Korku Okulu - 12.Bölüm - Yaşanmışlar

22.1K 890 186
                                    

"O gün kardeşim kuzenim ve ben o okulun önündeki parkta oyun oynuyorduk. Topumuz o okulun içine kaçtı ve kardeşim ben alırım diyip içeri girdi. Onu beklerken kuzenimle birlikte kaydıraktan kaymaya başladık. Ama uzun bir süre geçince şüphelenip okulun etrafına bakmaya başladık kuzenimle. İçeri girmeye ikimizinde cesareti yoktu. Ben koşarak hemen anneme haber verdim.

Kuzenimde orda kardeşim çıkar diye bekliyordu. Annem telaşla polisi arayıp okulun önüne geldi. Polisler bizden önce gelmiş olacak ki kapının önünde 2 tane polis arabası vardı. Annem ağlayarak polislere sürekli sorular soruyordu en sonunda polis şeritini yırtıp içeri girdi. İçeri girdiğinde önünde kardeşimin ceseti varmış. O günden sonra annem ruh hastalıkları hastanesine götürüldü. İlginç ve korkunç olan ise o gün ben ve kardeşimle birlikte parka gelen kuzenimiz sadece bir hafta sonra ölü bulunmuş." dedi ve ağlayarak kendi odasına doğru çekildi. Tülin'le birbirimizin suratına korkmuş bir şekilde bakıyorken kapının çalmasıyla adeta yerimizden zıpladık.

Koşarak hemen kapıyı açtım ve karşımda küçük bir çocuk belirdi. Bana "Merhaba! Siz kimsiniz?" dedi o küçük ses tonuyla. Bende misafir olduğumuzu söyledim ve çocuğa içeri geçmesini söyledim. Zeynep Teyze, odasından çıktıktan sonra küçük çocuk babaanne diye bağırarak Zeynep Teyze'ye sarıldı. Bizde "bizim için bir oda var mı?" dedik. Küçük çocuk"benim odamın yanı boş orada kalabilirsiniz dedi.

Bizde teşekkür ederek odamıza girdik. Odamıza girip biraz sohbet etmeye başladık Tülin'le. Sohbete devam ederken küçük çocuk yanınıza gelebilir miyim? dedi, bizde kabul ettik. Ona adını sordum. "Arda"dedi. Hemen aklıma ölen arkadaşım geldi. Sadece adını öğrenmemiz için gelmiş sanki, adını sorduğumuzdan hemen sonra odadan çıktı. Tülin'de çocuk çıkar çıkmaz "Hadi uyuyalım!"dedi.
.
.
.

Uyandığımda boynum tutulmuştu, hiç hareket ettiremiyordum. Tülin halime bakıp sessiz sessiz gülüyordu. Yüzümü yıkamak için bile kalkamıyordum neredeyse. Yarım saat sonra tutulma geçmişti. Tülinle birlikte Zeynep Teyze'ye haber verip dışarı çıktık. Biraz kasabayı gezeceğiz. Çok merak ediyorum burda olanları. Biraz yürüdükten sonra önümüzde bir park gördüm. Tülinle birbirimize bakarak koşmaya başladık. Bu kadar yaşanan olaydan sonra sevinilebilecek her şeye fazlasıyla sevinir olduk.

Parka gittiğimizde Tülin hemen kaydıraklardan kaymaya başladı. Bende tırmanma halatlarında tırmanmaya başladım. Acıkana kadar parkta durduk ve daha sonra eve döndük. Eve döndüğümüzde kahvaltı yapmamış olmamızın verdiği açlık ile hemen yemek masasına oturduk. Arda'da halimizi anlamış olmalı ki önümüze buzdolabından çıkardığı yemekleri koydu. Yemekleri bitirdikten sonra Tülin ile birlikte odamıza çekildik. Tülin daha burda kalmamamız gerektiğini söyledi.

Bende eşyalarımı toparladım, sonuçta tanımadığımız insanlara daha fazla yük olamayız. Biz kapının oradayken Zeynep Teyze bizi gördü ve nereye gittiğimizi sordu. Bende "Fazla bile kaldık, daha fazla yük olmak istemeyiz." diyip elbise dolu olan poşeti elime aldım. Zeynep Teyze "Sizi o okulun etrafında yanlız bırakamam asla gidemezsiniz." diyip karşı çıktı ve poşetlerimizi içeri koymamızı söyledi. Bende bu duruma sevinmiştim aslında, daha kalacak yerimiz bile yoktu. Poşetleri tekrar odama koyduğumda masanın üstünde yıpranmış ve yırtık bir kağıt parçası vardı. "Bunu siz istediniz!"

Korku Okulu Where stories live. Discover now