24/ Bir Şey

5.1K 341 283
                                    

Multimedya, yakışıklılar.
Favoriniz?

Yorum istiyorum, yorum! Uzun bir bölüm yazdım:)

Keyifli okumalar dilerim.

Marcella sabah erkenden uyanmıştı. Bugün düello yarışması yapılacağı için önceki gece Profesör Lastrange uyuyup, dinlenmesi için onu serbest bırakmıştı.

Cumartesi günü olduğu için Marcella üstüne rahatça hareket edebileceği yırtık bir kot ve kısa kollu, Muggle bir Rock grubu fotoğrafı baskılı tişört giymişti.

Saçlarını tarayıp, dağınık bir topuz yaptı. Spor ayakkabılarını giyip hızla odadan çıktı ve ortak salona gitti.

Ortak salondan çıktığı gibi kendisini koridora attı. Hızlı adımlarla yürüyordu.

O günden sonra Sirius ile hiç konuşmamıştı. Onu gördüğü zaman kaçacak delik arıyordu. Utanıyordu ve eli ayağına dolaşıyordu.

Ama Sirius Potter'ın keskin bakışlarından kaçması imkânsızdı.

Marcella'nın sürekli üstündeydi bakışları.

Marcella, o günden sonra bir daha Zayn ile yalnız kalmamıştı. Onunla yalnız kalmak kendi içinden de gelmiyordu, Sirius da buna izin vermemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu.

Marcella da bu yüzden Zayn ile arasına mesafe koymuştu.

Ortak salona girdiğinde hemen kendisini yerine attı. Kahvaltıdan sonra saat bir de düello salonunda olması gerekiyordu. Profesör Lastrange'in çok değişik bir atmosfer yaratacağından emindi.

Kahvaltısını güzelce yaparken, ortak salona girdiğini gördüğü Sirius ile az kalsın yediği peynir boğazında kalacaktı.

Sirius, kapıdan içeri girdiği an gözlerini Slytherin masasına çevirdi ve kalbinin ritmini bozan kızı gördü. Yüzünde bir gülümseme oluşurken Marcella'nın yediğinin boğazında kaldığını gördü. Bu, gülmesine neden olmuştu.

Yerine, Marcella'nın tam karşısına geçip kahvaltı eden arkadaşlarına günaydın dedi.

Arkadaşları da bugün yapılacak düello hakkında konuşuyordular. Sirius, onları dinlermiş gibi yaparken Marcella'yı izliyordu.

Violett ve Remus da bugün Griffindor masasında kahvaltı yapmak istiyordular ve Remus tam Sirius'un karşısına oturarak Marcella'yı görmesini engelledi.

Sirius refleksle bir küfür edecekti ki Remus olduğunu görünce sustu. Kendisini toplayıp dostuna "Günaydın." Dedi.

Remus da ona günaydın diyerek karşılık verdi.

"Albus düelloya katılacak mı, James?" Diye sordu Klein.

Sirius, Klein'in sorusu üzerine birkaç saniyeliğine burukça gülümsedi. "Albus ile en son Noel Tatili'nde konuştum Klein."

Olivia, Sirius'un yüzünün düştüğünü görünce ellerini onun ellerinin üstüne koydu.

Marcella, gördüğü bu manzara ile sinirlenmişti. Kıskançlıktan yumruklarını sıkmıştı. Ne hakla o sürtük, Sirius'un ellerini tutabilirdi?

"Üzülme James." Dedi Olivia. "Albus eninde sonunda sizin değerinizi anlayacak."

"Kesinlikle." Dedi Max. "Yanındaki üç hain ona ihanet ettiği zaman kardeşlerine geri dönecek."

Rose, sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu.

"Kimin hain olduğu belli olmaz, Max." Dedi ters bir sesle.

Asil Bulanık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin