4/ Metelik Üçlü

6.8K 457 675
                                    

Aradan aylar geçiyordu. Severus, Marcella ve Scorpius her geçen gün daha yakın arkadaş oluyordular.

Muska dersinde, bir nesneyi hareket ettirebilmeye çalışıyordular.

"Asamızı elimize alıyoruz." dedi Profesör. Öğrenciler onu dinleyip asalarını ellerine aldılar. "Hareket ettirmek istediğiniz nesneye doğru yöneltip bir kere havada çeviriyorsunuz ve hafifçe vurup 'Wingardium Leviosa!' Diyorsunuz."

Öğrenciler denemek için sabırsızlanıyordular.

"Bu bebek işi!" Dedi Scorpius, Marcella'ya doğru. Eline asasını aldı ve hemen önündeki beyaz tüyü hedef aldı. "Wingarduyum Levyosa!"

Tüy, yanarak onun ve çevresindeki kağıtları da tutuşturunca Marcella profesörün masasındaki su dolu bardağı alıp yanan kağıtlara döktü.

"Aferin sersem." Dedi gözlerini devirerek.

"Bay Malfoy, Wingarduyum Levyosa değil Wingardium Leviosa diyeceksiniz." Dedi Profesör. "Denemek isteyen var mı?"

Severus, asasını eline alıp Marcella'nın saçlarına taktığı yeşil  taca yönlendirdi. "Wingardium Leviosa!"

Marcella'nın başındaki taç havalanırken, Severus asasını sağa ve sola doğru salladıkça taç da o tarafa doğru gidiyordu. Severus, tacı Scorpius'un başına doğru hareket ettirdi ve onun başına taktı.

"Yakıştı dostum."

Marcella gülerek "Scorp, bundan sonra bu tacı sana hediye ediyorum. Keşke yanımda fotoğraf makinam olsaydı!" Dedi.

Scorpius, tacı çıkardı ve sırıtarak Severus'a attı.

"Güzel işti Bay Potter." Dedi Profesör. "Hadi çocuklar, devam edin."

***

Rose Weasley, kollarını kitaplarına sarmış bir şekilde Griffindor ortak salonundan çıkmış, büyük salona gidiyordu.

Koridorlarda yavaş adımlarla yürürken karşıdan gelen "Metelik Üçlüyü" gördü ve gözlerini devirmemek için kendisini zor tuttu.

Remus, onlara bu ismi takmıştı ve bu da Rose ile James'in hoşuna gitmişti.

"Hey, Albus selam!" Diye seslendi Rose.

Severus, karşıdan gelen Rose'u görünce gülümsedi. "Selam Rose, nereye?"

"Ortak salona. Sen?"

Rose, Severus'un yanındaki Scorpius ve Marcella'yı görmezden geliyordu.

"Bizde birazdan geliriz." Dedi Severus. "Scorpius ve Marcella ile tanıştın mı?"

"Tanışmadık. Ama ben Malfoy'un şöhretini biliyorum. Draco Malfoy'un oğlusun, değil mi?"

Scorpius, babasından aldığı soğuk gri gözlerini Rose'a dikti. Rose ise halasından aldığı renkli gözleriyle ona karşılık verdi.

"Annem, babandan nefret ediyor. Babam da öyle. Eh, Harry amcamında sizi pek sevdiği söylenemez. Albus bundan bahsetti mi?"

Severus, Rose'a çenesini kapatmasına dair bakışlar atıyordu.

"Ne olmuş yani ebeveynleri birbirinden nefret ediyorsa?" Diye araya girdi Marcella.

Rose, kaşlarını çatarak kabarık siyah renkli, kıvırcık saçlı kıza baktı. Slytherin yeşili gözleri Rose'a uyuz olmuş bir şekilde bakıyordu.

"Onlar birbiriyle dost oldular. Birbirlerine güveniyorlar. Buna ne senin annen, ne Harry ne de Draco karışamaz. Anladın mı Rozzie?"

Kız, ellerini beline koyarak Rose'un karşısına geçti. Alenen meydan okuyordu.

Asil Bulanık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin