bir çocuk heyecanı ve sevinci dolduruyordu bu düşünce içime. Bütün her şeyin sebebi ve korkunç insanların gezdiği tekinsiz bir yer olarak tanımıştım Cezayir'i. Burada kalmak için ne sebebim vardı ki?

"Eğer kabul edersem Türkiye'ye nasıl gideceğim ki? Elimde sadece sahte bir kimlik ve pasaport var."

"Pasaportuna ve kimliğine bakabilir miyim?"diye sordu. Akşam eve dönünce pasaportla kimliği bana verdiği odaya koymuştum. Gidip pasaportla kimliği getirdim.

Hafızamı kaybettiğim günün ertesinde akşam yemeğinden sonra sahte kimlik çıkartmamız gerekebilir diyerek fotoğrafımı çekmişti. Kimlikte de pasaportta da aynı fotoğraf vardı.

Yavuz kimliğimle pasaportumu inceledi. Kendi pasaportunu da getirip karşılaştırdı. Pasaportun yeterince gerçekçi göründüğünü düşünüyordu. Ama Suriye uyruklu bir kimliğin nasıl görülmesi gerektiğini bilmediğini söylemişti. Yarın ikisini de kontrol ettirip bu kimliklerle gitmemin mümkün olup olmayacağını araştıracaktı. Eğer bu sahte kimlikler işe yararsa en kısa sürede Türkiye'ye birlikte gidecektik.

Yavuz'a rastlamam büyük bir lütuf gibi görünüyordu ama bu lütuf bir yandan da kırılan güvenimden sonra korkunç görünüyordu. Elimden duadan başka bir şey gelmiyordu.

________________

Tanışalı bir hafta olmuştu. Bir haftadır iki yabancı Cezayir'deki o kiralık evde kalıyorduk. Doktor Yavuz çok iyi biriydi. Ne var ki içinde bulunduğum durum yüzünden aşırı şüpheciydim ve her an tetikteydim. Tedirginliğimin farkında olduğu için bana karşı davranışlarına, yaklaşımına dikkat ediyordu. Bazen onun bu hallerine, iyi niyetine bile şüpheyle bakıyordum.

Dört gün önce ihtiyacım olan her şeyi almam için beni bir AVM'ye götürmüştü. Mağazalara benimle girmemiş rahatça alışveriş yapabilmem için kapıda beklemişti.

Nihayet bu akşam Türkiye'ye gidecektik. Önce uçakla Ankara'ya oradan da Samsun'a geçecektik. Bir Suriyeli kimliğine sahip olduğum için Doktor Yavuz'un tanıdığı olarak ülkeme gidecektim. Tabi havaalanında bir sorun çıkarsa ne olurdu bilmiyorum. Sahte pasaport ve kimlik yüzünden başım belaya girmezse yarın ülkemde olacaktım.

SEN LEYLA'SINWhere stories live. Discover now