Nolur Nolur Nolur.

1.4K 108 3
                                    

31.12.2012, pazartesi.

"Begüm bu girdiğimiz onuncu mağaza, alt tarafı yılbaşı partisi al bir elbise, gidelim." Arkasından sürünerek yürürken yanaklarımı şişirip nefes verdim. Ayaklarımın beni taşıyacak gücü kalmamıştı, iki saattir tüm alışveriş merkezini talan etmiştik ama hala elimizde tek parça bir şey yoktu.

"Tamam bak şu sondaki mağazada güzel şeyler oluyor oraya da bakalım."

Omuzlarımı eğdim, bitmiş haldeydim. "Bir oda dolusu elbisen var."

Adımlarımı hızlandırıp ona yetişmeye çalışırken mağazadan içeri girdi.

"Eski onlar, hem bu Kayra'yla geçireceğim ilk yılbaşı. Önemli." Gözlerini kırpıştırıken dudaklarını büzdü.

Bulduğum ilk yere oturup ellerini elbiselerin üzerinde gezdirmesini izlerken ne kadar yorulduğumu bir kez daha hissettim.

Telefonumun zil sesini duymamla çantamı karıştırmaya başladım. Hiçbir zaman ilk seferde bulunmayan telefonumu çıkartıp ekrana baktım. Kerem'in yeşil gözlerinin belirdiği ekranı görünce gülümseyerek açtım.

"Kerem?"

"Derin, nerdesin?"

"Alışveriş merkezindeyiz Begüm'le."

"Haa, peki, şey ben mekanı falan ayarladım her şey tamam akşam yedi gibi başlayacak."

"Tamam, orada görüşürüz o zaman." Begüm kırmızı bir elbiseyle bana poz verirken gülümseyip ağzımı oynatarak 'harika olmuş' dedim.

Aynadaki yansımasına hoşnutsuzca baktı, bu yüz ifadesini bugün daha ne kadar görecektim acaba?

"Seni özledim." Kerem'in yumuşacık sesi kalbimi eritirken dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ben de seni özledim." dedim nefes nefese kalmış gibi.

Telefonu kapatıp Begüm'ün olduğu tarafa baktığımda straplez siyah, üzerinde gümüş zımbalar olan mini bir elbise giymişti. Harika görünüyordu, oda benimle aynı fikirde olacakki aynaya gülümseyerek bakıyordu, altına gümüş topuklu bir ayakkabı da giyip bana doğru yürüdü.

"Nasıl?"

"Harika." Kocaman bir gülümsemeyle bakıp başımı olmuş der gibi salladım.

~

Eve girdiğimde kendimi mutfağa atıp çay yaptım. Kayra eşofman altı, üstünde karmaşık baskılar olan tişörtü ve uyurken karışmış saçlarıyla kapıda belirdi.

"Dağılmış görünüyorsun?"

Kupasına çay doldurup karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Sen de salmış." Başımı eğip ona yan yan baktım.

"Geç uyandım, Begüm nerede?"

"Kuaförde, akşam yedide başlayacakmış part, Kerem mekanı ayarlamış."

"Haberim var." Kerem'le bu aralar çok samimilerdi, sürekli iletişim halinde olmaları hoşuma gitse de garipsiyordum. İki huysuz, kendi burnunun dikine giden, herkese güvenmeyen adamın anlaşması garipti ama en sevdiğim iki adam oluduklarından mutlu oluyordum.

"Senin de kuaföre falan gitmen gerekmiyor mu?"

"Benim çay içip yorgunluğumu atmam gerekiyor."

Ayaklarımı masanın altına uzatıp kupamı elime aldım, saat ikiye geliyordu hazırlanmak için yeterince vaktim vardı.

~

Ask Me To StayWhere stories live. Discover now