Final Part 1

20.7K 1.3K 43
                                    

Dört Sene Sonra
Demir hapisten çıkınca hemen bir taksiye atladı.
Tıpkı seneler önceki gibi tek başına geldiği Mardin'in sokaklarından taksi ile geçerken karısı ile ilk tanıştığı günü hatırladı.
Şöförü durdurup o uçuruma yeniden çıkmaya başladı.
Uçurumun tepesine çıkınca ayaklarının altında kalan Mardin'in güzelliğine özlemle baktı uzun uzun seyretti.

Güneş'in doğuşunu yıllar evvel ki gibi izlerken iki kızın sesini kulaklarında duydu.
seneler önce
"Git Ezom benim yaşamak için bir sebebim yok artık "
"Ben varım abla "
"Sen gidersen ben bir başıma ne yaparım "

Demir bu iki manyak kızı şaşırarak izliyordu.
Birlikte ölmek isteyecek kadar seviyorlar birbirlerini.
Demir birini ölümüne hiç sevmemişti ama önünde duran kız ablası için ölümü seçiyordu.
"Eğer sen atlarsan Allah şahidim olsun peşinden gelirim abla "
"Benim senden canımdan başka hiç bir şeyim yok ki .Kurban olayım hadi gidelim evimize "
"Ezo lütfen git kardeşim .Bırak beni nolur bırak öleyim başka çarem yok. "
"Ya eve birlikte gideriz ya da ölüme abla, sensiz hiç bir yere gitmem haberin olsun"
Demir dayanamayıp kızlara seslendi.
"Siz ikiniz atlayacaksanız atlayın güneşin doğuşunu kaçırıyorum sizin yüzünüzden "
Ezo karşısında ki pervasız adama baktı .
Demir kızın güneş ışıkları ile ateş gibi olan saçlarına kendine bakan kara gözlerinde takılı kaldı .
"Deli misin be adam biz canımızın peşindeyiz sen güneşin"

"Bırak ablan ölmek istiyorsa ölsün bir korkak gibi kıysın canına "
"Ben korkak değilim !"
"Ablam korkak değil ! "
"Zaten buraya korkak gibi ölmeye de siz değil ben  geldim !"
İki kız karşılarındaki adama bakıp gülmeye başladılar .
Demir cidden deli bu kızlar diye düşündü.
"Hadi abla gidelim de arkadaş güneş doğmadan atlasın .Sabah namazına yetişirsin korkma bir fatiha okuruz arkandan "deyip güldü.
Demir kolundaki yaranın acısıyla dengesini sağlayamayıp yere düştü.
"Siz iki deli beni konağa götürün ,ablanız manyak da diksin yaramı"deyip yere yığıldı.

Adam geçmişte ki anı hatırlamasıyla yüzüne yayılan gülümsemesine engel olamadı.
Güneşin doğuşu ile kayalıklardan yavaş yavaş inmeye yeniden sokaklarda yürümeye başladı.
Kozan konağının önüne gelince kapısını çalıp Ezo'm ben geldim demek istedi fakat biliyordu küçük sevgilisi burada değildi.
Konağın önünden geçerken Bilal'in sesiyle durdu.
Adam ailesi ile kahvaltı hazırlıklarındaydı.
Sözünü dinlemeyen çocuklarına laf anlatmaya çalışıyordu.
Demir derin bir iç çekip konağın önünden ayrıldı yavaş yavaş yürüyerek Hazar konağının önüne geldi.
Elif okula gitmek için evden çıkınca adam bir anda kendimi köşeye atıp saklandı.
Konakta gelen çocuk sesleri ile gülümsedi.
Narin'in " Leyla ,Can ve sen Asaf efendi çabuk buraya gelin ! " deyişi ile tebessüm etti.
Kapının önüne araba gelince içinden kimlerin çıkacağını sabırla bekledi.
Aycan ve Mirza'yı görünce tebessüm etti.
Mirza'nın bıyık bırakmış haline ise epey güldü.
Oradan ayrılırken bir araba daha geldi arkasını dönüp bakınca Hatice ve kucağında bir bebek görünce şaşırdı fakat geriye dönmeden yoluna devam etti.

Ablası ve Olcay'ın evinin önüne gelince Ela'nın sesini duydu.
"Baba lütfen izin ver gideyim çok istiyorum bu geziye katılmak "deyişine karşılık Olcay'dan ses gelmedi.
Adam arkadaşı ve ablasını görmek için elini zile uzattı ama çalmaya cesaret edemedi.
Gerisin geriye dönerek yeniden yürümeye başladı.
Sabah saati ilerlemiş okul vakti gelmiş sokaklar okula yetişmeye çalışan çocuklarla dolmuştu.

Bir sokaktan girince kendisine çarpan küçük kızla olduğu yerde kaldı.
"Beni evime götüyüy müsün ? Ben yine kayboldum ."
Demir küçük kızın konuşmasına gülümseyerek yere onun boyuna gelecek şekilde çöktü.
"Hmm demek kayboldun ama ben seni tanımıyorum ki nasıl evine götüreceğim ."
"Beyim adım Miray annem şu okulda öyetmen onu heykes tanır sen nasıl tanımıyorsun ? " diye kendi kendine düşünürken bir yandan da elini karşındaki adama uzattı.
Demir çaresiz küçük kızın peşine takılıp okulun bahçesine girdi.
Bahçeye girdiği anda bütün çocuklar yanındaki küçüğe "Günaydın Miray "
" Yine mi evden kaçtın ?"
"Annen çok kızacak "diyorlardı .
Küçük kız adamın elini korku ile daha çok sıkınca Demir eğilip çocuğu kucağına aldı.
"Annen bayağı korkulan biri ne dersin?"
"Hı hı kesin beni öldüyecek "deyince Demir kahkaha ile güldü.
Biraz daha koridorda ilerlerken kız arkası dönük genç bir kadının arkasından seslendi.
"İndiy beni annem senin kucağında beni görürse ikimizi biyden öldüyüy."
"Neden ? Ne yaptık ki biz ?"
"Ben evden kaçtım sende ben büyüdüğüm halde kucağında taşıyoysun " dedi.
Demir küçük çocuğun sözleri ile kafasını sağ sola sallarken Miray ileride ki kadına çoktan "Anne" diye koşmaya başlamıştı.
Genç öğretmenin arkasını dönmesi ile Demir kadının yüzünü gördüğü an hiç düşünmeden hızla oradan çıkmaya çalışırken arkasından ağlayarak seslenen kadının sesini dahi duymuyordu.

Adam yaşananlara hala inanamazken en çok onun yeniden evlenmiş ,üstelik başka bir adamdan çocuk yapmış olmasına inanamıyordu.
Okuldan uzaklaşmalarına tağmen kadının ona seslenmesine daha fazla dayanamadı.

Sinirle kendisine seslenen kadına döndü yanına gelmesini sabırsızlıkla bekledi.

Ezo karşısındaki adama umutla ışıl ışıl bakarken ,Demir sinirinden ve kıskançlığından gözü dönmüş bir şekilde sinirli bakıyordu.
Miray kendisini bırakıp bir adamın peşinden koşan annesinin arkasından koşarak geldi kadının eteğinden tutup karşısındaki adama ürkekçe bakmaya başladı.
Ezo ise ağzı bir karış açık hala karşısında gördüğü adamın Demir olduğuna inanamıyordu.
Gözünden akan yaşı silip adama doğru bir adım attı.
Miray'da annesinin eteğinden tutmuş bir şekilde onu takip etti.

Demir ağlayarak kendisine bakan kıza sormak istedi.
''Madem hala beni seviyordun neden evlendin . Neden bir kızın var ' demek istedi ama sustu . Ne diyebilirdi ki boşanmayı isteyen bu evliliği bitiren kendisi değil miydi ?
Yine de Ezo'nun onu unutup başkası ile evlenip üstüne çocuk yapmasını kabul edemiyordu.
Daldığı keskin düşüncelerden kızın o çok özlediği sesi ile çıktı.

"Ne zaman çıktın ?"
"Üç gün oluyor ."
"Neden haber vermedin gelirdik karşılamaya ."deyince adam sinirle karşısındaki kıza baktı.
"Kiminle karşılayacaktın beni yeni kocanla mı ?"
"Ne ! Ne kocası !"
"Ezo eteğini tutan kız benim olamaz sonuçta değil mi ?"
"Demir lütfen bunları ayak üstü konuşamayız . Bunca yıllık ayrılığı ,hasreti burada böyle dindiremeyiz. Hem Miray'ın annesi bensem babası da "deyip sustu.
Adamın bakışlarındaki öfkeyi görünce dudaklarından kelimeler kaybolup gitti.
"Bak benim dersim var gitmem lazım sen eve Miray ile gitsen olmaz mı ?"
"Ezo ne dediğinin farkında mısın sen ! Kocana simit poğaça almamı da ister misin ?"
Ezo karşısındaki adama ilk kez hayal kırıklığı ile baktı.
"Gerçekten seni unutup başka bir adamla evleneceğime kalpten inanıyor musun ?"
Sitemle sorduğu bu soruya cevap vermesine onlara doğru koşarak gelen Asuman hanım engel oldu.
Demir'i farketmeden annesinin eteğine yapışan Miray'ı gözüne kestirdi.
"Sen küçük cadı nasıl evden kaçarsın yine ?"
"Ben cadı değilim pyensesim demi anne ?"
Asuman hanım bakışlarını kızana kaldırınca kızını bu hale getirecek tek bir adam tanıyordu arkasında bıraktığı adama yavaşça dönmeye başladı.
Karşısında Demir'i görünce gözleri karardı düşecek gibi olduğu an Ezo ve Demir aynı anda koluna girdiler.

Miray anneannesinin haline ağlamaklı olurken Ezo ile Demir birbirlerinin gözlerinde yeniden kayboldular.
"Ben Asuman anneyi eve bırakırım . Sen dersine gir merak etme ."dedi.
Ezo adama minnetle bakıp başını aşağı yukarı salladı.
"Seni çok özledim Demir . Hani yıllar evvel Dilan'a teşekkür borçluyum çünkü Yolumu Sana Düşürdü' demiştin"
Derin bir nefes alıp adamın gözlerinin en derinine baktı.
"Ablama bir teşekkür daha borçluyum emaneti de Yolumu Sana Düşürdü ." dedi.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin