Evet, ne var?

1.9K 111 7
                                    

Uykuyla uyanıklık arasındaydım, pencereden süzülen güneş yüzüme vuruyordu. Uykum kaçmasın diye, genelde, bu durumdayken yüzümü kapatırdım ama bu kez hoşuma gidiyordu. Biraz daha yatakta oylanmak istesem de kalkmam lazımdı. Yorganı ayağımla tekmeleyerek ittim, tek ayağımı yataktan aşağı sarkıtıp biraz da öyle kaldım. Bir gücün beni çekiştirerek banyoya götürmesini diledim; bir süre sonra, bunu benden başka kimsenin yapmayacağının komutunu beynime ulaştırıp, yataktan sürünerek kalktım. Banyoya ulaştığımda kendimi duşun altına attım, az biraz ayılmanın mutluluğuyla dişlerimi fırçalarken, aynada kendimle karşılaştım. Berbat görünüyordum, gözlerim şişmiş ve mor halkalar belirmişti. Geç yatmayı bırakmam lazım.

Odamda, her zamanki gibi askılıkların önünde dikiliyordum. Siyah, bordo ve yeşil çiçekli elbisemde karar kıldım. Üstüne bordo, ince bir kazak, altına da postallar. Saçlarımı kurutup gelişi güzel ördüm.

Mutfağın kapısına geldiğimde, elindeki tavadan omleti yukarı doğru fırlatan Kayra ve ona hayranlıkla bakan Begüm'le karşılaştım.

''Günaydın.'' dedim şüpheyle.

Kayra bana sevimli bir ifadeyle gülümsedi. Sabahın bu saatinde, hem kahvaltı hazırlıyor hem de gülümsüyor, şaşılacak durum.

Begüm de benzer bir ifadeyle gülümseyip, ''Günaydın, okyanus göz.'' dedi.

Hazırlanmamıştı, açık gri tayt ve beyaz bol bir tişörtle oturuyordu. ''Hadi otur, Kayra bize biberli ve mantarlı omlet yaptı.''

Kayra'ya anlık bir bakış attıktan sonra Begüm'ün tam karşısındaki sandalyeye oturdum. Kayra 'Wake up' yazılı kupama çay doldurup göz kırparak masaya bıraktı. Gözümün önü düşen bir tutam saçı örgümün içine sıkıştırdım, Begüm'e bakıp ''Hazırlanmamışsın.'' dedim

Gözlerini kırpıştırdı. ''Kahvaltıdan sonra hemen hazırlanırım, şimdi çok daha önemli bir şey yapıyorum.'' Kaşlarımı imalı bir şekilde kaldırdım, neyden bahsettiğini anlamadığımdan, ''Kayra'yı kahvaltı hazırlarken izliyorum.'' diye açıklama yaptı.

Yüzümde anlamsız bir ifadeyle, bir Begüm'e bir de Kayraya baktım. Kayra, omleti tabaklara bölüştürüp tavayı tezgaha bıraktı. İkimizin ortasına denk gelen sandalyeye oturdu. Tabağıma biraz da peynir ekleyip didiklemeye başladım. Kayra, Begüm'e spor merkezindeki bir kadından bahsediyordu, bir süre sonra onları dinlemeyi bıraktım.

"Ne yani, kadın yaşına bakmadan sana mı asıldı?" dedi Begüm gözlerini kocaman açarak.

Kayra gülüp "Asıldı demek hoş olmaz ama içki içmeye davet etti."

"Ee, asılmış işte daha ne yapacaktı?" Begüm kollarını göğsünde birleştirip küçük bir çocuk gibi dudaklarını sarkıttı.

Kayra minik bir kahkaha attı.

Begüm'e bakıp "Hazırlan artık, bir saat sonra ders var." dedim. Telefonunun ışığını yakıp kısa bir bakış attıktan sonra masadan fırladı.

Kapısının kapanma sesini duymamla Kayra'nın kolunu çekip bana doğru dönmesini sağladım.

"Ne yapıyorsun sen?" dedim kaşlarımı çatarak. Garip bir ifadeyle yüzüme baktı, "Begüm'le flört mü ediyorsun?" Kolunu elimden kurtardı.

"Bu seni rahatsız mı etti?" dedi yumuşak bir sesle. Rahatsız olmuş muydum, hayır. Sadece bu durumu garipsemiştim ve daha çok ya yürümezse diye düşünmüştüm. Kayra, gözlerini gözlerimden ayırmadan bakıyordu.

"Hayır, sadece biraz telaşlandım." dedim.

Kayra, rahatlamış gibi nefes verdi. Dudağının kenarında belli belirsiz bir kıvrım oluşturacak şekilde gülümsedi.

Ask Me To StayWhere stories live. Discover now