Yolum Sana Düştü ♠️

16.Bölüm

"Evet ben o doktor kızı seviyorum bu yüzden senin kızınla evlenemem"
"Tamam evlenme ama işlerin başına geç "
"İstersen bütün pis işlerden temizle "
"Sende bunun mümkün olmadığını biliyorsun "
"Sen Demir Kara'sın istersen yaparsın "
"Hem bana can borcunu ödemiş olacaksın hem de oradan gelen paranın silah kaçakçılığına gitmesine engel olacaksın "
"Ne dersin ?"
"Sadece kaçakçılık da değil uyuşturucu ve kadın ticaretinin de önüne geçmiş olacaksın "
"Büyük bir ayağı temizlemiş olacaksın "
"Bu o kadar kolay mı ben kendimi bile temizleyemedim "
"Senin şirketini nasıl temizleyeceğim "
"Düşün sadece bana borcunu ödemek istiyorsan işin başına geç "
"Evlilik işini sen kızı unutana kadar rafa kaldırdım"
"O kızdan sana eş olmaz "
"Buna ben karar veririm "
Begüm'ün içeri kahvelerle girmesiyle Demir rahatladı .
Bu konuşmanın sonu demekti .
Kahvesini iki yudumda içip Şahin beyin her şeye rağmen elini öpüp odadan çıktı.
Arkasından gelen Begüm'ün topuklu ayakkabı sesini duyuyordu .
"Demir bir kaç dakikan var mı bana ?"
"Tabi Begüm dinliyorum seni "
"Ben babamın aksine evlilik konusunu kapatmanı istemiyorum "
"Seni seviyorum hep sevdim beklerim "
"Ne kadar zaman istersen beklerim bunu bilmeni istedim"
"Begüm işi kabul eder miyim bilmiyorum ama seninle ilgili fikrim hala aynı sen benim kardeşimsin hep de öyle kalacak "
"Sonra görüşürüz dikkatli olun "deyip adamların getirdiği kendi arabasına bindi .
Evden biraz uzaklaşınca telefonunu açtı .
Her zaman arayan tek numara Olcay olurken bu sefer bir numara daha eklenmişti .
Ezo'nun ismini arayanlarda görünce derin bir nefes aldı .
"Ne yapacağım ben ?"diye söylenerek arabayı çalıştırdı .
Tek istediği bir an önce eve Ezo'nun yanına gitmek sımsıkı sarılmak bugünü unutmaktı .

Ezo bütün ders boyunca Demir arar mesaj atar diye bekledi .
Ders aralarında Olcay'ı arıyor soruyordu .
"Olcay benim yine "
"Ezo her saat aramana gerek yok bir haber alırsam seni ararım "
"Çok merak ediyorum Olcay abi ya yine vurulmuşsa "
"Ben korkuyorum ondan başka kimsem yok benim "
"Merak etme aklına böyle şeylerde getirme "
"Hadi benim işim var sonra ben seni ararım sen arama "deyip kapattı .
Ezo derin bir nefes alıp oturduğu yerden kalkıp yürümeye başladı .
"Neden aramıyor bu adam hiç mi düşünmüyor Ezo merak eder korkar bensiz"
"Ne biçim kocasın sen Demir efendi" diye söylenerek okulun çıkısına doğru yürüyordu.
Bir grup kızın bir adamın etrafını çevirmesiyle adamın haline baktı .
Uzaktan o adam ne kadar da Demir'e benziyordu .
"Yok canım ne işi olacak onun okulda"diye söylenerek kalabalığın yanına doğru hızla yürüdü .
Kızların arasında kalmış gülen bir Demir görünce damarlarına aşırı dozda kıskançlık yüklendi.
Tabi o bu duygunun kıskançlık olduğunu anlamayacak kadar saftı .

"Demir" diye seslendi.
Demir adının ürkek bir şekilde söylenmesi ile sesin geldiği yöne döndü.

Ezo etraftaki öğrencileri kızları umursamadan dört adımda Demir'in yanına gelip boynuna sarıldı.
Adam yine kendine sımsıkı sarılan kızı kabul edip ince beline kollarını dolayıp kızı iyice kendine çekti .
Başını saçlarına gömüp öpüp kokladı. 
Ezo ne yaptığını nerde olduğunu unuttu  farkında olmadan adamın  ensesindeki saçlarla oynadı başını  Demir'in kalbinin üstüne koydu .
Yine hızlı atıyor sabah ki gibi diye sevindi .
Bir süre kimseye aldırmadan öylece durdular .
İlk ayrılan Demir oldu ama kızın elini bırakmadı. 
Ezo elini tutan parmaklara baktı sadece gülümsedi kendini Demir'e bıraktı.
Hiç konuşmadan el ele okuldan çıktılar .
Arada birbirlerine kaçamak bakış atsalarda sessizce yürüyüp arabaya bindiler.
Demir'in elini bırakması ile Ezo kendi eline baktı.
Sanki o el onun parçasıydı şimdi yalnız ve üşümüştü.
Demir arabayı çalıştırmadan kendi eline bakan kızı inceledi .
Elini tuttuğum için heyecanlandı mı diye düşündü .
"Uzak dur umut verme dedikçe sen soluğu ilk kızın yanında alıyorsun "   

"Ben ne yapacağım ?" deyip sesli bir şekilde söylendi.
"Demir bir şey mi oldu ?"
"Sabah birden ortadan kayboldun seni çok merak ettim "
"Etme Ezo beni merak etme "
"Beni düşünme bana bir daha sarılma "
"Ama sen de "
"Merak etme ben artık sana dokunmayacağım "dedi.
Ezo duyduklarının ağırlığı ile ağlamamak için başını cama çevirdi .  
Gözünden akan yaşları durduramıyor akan burnunu çekemiyordu .
Araba otopark da durunca Demir'i beklemeden indi koşarak asansöre bindi.
Evin kapısının önüne gelince Olcay ile karşılaştılar.
"Ezo ne oldu Demir'e mi bir şey oldu "
"Aradı senin yanında olacağını söylemişti "
"Sorma bana bir şey Olcay abi gelir Demir de birazdan"deyip adamın kollarından çıkıp acele ile eve girdi.
Kendini yatağına atıp ağlamasına kaldığı yerden devam etti .

Demir söylediklerine pişman olsa da yine ve yeniden geri alacak gücü de isteği de yoktu .
Asansörü beklemek yerine yürüyerek çıkmaya başladı .
Beşinci kata geldiğinde yorulsada devam etti .
Sekizinci kata gelince nefes nefese kaldı .
Karşısında ki Olcay'a aldırmadan eve girdi.

"Naptın Ezo'ya "
Koltuğa oturan Demir şaşkın şaşkın adama baktı .
"Ne yapmışım Ezo'ya"
"Kız ağlıyordu "
"Şimdi ağlaması iler de bana aşık olup ağlamasından iyidir boşver"
"Salak mısın sen Demir o kız sana çoktan aşık oldu "
"Nee !"
"Körsün cidden körsün  sana nasıl baktığını görmeyecek kadar körsün"
"Bu da demek oluyor ki sende "
Demir Olcay'ın sözünü kesti .
"Şahin abi çağırdı bugün ordan geliyorum"
"Sen ciddi misin ?"
"Bunun şakası olur mu Olcay?"
"Ne dedi peki ?"
"İşlerin başına geç kızımla evlen dedi"
"Oha sen ne dedin ben evliyim mi dedin?"
"Olcay Ezo benden uzak durmalı hatta onu bir yurda  yazdırmalıyız"
"Neden ?"
"İşi kabul edeceğim sanırım "
"Bunu yapmak zorunda değilsin "
"O adama can borcum var bu borcu böyle ödeyebileceğimi söyledi"
"Demir tekrar girensen bu işlere çıkısın kolay olmayacak "
"Ben çıkmayacağım pis işler şirketten çıkacak "
"Kabul etti Şahin abi hatta o teklif etti"
"O şirket paravan kaçakçılık işleri olmasa şirket çoktan batardı."
"Batırman için mi çağırdı yani "
"Bilmiyorum ama senin yardımın olmadan yapamam"
"Bende sana bir can borçluyum sen nereye ben oraya kardeşim "dedi .
"Peki Ezo cidden gönderecek misin onu ?"
"İyiliği için Olcay ona benim yüzümden  bir şey olma ihtimali aklıma geldikçe nefes alamıyorum"
"Çok masum çok güzel bir adımı söyleyişi var "deyip sustu.
Pencerenin önüne geçip dışarıya bakmaya başladı .
"Demir Ezo senin kaderin sen onu çoktan sevmeye başladın korkma artık sevmekten "
"Sevmiyorum Olcay ben kimseyi sevemem " deyip evden çıktı .
Ezo'nun kapısının önüne gelince derin bir nefes aldı .
Merak ediyordu ağlamış olması içini acıtıyordu .
Dayanamadı anahtarla kapıyı açıp içeri girdi .
Ezo'nun odasına girince yatağın hiç bozulmadığını gördü.
Banyoya mutfağa her yere baktı .
Korku bütün benliğini sarmıştı .
Tam evden çıkacağı sırada kendi odasından ses duydu .
Telaşla odaya girince ağlamaktan gözleri burnu kızarmış kızı görünce ne yaptığını saatler önce ne dediğini unutup yatağa uzanıp Ezo'yu kollarının arasına aldı .
Bu yaptığı ile Ezo daha çok ağlamaya başladı .
"Şist burdayım ben ağlama artık "
"Beni bırakma Demir "
Sırtını okşayarak teselli etmeye çalıstı .
"Bırakmam bak buradayım yanındayım ufaklık" dedi .
Oysa tek isteği onu kendinden olabildiği kadar uzak tutmaktı .
"Demir ben "
"Ben sana aşık oldum beni hiç sevme kabul ama nolur kollarında olayım "deyip adamın boynunu öptü.
Demir'in duydukları ile içini bir neşe sararken kalbini korku kapladı .
Kızı kollarından çıkarıp gözlerinin içine baktı.
"Ben beni  sevme Ezo "
"Bak zaten bu aşk değil sen yalnızsın o yüzden bana sığındın "
"Abi arkadaş dost gibi olduğum için aşık olduğunu sanıyorsun "dedi.
Ezo adama yaklaşıp dudaklarının kenarını öpüp yataktan çıktı .
"Sana aşığım "
"İlk kez böyle şeyler hissediyorum ve adının ne olduğunu biliyorum "
"Peki sen biliyor musun ?"
"Bilmiyorsun çünkü korkuyorsun "
"Sevmek cesaret işi ve ne yazık sende yok " deyip Demir'i o halde bırakıp odadan çıktı .

Elinde valizler ile tekrar odaya girdi .
"Ya sen git ya da ben gideyim bu evden"
Demir kızın yüzüne acı ile baktı .
"Senin gitmen daha iyi bir yurda yerleşirsin "
"Yalnızda olmazsın "
"Tamam "deyip kendi elbiselerini valize yerleştirmeye başladı .