Kuzey Kore
''Yoldaş Baekhyun, Efendim, bekleyin bu saatte dışarı çıkamazsınız. Kuralları biliyorsunuz. Dışarı çıkma yasağında kimi görürlerse vururlar, efendim bekleyin. "
Baekhyun düşünmek istemiyordu. Ömrü boyunca taş lahitleri andıran bu hapishanede tek bir amaca hizmet etmişti.
Ülkesine kendini adayıp, ülkesinde ölmek tek hedefiydi.Elbette kaçamakları olmuştu. Şuan bu duvarlar dışında deli gibi sevdiği bir kadın bile vardı. Ama başkanın söylediği ,hayır asıl doğru olan emrettiği çok farklı bir şeydi .
Tüm doğrularını unutup, yegane amacını göz ardı ederek kendi gibi birine ait olmasını söylemişti. Karşısındaki bir kadın olsaydı pekala bu daha kolay olabilir ve sindirebilirdi ama bahsedilen bir erkekti. Mantığı böyle bir şey kavramak için çok ilkeldi.
Aslında Baekhyun baştan sona, tepeden tırnağa ilkeldi. Bildiği tek şey nasırlı ellerinde tuttuğu silah ve bıçaktı.
''Yoldaş Young? "Diye birden döndüğünde Young adımlarını son anda frenleyip ona çarpmadan durabilmişti.
"Buyrun yoldaş Byun "diyerek kafasını hemen eğdiğin de Baekhyun yılmışlıkla iç çekip omuzlarını düşürmemeye çalışmıştı.
"Sen hiç erkekle evlenen birini tanıdın mı?Evlendiklerinde ne yapıyorlar."
Çekingenlik yada utanma belirtisi olmadan düz bir sesle konuştuğun da Young istemsizce başını daha da eğmişti.
Pakala bu ordunun başındaki adamda beklediği bir sual değildi.O daha çok silahların bakımı yapıldı mı diye sorar ,bölük bölük içtimayı kontrol ederek lakayt erleri cezalandırırdı.
"B-bilmiyorum yoldaş Byun. Hiç öylesini tanımadım, duymadım. "Demesiyle Baekhyun sinirle tekrar önüne dönüp yürümeye başlamıştı.
"Ben yapamam. Oraya gittiğim ilk gün ya o adamın leşi çıkar o saraydan ya da benim."diye bağırdığında Young ne yapacağını bilemez bir şekilde yerinde durmuştu.
Takip ettiğinde eline bir şeyin geçmeyeceği barizdi.
Daha böyle düşünürken gri ,taş lahitlerin tepesindeki spot ışığı direk onu bulmuştu.
Young gözleri kocaman açılıp yerinden kıpırdamadan durduğunda Baekhyun arkasından gelmeyen adım sesleriyle durmuş geriye kısa bir bakış atmıştı ki spot ışığının dolunay misali içine hapsettiği adamla gözlerini devirmişti
"Ellerini kaldır! "
"Arkanda birleştirip yüzü koyun yere çök"
Young ikazları anında yerine getirirken Baekhyun'nun bir adımıyla kafasını kaldırmıştı.
"H-hayır yoldaş Byun yeriniz de durun! "
Diye fısıldasa da Baekhyun bir kaç saniye sonra gözlerinin önünde ölecek dostuna hızla ilerlemiş
,keskin ve hızlı bir hareketle onu spot ışığının kıskacından çıkardığında gizli girişe ulaşıncaya değin kendiyle nefessiz kalana kadar çekiştirmişti.İkili nefes nefese taş duvara sırtlarını yaslayıp sakinleşmeye çalışırken Baekhyun önüne geçip uzun adamın yüzüne sert tokat geçirmişti.
"Gerizekalı... Sadece on saniye... Yüzünü yere eğdiğin an kafa tasının delecek bir kurşunla acı çekmeye vaktin olmadan geberecektin. "Öfkeyle yumruklarını sıkıp bağırdığında Young istemsizce kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romantik Komedi [ChanBaek]
FanfictionKuzey Kore ve Güney Kore Amerika'nın yıkıcı tehdine karşı birleşmeye karar verirse... Ve bunu Güney Kore kendi prensleri ,Kuzey Kore ise başkanlarının tek çocuğu ve oğlunu zorunlu bir evlilik ile birleştirme kararı alırsa ne olur? ♣ Güneyin başı...