Gidip dinlenmeliyim.

1.8K 116 1
                                    

Dersten eve gelene kadar Begüm, neredeyse hiç konuşmadı. Eve girdiğimizde de doğruca odasına gitti. Kerem'le yemek yememe kızdı mı, şaşırdı mı, anlayamadım. Sormaya da cesaret edemediğimden ben de odama kapandım. Müzik açıp okumamız için verilen metinlere, göz gezdirmeye başladım. Fizyolojik psikoloji hakkındaki notları okurken, bir yandan da internetten araştırma yapmaya başladım. Kendimi o kadar kaptırmışım ki, hem kapı hem telefon çalmaya başlayınca yerimden sıçradım. Telefonu, yatağın üstünden alıp kapıya doğru koştum. Arayan Begüm'dü, kapıyı açınca zile basanın da o olduğunu gördüm.

"Nerdesin ya, ne telefona ne kapıya bakıyorsun. Anahtarımı unutmuşum." dedi mutfağa doğru yürürken. Elindeki poşetleri masaya bıraktı. Poşetlere bir göz attım.

"Parti mi veriyoruz?" diye sordum kuşkuyla.

Başını aşağı yukarı salladı. "Ev partisi!"

Harika. Şu an, en ihtiyacım olan şey bir ton insan, gürültü, etraf dağınıklığı ve içki kokusuydu. Çok iyi düşünmüşsün sarışın.

"Lütfen, çok fazla kişi gelmeyecek de." dedim yalvaran gözlerle bakarak.

"Kerem, Arda, Buse, Burak ve biz." dedi omuz silkerek. Rahat bir nefes aldım. Kontrol edilmeyecek bir kalabalık değildi. Begüm kafasına eseni anında yapan insanlardan. Sabah uyandı ve Italyanca bir şarkı mı mırıldanıyor, hemen herkesi ayarlayıp Italya yolculuğu planlayabilir ya da akşam üstü çayı için Londra'ya gidebilir. Tamam, biraz abartılı örnekler ama yapabilir, yapar.

Begüm poşettekileri yerleştirmeye devam ederken, bana yardım etsen bakışı attı. Büyük cips kaselerini çıkartıp cipsleri boşalttım. Çerezleri de aynı işlemden geçirdikten sonra Begüm'e döndüm.

"Kerem'le yemek yedim diye mi, kızdın?" Begüm bana doğru dönüp tezgaha yaslandı. Eline bir tane mandalina alıp soymaya başladı.

"Kızmadım, şaşırdım." Şaşırdın mı, neye şaşırdın ya? Kerem'i yemek yemiyor mu, biliyordu acaba ya da beni? Ben anlamsız gözlerle baktığımdan devam etti.

"Kerem, kolay ısınan insanlardan değil. Pek arkadaş canlısı değildir yani, fark etmişsindir." Ettim tabii, etmem mi? Beni ilk gördüğünde, neredeyse mızıkçı çocuklar gibi beni oyundan atmaya çalışacaktı. "Evet." dedim herhangi bir şey söylemek için.

"Seni tanıyalı daha bir buçuk ay olmuşken, yemeğe gitmenizi garipsedim." Kızmamış olması içimi rahatlatsa da yine de kendimi kötü hissetmiştim. Kerem'le mesafeli olmam en iyiysiydi. Belli ki Begüm tarafından hoş karşılanmayacak iletişim halinde olmamız. Hem benim için fark eden bir şey olmayacak, Kerem'le konuşsam da olur konuşmasam da. Salondaki sehpanın üstüne kaseleri dizdim. Begüm duvarının kenarına bir sehpa daha getirip içkileri koydu, bardakları da yanına dizdi. Hazırlıklar son hızıyla devam ederken, kapı çaldı.

"Ben bakarım." dedikten sonra Begüm zıplayarak kapıya doğru gitti. Gerçekten zıpladı. Ben şu koltuğa kıvrılıp uyuyacak kadar yorgunken, bu kızın enerjisi hiç bitmiyor.

"Kayra gelmiş." diye bağırdı holden.

Yanlarına gittim, "Hoş geldin." deyip öptüm Kayra'yı.

Begüm, Kayra'nın spor çantasını elinden alıp bayram çocuğu neşesiyle, "Ev partisi veriyoruz." dedi. Kayra, tahmin ettiğim gibi yüzünü buruşturdu.

"Ben aslında eşyalarımı toplayıp gidecektim." dedi ayakkabılarını çıkartırken.

"Ne, ne gitmesi?" diye atıldım konuşmaya. Begüm'de bana katılarak. "Hiçbir yere gidemezsin, parti var diyorum." dedi. Parti Kayra'yı durmak için öne sürülecek en son şey sarışın.

Ask Me To StayWhere stories live. Discover now