Korku Okulu - 64.Bölüm - Kasa

6.6K 332 62
                                    

Ertesi gün testlerimizi yaptırmak için konağın salonunda toplandık. Aysun Abla belki müdahale edebilir diye yanıma çağırdım. Testler bir bir yapılırken elinden hiçbir şey gelmedi. Doktor tüm test örneklerini eline aldıktan sonra "Test sonuçları iki güne belli olur." dedi ve konaktan ayrıldı.

Aysun Abla ile doktorun peşinden gittik. Testlerin sonucunu değiştirebilmemiz için doktorun testleri nereye götürdüğünü bilmemiz lazımdı.

En sonunda doktor ıssız yerde durdu. Bir evin önüne gitti ve anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı. Evin önüne kadar gittik ama daha fazla ilerleyemedik.

Aysun Abla omzumu dürterek hemen önümüzdeki pencereyi gösterdi. Doktor önümüzdeki odaya geçmiş. Elindeki testleri alıp çelik bir kasaya koyduğunu gördüm. Sesssizce "Biz bu testleri nasıl değiştireceğiz ?" dedim. Aysun Abla sorumu yanıtsız bıraktı.

Doktor kasayı kilitleyip dışarıya doğru çıkmaya başlarken bizde hafif geriye doğru çekildik. Doktorun evden çıktığını görür görmez hemen dış kapıyı açmaya çalıştık. Aysun Abla'nın tokası bize bu konuda çok yardım etti. Kapıyı zorlanmadan açıp kasanın bulunduğu odaya girdik. Kasayı elimle açmaya çalıştım ama yerinden bile kıpırdamıyordu. Aysun Abla "Tek çare kasayı çalmak." dedi. Şaşkın şaşkın Aysun Abla'ya bakarken belki de gerçekten tek çarenin bu olduğunu düşündüm.

Aysun Abla ile birlikte zar zor taşımaya başladık. Kasa gerçekten de çok ağırdı. Hırsızlık süsü versin diye birkaç parça daha ufak tefek şeyler aldık. Kesinlikle sadece kasa için geldiğimizi anlamaması gerekti. Kasayı dışarı çıkarmadan önce dışarıda birisinin olup olmadığına baktım. Kimsenin olmadığına emin olduğum an sessizce dışarı çıkardık. Kasanın üstünü evden bulduğum ufak bir bezle örttüm. Caddeye çıktıktan sonra taksiye atlayıp konağa doğru yola çıktık.

Konakta karşımıza Sinem ve Banu Hanım çıktı. Tüm dikkatlerini elimizde taşıdığımız kasaya vermişlerdi. Yanlarına yaklaştığımızda Sinem "O elinizdeki şey ne ?" diye sordu. Aysun Abla "Hiç ya bir şey değil kuş alacağız da onun için kafes aldık." dedi.

Banu Hanım "Açın da görelim kafesi bu kadar gizleyecek ne var ?" dedi. Aysun Abla, Banu Hanım'ı hiç aldırmadan yoluna devam etti. Sinem arkamızdan "İkiniz birlikte taşıdığınıza göre bu kafes çok ağır heralde." dedi.

Bir şeylerden şüphelendikleri kesindi fakat bir şey göremediklerinden şuanlık bir problem yoktu. Odaya çıkıp kasayı yerleştirdikten sonra Aysun Abla kendi evine döndü. Ben de kasayı iyice sakladıktan sonra yatağıma geçip telefonu elime aldım.

Melis'i aramaya karar verdim. İkinci aramamda telefonu açabildi.

"Melis nasılsın ? Bir aramak istedim sadece."

"Çok kötüyüm Selin. Ev sahibi annem ile beni evden attı. Şuan kalacak hiçbir yerimiz yok ve ev arıyoruz."

"Ben varken bir de ev mi arıyorsun ? Şimdi konakta kal derdim ama kabul etmeyeceğini biliyorum. En azından hemen yanımızdaki müştemilatta kalsanız olur mu ? Hem orası uzun zamandır boştu."

"Sen ciddi misin ? Bu çok iyi haber. Çok teşekkür ederim." diyerek telefonu kapattı.

Kıza resmen kendi konağının müştemilatına oturtmuştum. Vicdanım hiç rahat etmiyordu ama artık ona hiçbir şeyi söyleyemezdim.

Akşam olduğunda yemek yemek için aşağı indim. Dedem, Banu Hanım, Sinem kısacası evdeki herkes sofradaydı. Sofraya oturur oturmaz yemeğimi yemeye başladım. Yemek yemeye başlarken zilin çalmasıyla duraksadım. Hizmetçilerden biri kapıyı açtı. Kapının önüne geldiğimde polislerin geldiğini gördüm.

"Selin Ulusoy burada mı ?" dediler.

"Buyrun, benim." dedim.

"Hırsızlık suçlamasıyla gözaltındasınız!"

- Bölümü nasıl buldunuz ? -

Korku Okulu Onde as histórias ganham vida. Descobre agora