Bölüm 15

8.5K 405 40
                                    

Öncelikle tüm oy veren ve yorum yapan canım okuyucularıma çok teşekür ediyorum.
Yorumlara geç cevap verdiğim için de hepinizden tek tek özür diliyorum küç bir sorun yaşadığımdan geç cevap verdim. Tekrar hepinizden çok özür diliyorum umarım affede bilirsiniz. Ha bu arada çok güzek yorumlar alıyorum beni çok mutlu ediyorsunuz çok teşekkür ederim. Biraz fazla uazatım galiba bölüm biraz sıkıcı olmuş olabilir ama birdahaki bölümde telafi edicem 😊

"T...tamam. Görüşürüz" onun kekeleyişi biraz da olsa beni sakinleştirmiş ti. Ona dönüp sırıtım ve "Görüşürüz "dedim. Bana cevap bile vermeden hemen arabadan inip binaya girdi. O girdikten sonra bende arabayı depoya doğru sürmeye başladım. O adamları ölmekten beter edicektim. Ölmek için bana yalvaracaklar.

Arsin ağzından :

Depoya geldiğimde arabayı durdurup hemen indim. Deponun kapısından girdiğimde üçüde sandalyelere balıydılar. Hepside hala baygın haldeydiler. Adamlarıma üç kova buzlu su getirmelerini söyledim. Kavaları getirdiklerinde hepsinin kafasından aşa boşaltırdım üçüde sıçrayarak kendilerine geldiler. Karşılarında beni gördüklerine de korkmuş olmalilar ki debelenmeye başladılar.
"Ne o korktunuz mu? "

"Abi özür dileriz afet bizi " dedi Azrayı kolundan tutan çocuk

"Siz karşınızdaki kiza acıdınız mı ?" diye bağırdığımda üçüde tekrar yeride sıçradı.

"Abi bir şey yapmadık yemin ederim"

"Ben gelmeseydim yapıcaktınız ama di mi ?" diye sordum. Azranın o haleri aklıma gelince bu adamları öldürmemek için kendimi zor tutuyorum. Ama onlar acı çeke çeke ölecekler. Bu yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
Adamlarıma dönüp işkence malzemelerini getirmelerini söyledim. İlk önce çakıyı alıp üçününde kolarına derin çizikler atmaya başladım. Hepsi acı içinde inliyordu. Daha çakı ile işim bitmedi Azrayı tutan çocuğun yanına gidip elerini kestim. Çocugun barışı tüm depoyu inleti. Yerdeki elini gırdüğü zaman daha fazla dayanamadı ve bayıldı. Bu sefer diğer ikisine döndüm ve adamlarıma önceden hazır olan zehiri getirmelerini işaret etim. Adamlarım ikitane şırınga getip bana verdiler. Hiç beklemeden ikisinede enjekte etim. Bu zehiç çok güclu olduğu için fazla dayanamazlar dı birkaç daka sonra tüm organları iflas edicek ti. Ama diğeriyle işim daha bitmedi. Bayıydığı için adamlarıma yine bir kova buzlu su getirmelerini söyledim. Kovayı döktüğümde zorlada olsa uynmıştı. Masanın üstündeki işkence malzemelerinin üstünde gözümü gezdirdim. Gözüme levye takıldı hemen alıp çocuğa vurmaya başladım. Yavaş yavaş tüm kemiklerini kırdım zaten acıya dayanamadı ve öldü. Ayağa kalkıp belimden silahımı çıkartım ve ateş etmeye başladım çocuğun her yeri delik teşik olduktan sonra bıraktım. Adamlarıma burayı toparlamalarını söyleyip arabama binip eve sürmeye başladım.

Azranın ağzından :

Sabah yine o alarım mide bulandırıcı sesi ile iyandım. Evet gerçekten alarmın sesi midemi bulandırıyordu.
Aslında pek te uyuduğum söylenemezdi dün olanlar hala aklımdan çıkmıyordu. Özeliklede Aresin elimi tutması. O kadar iyi hisetmiştim ki. Ama neden iyi hisetiğim hakında hiç bir fikrim yok.
Yinede kafam çok karışık neden öyle davrandığıyla ilgili. Bu soruyu kendime sorduğumda kafamda kacaman bir soru işareti beliriyor.
Yatakta fazla oyalandığımı fark edip hemen kalktım. Okul formalarımı giyip saçımı at kuyruğu yaptım. Hemen rimel ve parlatıcı sürüp mutfa indim. Mufa girdiğimde her zamanki gibi Irmak hanım daha uyanmamış. Hemen onun odasına çıktım ama o hala uyuyordu. Bu sabah erken kalktığımdan aklıma gelen bu şakayı yapmaya vaktim vardı. Hemen tüm odaları araştırıp tüm saatleri toplayıp hepsini farklı yerlere yerleştirip bir dakika ara ile kepsini kurdum.
Alarmların hepsi tek tek çalmaya başladığında Irmak yataktak sıçrayarak yuyandı bende bu sırada kahkaha atmakla meşkuldüm. Tekrar Irmağa döndüğümde alarmları aramakla meşkul olduğunu gördüm. Tabi bunu görünce kahkahalarım iki katına çıktı. Benim kahkahamı duyan zavalı Irmak bunu benim yaptımı daha yeni fark eti ve zaman kaybetmeden beni kovalamaya başladı. Bende onun benim üstüme geldiğini görör görmez hemen mutfa depar atmaya başladım.
Mutfa girdiğimde o da arkamdan bağırarak geliyordu " Azraa bitin sen!
Beni nasıl tatlı uykumdan uyandıra bilirsin. Üstelik bu şekilde. Sen canına mı susadın " mutfa girdiğinde ustüme doğru hala koşarak geliyordu. Bende masanın etrafında koşmaya başladım. "Tamam küçük bir şaka" bunu söylerken kıkırdamayıda ihmal etmemiştim.

"Bak geç kalıcaz hadi sen hazırlan bende kahvaltıyı hazırlıyım" dedim

"Tamam ben hazırlanmaya gidiyorum ama bu iş burada bitmedi"dedi ve odasına çıktı. Bende kahvaltıyı hazırlamaya başladım.

Irmakla beraber kahvaltımızı yapıp okula geç kalmamak için hemen çıktık. Okula geldiğimizde yavaş adımlarla sınıfa girdik. Hiç beklemediğim bir anda İrem üstüme atladı ve bağırmaya başladı "Kankalarım bu gün benim doğum günüm" bende onun sarılmasına karşılık verip "Doğum günün kutlu olsun kanka ama daha önce neden haber vermedin " dedim kızgın bir tonda. En azından hediye falan alırdık.
Irmak "Doğum günün kutlu olsun kankacım "dedi ve İremi benim üstümden çekip kendisi sarıldı.
İrem Irmaktan ayrılıp ikimizede bakarak "Bu akşam doğum günü partim var ve siz kesinlikle geliyorsunuz"

Irmak " Tabikide geliriz kanka" dedi ve İrem ile yerlerine geçip oturdular.
Ben de Aresin sırasına ilerliyordum ki onun orada olabileceğini hiç hesaba katmamıştım. Biliyorsunuz Aresin okula gelmediği günlerde onun sırasında oturuyordum. Tam geri dönüp boş yer arayacak iken kolumu birisi tutu arkamı dönüp kimin tutuna baktığımda Ares olduğunu fark etim.

Ares "Ben yokken benim sıramda oturuyormuş sun"

"Dalga geçmen biti mi"

"Dalga falan geçmiyorum artık yanımda otura bilirsin"

Yüzüne bakıp cidilini ölçtüm gayet cidi duruyordu.

"Artık tartışmak istemiyorum" diyip sıraya doğru ilerlemeye başladım. Hemen sonrada arkamı dönüp "Ha bu arada artık kalk desende kalkmam"dedim ve gülümsedim

"Bende seni artık yanımdan kaldıracağımı düşünmüyorum" dedi

Hey eski Aresi kim kaçırıp yerine yeni bir Ares bıraktı. Bunu kimin yaptını bilmiyoru ama ben bu Aresi daha çok beğendim.
'Beğendim derken' o kadar olduki iç sesimle konuşmayalı bir garip geldi.
'O alnlamda dememiştim'
'He he hangi anlamda demiştin' bu iç sesi bir gün dövücem
"Ya offf o anlamda demedim" evet sanırım bunu dışımdan söyledim

Ares "Neyi o anlamda demedin"

Ona dönüp şirince sırıtıp " Hiç "dedim
O da bana uzaylı görmüş bakmakla yetindi.

O benim reziliğimden sonra hiç bir şey olmadı günün heri kalanı sıkıcı geçti.
Bu akşam İremin doğum günü olduğundan okuldan aceleyle çıkıp hemen eve gitik.

Piskopat MafyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin