Bölüm 12

9K 419 13
                                    

Oncelikle bölüm biraz kısa oldu bunu için özür dilerim ama öyle çok fazlada kısa değil.

Umarım bölümü beğenirsiniz.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sizin her oyunuz ve yorumunuz benim için çok değerli.
Tüm okuyanlarada teşekür ediyorum. Hepiniz benim için değerlisiniz. 😊😊😊

Aresin ağzından :

Azrayı eve bıraktıktan sonra kendi evime geçtim. Hâlâ sinirim geçmiş değildi. Onları Meriçle öyle gördükten sonra neden bilmiyorum ama kan beynime sıçradı. Azra tutmasaydı orada o piçi öldüre bilirdim. Onada kızgındım aslında neden hep Meriçin dibinden ayrılmıyordu. Ama ben buna bir çözüm bulucam ve Azrayı Meriçten uzak tutucam. Neden bilmiyorum ama Azranın üzülmesini istemiyordum. Meriçinde onu üzüceğini çok iyi biliyordum. Meriçi zaten sevmiyordum dahada bir nefret etmeye başladım. Azranın bana bakmadığı gibi ona bakması, bana gülmediği gibi ona gülmesi nedense sinirimi bozuyordu. Neden olduğunu bilmiyorum. Ama ona öyle bakmasını istemiyordum.
Açaba ondan hoşlanıyormu? bu düşünde bile beni deli etmeye yetiyordu. Hayır ondan hoşlanamazdı. Bunda izin vermezdim. Evet bencil ola bilirdim ama tekrar söylüyorum HİÇ BİR SEBEP olmadan onun başka biri ile olma düşüncesi bile beni o kişiyi öldürmeye itiyordu.
Ben bunları dah fazla düşünürsem kafayı yıyeceğimi anladığım için hemen odama çıkıp kendimi yatâ atım.

' Yürürken durup nerede olduğumu inceledim. Sanırım bir düğün salonundaydım. Her taraf güzelce süslenmişti. Dikatimi çeken ise her tarafın beyaz ile süslenmiş olnasıydı. Ben beyzı sevmezdim benim rengim siyah. Beyaz bana Azrayı hatırlatıyordu. Onun masumiyetini, güzeliğini, o güzel gülüşünü. Ama onun tersine ben siyahtım. Daha fazla düşünmemek için aklımda olan diğer soruyu düşündüm. Acaba kimin düğünüydü ?
Etrafı süzmeyi birakıp bide kendimi süzdüm siyah bir takım elbise vardı üstümde. Her zamanki gibi yakışıklıydım. Tamam tamam biraz egom tavan yapmış olbilir. Burada dikilmeyi birakıp bir masaya geçip oturdum. Herkes bir biri ile konuşurken sesler birden kesildi ve herkes alkışlamaya başladı. Ne olduğunu anlamasam bile bende alkışladım. Sanırım gelin ve damat geliyordu.
İçeriye Meriç ve yanında gelinlik giymiş bir kız girdi. Duvağı kapalı olduğu için gözükmüyordu. Lan benim ne işim var bu piçin düğününde. Ben Meriçe bakarken bana dündü 'Onu bana verdiğin için teşekürler ' dedi sadece benim duya bileceğim bir sesle. Onun ne dediğini anlamasam da o gün Azra ile tartıştıktan sonra Meriçin sözleri geldi aklıma 'Azrayı bana verdiğin için teşekürler ' ( bölüm 9). Aklımdaki o düşünceye hemen bir kilit vurdum bir daha açmamak üzere. Ben öylece onlara bakarken onlar masalarına oturmuşları bile. Nikâh memuru olara dönüp bir şeyler zırvaladıktan sonra Meriçin bağırarak 'EVET' diyişini düydum. Şu anada düşunme yetkimi kaybetmiş gibi hisediyordum. O olamazı değilmi. Sonra nikâh memuru kıza bönüp "Siz Arzra Yılmaz hiç bir baskı altında kalmadan Meriç Şimşeği kocalığa kabul ediyormusunuz".
Onun ismini duyduğum an kafamdan aşa kaynar sular döküldü. Nasıl Meriçle evlene bilirdi. Beynin durmuş ne ayaklarım hareken edebiliyordu, ne de dilim ' Hayır onlar evelenemez' diye biliyordu. Sadece oturmuş öylece izliyordum. Sonra kulaklarımı Arzarın sesi doldurdu 'Evet' herkes alkışlarken ben inme inmiş gibi kıpırdayamıyordum sadece izliyordum. İçim den 'Hayır' diye bağırmak geliyordu. '

Birden yataktan ter su içinde kalktım. O nasıl bir rüyaydı öyle. Hayır hayır o rüya değil kâbustu. Hemen kalkıp banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.
O kâbusun etkisinden hâlâ çıkamadım. Neden beni bu kadar etkilediği hakında da hiç bir fikrim yok.
Bu düşünceleri ve bu ruyayı unutmak için başımı iki tana salayıp. Mutfa indim tam bi bardak su doldurup içeceğim sırada kapı çaldı.

Kapıyı actığımda karşımda Arda ve Ateş duruyordu. Onlar içeri girdikten sonra bende kapıyı kapatım. Salona geçip onların karşısındaki tekli koltuğa oturdum.
İkiside sanki bir şey söylemek istiyorlarda söyleyemiyorlar gibi duruyordu.

"Ne var lan. Ne söyleyecekseniz adam gibi söyleyin" dedim.

Ateş " Ares kardeşim biliyorsun sen ne yaparsan yap biz senin hep arkandayız ama Meriçide neden dövdünü merak ediyoruz "dedi

Ateşin sözleri karşısında ne söyleyeceğimi bilemedim. Aslında neden dövdümü ben de tam olarak bilmiyorum ama onları öyle Azrala dip dibe görünce birden sinirlendim.
Ben bu sorunun cevabını kendime veremezken onlara nasın söylebilirim. İkiside benim be cevap vereceğimi bekliyordu. Onlar benim olmayan kardeşim gibi idiler onlara doğruyu söyleyecektim.

"Neden onu dövdüğümü bilmiyorum " dedim ve yüzümü sıvazladım. Gerçektende neden öyle davrandığımı bilmiyordum.

Arda " Azrala bir ilgisi olbilir mi ?" diye sorduğunda biraz şaşırmıştım. Bundan ben bile emin değilken o nereden biliyordu.

Bende " Sanırım " diye cevapladım.

Piskopat MafyamWhere stories live. Discover now