Bölüm 13

8.8K 413 29
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz.
12 bölümde  çok az oy ve yorum geldi. Bu beni çok üzdü. Sizin oylarınız ve yorumlarınız beni hep motive ediyordu. Umarım bu bölümü daha beğenirsiniz.

Azranın ağzından :

Partinin üstünde neredeyse iki hafta geçmişti. O günden beri ne Ares okula gelmemişti nede Meriç. İkisinide o günden sonra görmemiştim. Aslında görmek de istediğim söylenemezdi. İkisininde o garip davranışlarınına katlanamaz oldum. Meriç o son zamanlarda ki davranışlarını anlamıyordum. Ya da anlıyordum ama anlamak istemiyordum. Yani Meriçin ben hoşlanmasını istemiyordum. Evet ben aptal değilim onun benden hoşlandığını anlayamayacak kadar ama bölye bir şeyin olmasını istemiyordum. Ben onu sadece arkadaşım olarak görüyordum. Meriçi anlaya biliyordum ama Aresi anlamıyordum. Ne davranışlarından ne de bakışlarından hiç bir şey
anlamıyordum.

Daha fazla tavana mal mal bakmayı bırakıp yataktan kalktım. Banyoya gidip rutin işlerimi haledip okul formalarımı giydim.

Mutfa gidip kahvaltıyı hazırladım. Irmağı bekliyordum. Ben de o gelene kadar biraz telefonumla uraştım. Ama hâlâ gelmeyince merak edip odasına çıktım. Kapıyı açtığımda hâlâ yatan bir Irmak görmeyi beklemiyordum.

"Ohooo sen daha kalkmamışsın. Hadi kalk yoksa okula geç kalıcaz. Gecende geç kaldıgımızda ne olduğunu hatırlmıyorsun galiba. Ama istersen ben sana hatırlatıyım ama tabi sana hiç bir şey olmadığı için sorun yok de... " sözümü kesen ise CANIM arkadaşımın kafama atığı yastık oldu.

"Ya kalksana sabah sabah bir de senlemi uraşıcam" dedim ve onu durtmek için yaklaştım. Ama dokundum gibi ateşi odunu anladım.

"Irmak ateşin var senin " dedim. Üsündeki pikeyi çektim. O da benim çektiğim pikeyi tekrar üstüne çekti.

"Ya rahat bırak beni" dedi

Pikeyi tutum ve yere atım " Sakın o pikeye dokunma yoksa kafandan aşaya buzlu su dökerim görürsün " dedim. Hemen ona ateş düşürücü verdim.

"Sen ne yaptında hasta oldun?" diye sordum şüpe ile. O da bana tedirgince bakıp "Biraz dondurma yemiş olabilirim " dedi

"Sen nasıl kışın ortasında dondurma yersin. Sen nekadar çabuk hasta olduğunu bilmiyormusun" diye onu azarladım

"Ne biliyim ben ya çok canım çekmişti" dedi bana masum masum bakarak

"Bu gün yanında kalmamı istermisin"

"Bu zevki sana yaşatmam çanım kankim ben burda yatarım sen de o sıkıcı derslere girersin" dedi ve haince sırıtı.

"Çok kötü sün" dedim ama hemen cidileşip " Zaten ateş düşürüçü verdim birazdan ateşin düşer" dedim ve ona öpücük atarak odadan çıktım.

Hemen montumu giyip çıktım. Okula nerde ise koşarak vardım. Okulun bahçesine baktığıma kimsenin olnadığını gördüm. Ve hani bana alkış yine geç kaldım. Hemen sınıfıma çıktım ve kapıyı çalıp içeriye girdim.

"Özür dilerim hocam"dedim

"Sorun değil Azra "dedi bu hocayı bu yuzden çok seviyordum. Her durumda anlayışlı olabiliyordu.
Ben de sırama yani Aresin sırasına oturdum. O yoken onun sırasında oturmaya başlamıştım. Sanırı o günden sonra aramızdaki buzları biraz olsada erite bilmiştik.

Bu gün her zamankiden daha sıkıcı geçmişti çünkü İrem de gelmemişti okula.Babaanesini ziyarete gidiceklermiş. Benim sonunda bu sıkıcı günün bitiği için sevinmem lazımdı ama sevinemiyordum çünkü malesef bu sıralar derslerimi boşladığım için bugün kütüphanede kalıp ders çalışmam lazım. Hiç vakit kaybetmeden kütüphaneye gidip hemen ders çalışmaya başladım.

Dışarıya baktığımda havanın yavaş yavaş kararmaya başladığını gördüm.
Beynim artık ders çalışmaktaktan isyan etmiş ve bir köşeye çekilmişti.

Sokakta yürürken sanki bir takip ediliyor hisi kapladı içimi havada kararmaya başladığı için bende ara sokak kulanmaya karar verdim.
Ara soka sapıp hem bu takip ediliyor hisini unutmaya çalıştım.
Sokan bir köşesinde içki içen tahminimce 20 yaşlarında üç çocuk vardı. Onlara bakmamaya özen göstererek başımı önüne eğdim ve yoluma devam etim. Ta ki arkamda ki sesi duyana dek.

"Şşşt güzelim bir baksana"

Onlara aldırış etmeden yürümeye başladım ama arkamdan gelen ayak seslerini duya biliyordum. Adımlarımı dahada hızlandırdım.

"Kime diyoruz güzelim bir bekle "

"Bırakın lan peşimi " diye bağırdım başka türlü peşimi bırakacakları yoktu

"Oooo asiyiz de"

Onların aralarındaki konuşmaya aldırmayıp koşmaya başladım.
Benim koşmaya başladığımı gördüklerinde onlarda koşmaya başladılar. Artık koşmaktan nefes nefese kalmıştım ama onlar hâlâ peşimi bırakmamışlardı. Tam hızımı biraz daha atıracak iken ayağım taşa takıldı. Düşmedim ama sendelendiğim için bana yetişmişlerdi. Tam tekrar koşmaya başlayacağım sırada birisi kolumu tutu.

"Akşam akşam bizi ne uraştırdın " deyip beni yere fırlatı. Ben hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım.
Ama onlar hâlâ üstüme geliyorlardı.
Bende yine tam koşucaktım ama yine kolumu tutu bir tanesi.

"Bırak lan kolumu " diye bağırdım

"Şşşş bağırma güzelim sadece biraz eğlenicez" onun bu sözleri karşısında yüzübü burüşturdum. Bir anda diğer kolumuda tutunca bende debelenmeye başladım.
Bi an için sanki o tanıdık sesi düydum. Baştan hayal gibi geldi ama o gerçektende buradaydı.

"Gel biz eğlenelim biraz! " Aresin sözleri üzerine rasmen yerime çivilendim. Hiç vakit kaybetmeden o beni tutan piçi üzerimden çektiği gibi yümruğunu geçirdi. Çocuk zaten sarhoş oduğundan hemen yere yapıştı. Ama bu seferde arkadaşları devreye girdi. Onlar orada kavga ederken ben bir şey yapamıyordum.
Süreki aklımda şu kelimeler dönüp duruyordu BENİ KURTARMIŞTI.
Ben öylece olan biteni izlerken Areste bir şey olmadığını gördüm ama çocukların durumu baya vahimdi. Bu nedensizce yüzümde bir sırıtış oluşmasına yol açmıştı. Ama benklemediğim bir şey oldu ve yerde yatan çocuk yerdeki bira şişesini aldığı gibi Aresin kafasına geçirdi. Benim gözlerimden de yaşlar akmaya başlamıştı. Ağzımdan sadece fısıltı gibi onun ismi döküldü " Ares " .

Piskopat MafyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin