Asil Bulanık

20/ Tuzak

Violett güne gözlerini her zamanki gibi kocaman gülümseyerek açmıştı.

Üstüne dizlerinin altına kadar gelen mavi, sade günlük bir elbise giyip Remus'tan aldığı hırkalardan birini de giydi. Ayağına ayakkabılarını giydikten sonra Hufflepuff kızlar yatakhanesinden çıkıp ortak salona indi.

Hufflepuff oğlanlarından birine "Günaydın, Remus Lupin uyandı mı?" Diye sordu.

Oğlan başını iki yana salladı. "Horlayarak uyuyordu."

Violett gülümseyerek başını salladı. "Teşekkür ederim."

Ortak salondan çıkıp, Hogwarts koridorlarında yürümeye başladı. Bugün harika bir cumartesiydi. Remus ile beraber bu iki günü harika bir şekilde değerlendirmesi gerekiyordu.

Bahar gelmişti!

Kahvaltı etmek için ortak salona girdiğinde çok az kişinin olduğunu gördü. Slytherin masasında Scorpius Malfoy, Severus Potter ve Jenna Zabini kahvaltı ediyordular.

Violett'ı ilk gören Jenna ve Severus oldu. Scorpius sırtı ona dönük bir şekilde oturuyordu.

Jenna gülümseyerek el salldığında, Severus da baş selamı vermişti.

Violett onlara gülümsedi. Dudaklarını oynatarak "Günaydın!" Dedi.

Ne olursa olsun, Severus ve Remus kardeşti. Violett da her zaman Severus ve James'i, geçmişte bir ara kendisine kırgın olsa bile Rose'u da kardeşi olarak görüyordu.

Bu yüzden hepsinin seçimlerine saygı duyuyordu.

Griffindor masasına baktığında Rose'un yalnız başına kahvaltı ettiğini gördü. Onun yanına doğru yürümeye başladı.

"Günaydın Rose."

Rose, gülümseyerek daldığı yerden irkilerek uyandığında Violett'ı gördü ve şaşırarak yeniden gülümsedi.

"Günaydın Letty. Gelsene!" Diyerek yanını gösterdi.

Violett, Rose'un yanına oturdu. "Seni bu dönemin başından beri harika görüyorum. Farkında mısın? Kilo vermeye başladın."

Rose, 'Tanrım, oda arkadaşlarım ve sürekli belime sarılan Scorpius dışında sonunda biri daha fark etti!' dedi içinden ve gülümseyerek başını salladı.

"Ah evet, yediklerime dikkat ediyorum. Hareket etmeye falan çalışıyorum... Birkaç kilo vermişim. Nasıl fark ettin? Üstümdeki cübbelerden pek belli olmuyordu."

"Yanakların bile küçülmüş."

Rose, ellerini yanaklarına koydu. "Merlin, hayır yanaklarım küçülmesin."

Violett, onun bu haline güldü. "Neden?"

Çünkü Scorpius onlara bayılıyor, dedi içinden.

"Çünkü onlara bayılıyorum."

Violett başını salladı. "Pati uyanmadı galiba?"

"Ah, hayır... Çok erken kalktı. İşleri olduğunu söyledi ve pof... Ortadan yok oldu. Her zamanki James Sirius Potter. Umarım başına bir iş açmaz."

"Konu James olduğu zaman başına bir iş açması imkansız." Dedi Violett.

Rose başını sallayarak onu onayladı. "Aylak da uyanmadı galiba?"

Violett "Horlayarak uyuyormuş." Dedi ve kıkırdadı.

Rose bezgin bir şekilde gözlerini devirdi. "Kırk yaşındaki adamlar gibi horlar."