Bölüm 16

8.3K 368 72
                                    

Öncelik le bu bölüm bölümün erken gelmesini isteyenler için gelsin ama gerçekten haftada bir bölüm yayımlayamıyacağım çok zorlanıyorum. Bu yüzden iki haftada bir bölüm yayımlayacağım. Bu bölüm okuyan, oy veren ve yorum yapanlara özel gelsin. Hepinize çok teşekkür ediyorum ❤❤❤

Bu akşam İremin doğum günü olduğundan okuldan aceleyle çıkıp hemen eve gitik.

Azranın ağzından:

Eve gelmeden öncede İreme hediye almıştık.
Eve gelir gelmez hemen Irmakla ikimizde odalarımıza çıktık. Irmak kendi odasına koşarak girdi. Büyük ihtimal şimdi odasında üçüncü dünya savaşı çıkacaktı elbiseler le. Bende kendi odama çıkıp dolabımı karıştırmaya başladım ama bir türlü karar veremedim. En sonunda pes edip Irmağın odasına gitmeye karar verdim. Odasının kapısına gelice bi ara vaz geçesim gelmedi değil. Kapıyı açıp içeriye girdigimde her tarafta elbiseler vardı tabi ben bu duruma alıştığımdan bana tuhaf gelmedi. Her yerde dediysen gerçekten her yer elbiseler le doluydu. Bende elbiselerin üstünden atlaya atlaya Irmağın yanına ulaştım.

"Kanka şimdiden söyliyim ben hayata bu odayı toplamam biliyorum şimdi datıp sonra acıtasyon yaparak bana toplatmaya çalışacaksın. Ha bu arada ne giyecek sin"

"Kanka bi nefes al. Tamam be kedim toplarım odamı " dide ve ağlarmış gibi burnunu çekmeye başladı. Tabi ben bunu yer miyim yemem

"Ağlamadığını biliyorum hadi söyle ne giyecek sin daha ben karar veremedim"

"Tamam be. Ben seçtim ve bu elbiseyi giyeceğim " diyip üstünü gösterdi

Elbise siyah mini sırtı tamamen açık koları dirseklerine kadar dı sırt dekoltesinin ve kolarının kenarları da taşlarla kaplıydı

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Elbise siyah mini sırtı tamamen açık koları dirseklerine kadar dı sırt dekoltesinin ve kolarının kenarları da taşlarla kaplıydı. Güzel bir elbiseydi fakat baya idalıydı. Ama Irmağa çok yakışmıştı bu yuzden bir şey demedim.

"Kanka çok güzel ama ben daha secemedim"

"Madem sen secemedim ben seçiyim mi? Ama ne secersem onu giyecek sin itiraz istemiyorum " dedi. Hazırlanmamız için az bir zaman olduğundan bende kabul etim.

"Tamam ama acele et " dedim o da sanki bunu dememi bekliyormuş gibi hemen gardrobunun karşısina geçti ve elbise aramaya başladı. Ben arıtık canım sıkıldığından yatağa yatmış tavanı seyredip düşünüyordum. Aslında düşünüyordum da denilmez ama her neyse. Arada size de oluyor mu hani böyle bir yere bakıp düşünüyormuş gibi görünürsünüz ama hiç bir şey düşünmez siniz ya işte şimdi tam o durumdaydım. En sonunda Irmağın sesi ile kendime geldim.

"İşte bu kesin sana çok yakışacak "

Elindeki elbiseye baktığımda mini yine siyah tek omuzu açık bir elbise gördüm

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Elindeki elbiseye baktığımda mini yine siyah tek omuzu açık bir elbise gördüm. Irmak onu suratıma atıp giti. Gitiğinide ayak seslerinden duydum göremedim çünkü yüzümde elbise vardı. Elbiseyi yüzümden çekip  Irmaga baktığımda ayakkabılarını karıştırıyor du. Elindeki siyah butilerle bana döndü ve onlarıda elime tutuştur du. Yine gardrobunun önüne geçip içinden deri çeket çıkardı ve onuda yine yüzüme fırlatı. Hayır anlamıyorum ne istiyorsu kardeşim sen benim yüzümden.

Bende üstümü deiştirip makyajımı yapmaya başladım. Sade bir makyaj yapıp saçımıda düzleştirdim en son da deri ceketi giyip hazırlandım Irmağa baktığımda onunda hazır oldğunu gördüm.

Hemen evden çıkıp bir taksi durdurup İremin mesaj atığı adresi söyledik. Taksi bir barın önünde durduğunda doğru yere mi geldik diye tekrar baktım. Irmak beni kolumdan yutup barın içine doğru çekeledi. Barın içine girdiğimizde İrem hemen yanımıza geldi.

"Canım kankalarım"diyip ikimizde sarıldı. Birde sarıldık ayrıdığımızda aklımdaki soruyu sordum

"Kanaka doğum gününü barada kutlayacanı söylememiş tin"

"Ya kanka Arda ayarlayacaktı kutlanacak yeri. Ama hata bende ne bekliyor sam"

İreme baktığıma sarı altı hafif kabarık üstü taşlı bir elbise giydini gördüm.

İrem bizi çekeleyerek Areslerin oturduğu masaya getirdi

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

İrem bizi çekeleyerek Areslerin oturduğu masaya getirdi. Aresle bugünki reziliğimden sonra konuşmamıştık o da beni fark etiğinde önce süzüp sonra kaşlarını çatıp kendi kendine bir şeyler mırıldandı ama duyamamıştım. Masaya geldiğimizde selamlaşıp oturduk.

Artık gerçekten canım sıkılmıştı. Ama geldiğimizden beri gözüme bir şey takılmıştı Arda gözünü Irmaktan alamıyordu yani geldiğimizden beri yandan yandan bakmaya çalışıyordu. Irmağında ondan bir farkı yoktu bunlar ne iş ben bunların arasını kesin yapmam lazım. Sinsice sırıtıp Irmağı kolumla dürtüm. Kulağına yaklaşıp "Pişttt kanka ne iş" diyip Ardayı gösterdim. Irmakda kızarımakla meşkuldü. İşte gerçek kankalık bunu gerktirirdi.

Irmak "Ne işi kanka ya yok bir şey" diyince

"Hadi be ben senin kaç yılık kankanım beni mi kandırıcan "dedim

"Tamam kanka ya sonra konuşak şimdi duyacak" dedi ve yandan Ardaya baktı. Bende ikisine bakıp kıkırdadım.

Arda ayağa kalkıp " Irmak dans edelim mi ?" diye cekingence sorunca yine kıkırdamama engel olamamıştım. Onlar kalkıp gitiklerinde Aresle masada yalnız kalmıştık. İrem ise gelenleri karşılıyordu. Ares bana yaklaşıp kulağıma müzikten dolayı bağrarak "Bu gün sen kendi kendine ne konuşuyordun "diyince bir sıcak bastı
"Hiç hiç yani ben kendi kendime ne konuşa bilirim ki hem sen kendi kendine uydurmasana" dedim evet sonuna kadar inkâr edicem tabiki. O da sırıtıp önüne dönüp içkisini yudumlamaya başladı. Ay gercekten sıcak bastı elimle kendime yelpaze yapıpta tekrar rezil olmak isemediğimden dolayı deri ceketi çıkartım.

Ares " Elbisenin kısa olduğu yetmiyormuş gibi bir de tek kolu açık"dedi bunu kendi kendine söylemişti ama ben duymuştum. Neden öyle demiştiki hem ona neydi. Ama son anda farketiğim yüzümdeki gülümsemeyi hemen sildim.

Biz Aresle sesiz sesiz otururken İremin bize doğru geldiğini gördüm.

İrem "Hadi patayı kesicem"dedi ve beni çekeleyerek oratada herkesin topladığı yere getirdi. Pastayı getirdiklerinde hep bir ağızdan 'İyiki doğdun İremmm' diye bağırdık. İremde dilek tutup pastanın üstündeki mumları üfledi. Herkes sırayla hediyelerini veriken İremde aldığı hediyeyi açıyordu. Sıra bana geldiğinde bende hediyemi verdim. İrem saatleri çok sevdiğinden bende saat almıştım. Hediyemi actığında  "Çok teşekkür ederim kankam benim. Çok beğendim" dedi. Herkes hediyelerini verdiğinde bir tek Ateş kalmıştı. Sıra ona geldiğinde "İrem biraz konuşa bilirmiyiz" dedi. Herkes merakla onları izlerken İremde "Tamam konuşalım"dedi ve dışarıya çıktılar. Ardada onların arkadından kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

Hadi hayırlısı.

Piskopat MafyamΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα