O Şarkı.

1.1K 108 2
                                    

Sırtımdan aşağı inen ürperti, karnımda hissetmeye başladığım 'kötü bir şey olacak' duygusu ve ciğerime dolan fazladan havayla dakikalardır mutfak tezganın önünde dikliyordum. 

Ne demek 'ikisiyle birden olabilirsin, ben yapmıştım.'? Fazlasıyla sesli bıraktığım nefesimin ardından telefonumu arka cebimden çıkarttım. İkinci defa çalışta açan Kerem'in sesi kulaklarımla buluştuğunda, sesimi kontrol ederek konuştum.

"Kerem, gelip beni alır mısın?"

"Derin, bir sorun mu var?" 

"Kerem aşağı iniyorum."

"Hemen geliyorum."

Odama doğru koşar adım ilerledim, kotumu ve ceketimi giyip hızlı adımlarla kapıya yönelip kimseye görünmeden çıktım. Aşağı indiğimde yağmur yağıyordu, temiz havayı ciğerlerime çekerken sakinleşmek için kendime telkinlerde bulunuyordum. 

Kerem'in arabası önümde belirdiğinde yerimden kıpırdayıp hızlı adımlarla ilerledim, kapıyı açıp yan koltuğa kurulduğumda,  başımı çevirip yüzündeki endişeli ifadeye baktım. 

''Derin sorun ne?''

''Ne değil, kim?'' Sesim oldukça sakindi, aslında ben de öyleydim. Temiz hava iyi gelmişti, zihnim açılmıştı.

Başını yana yatırıp tek kaşını sorar bir ifadeyle kaldırdığında kemerimi bağlamak için başımı çevirdim.

''Rahat konuşabileceğimiz bir yere gidebilir miyiz?''

Beni başıyla onayladıktan sonra arabayı çalıştırdı. 

Etrafta yıkık dökük binaların olduğu bir yerde ilerliyorduk, ıssız bir ara sokağa girdikten sonra inşaat halinde bir binanın önünde durdu. Kemerini çözmesiyle kıpırdanıp kemerimden sıyrıldım, kapıyı açıp aşağa indiğimde arabayı kitleyip önümde hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. 

Büyük demir bir kapının kilidini açtıktan sonra biraz zorlananarak da olsa sürgüleri iki tarafa iterek açtı. İçeri girdiğinde biraz daha yavaş adımlarla onu izledim, ışıkları yaktığında, garaj gibi görünen ama özenle döşenmiş bir mekanda olduğumuzu fark ettim. 

"Bir yıldır falan gelmiyorum buraya." diye mırıldandı.

İlerleyip deri kahverengi koltuklara oturduğumda boynumu dikleştirip gözlerimi Kerem'e çevirdim. Gergin görünüyordu, muhtemelen konunun ne olduğunu tahmin ediyordu, Ece geldiğinden beri gergindi ve bu da Ece'nin sözlerinin doğruluğunu kanıtlıyordu. Kanıtlıyor muydu?

''Derin lütfen artık konuş.'' Nefes verir gibi söylemişti, ikide bir elini ensesine götürüp önümde bir sağa bir sola gidip duruyordu. 

''Ece'yle ne kadar yakındınız?''

İki eliyle yüzünü kapatıp parmaklarını gözlerine bastırdı,birkaç saniye öyle kaldıktan sonra başını dikleştirip gözlerimin içine baktı.

''Eski sevgilim gibi bir şey.'' diye mırıldandı. 

Peki, bunu tahmin ediyordum. ''Arda'yla Ece'nin yakınlığı nedir?'' Sesim fazlasıyla sakindi.

"Onun da eski sevgilisi." Başını daha da önüne eğmişti.

Yüzümdeki kanın çekildiğini hissettim, midemde korkunç bir ağrı vardı, en ufak bir stres bile mideme vururdu, yine öyle olmuştu.

Yerinden kıpırdayıp bana doğru yürüdü, yanıma oturduğunda ondan tarafa bakmıyordum. Sadece düşünüyordum, Ece hem Kerem'le hem Arda'yla sevgiliydi, benim gibi. Buna nasıl tepki vermeliydim? Buna tepki vermeli miydim? Beni ne kadar ilgilendiriyordu?

Ask Me To StayWhere stories live. Discover now