53.Bölüm

17.2K 1.1K 33
                                    

Hatice'nin ameliyata alınmasının ardından  saatler  geçmiş Ali hala karısından bir haber bekliyordu.
Çok beklemişti bu kapının ardında çok hayat yitirmişti .
Kaç evlat kaç can vermişti Ali dahasını kaldırmaya gücü yoktu.
Hatice'ye kızgındı aslında bile bile neden hamile kaldığını hala anlamıyordu.
Kaybetmekten ,acı çekmekten bıkmıştı artık Leyla'sı küçük kızıda şu kapının ardından çıkmazsa Ali yine yıkılacaktı.

Koridorun ilerisine geçip oturdu Aycan ve Ferit adamın yanına gelince başını kaldırıp ikisine baktı sonra yeniden eğdi.
   Aycan abisinin yanına oturup elini sımsıkı tuttu.
"İkisi de şu kapıdan sağ salim çıkacak korkma abim sen iyi düşün ."
"İnşallah ay yüzlüm inşallah "deyip başını tekrar yere eğdi.
"Geçmiş olsun abi "diyen Ferit'in sesi  ile başını kaldırdı.
Kuru bir sesle "Sağol sana da zahmet oldu ."
"Ne zahmeti abi aile sayılırız biz ."  Ali çatık kaşlarla kardeşine baktı.
"Bunu konuşmanın ne yeri ne zamanı burası değil Ferit sonra lütfen ."
Ali ikisinin yanından sinirle kalkıp ameliyathanenin kapısına yaklaştı.

Kapının açılması ile nefesini tutup o yöne doğru hızla yürümeye başladı.
"Ali beydi değil mi ?"
"Evet evet "
"Kızınız size hoşgeldiniz diyor ."
"Benim kızım yaşıyor değil mi ?"
"Tabi ki maşallah çok sağlıklı biraz dinlensin siz sonra bebek odasında görürsünüz ."
"Karım peki o nasıl ?"
"Ben bilmiyorum o durumu doktoru size anlatır."
Leyla'yı diğer bebeklerin kaldığı bölüme götürmek için kuvözle asansöre bindi .
Ali sabırsızlıkla doktorun çıkmasını beklerken bir sağ bir sola yürüyor . Önüne çıkan Ferit'e sinirle bakıyordu.
Nerden çıkmıştı bu adam , ne güzel Aycan Mirza ile olacaktı .
Kaşlarını çattıkça çattı bakışları ile resmen Ferit'i kovdu.
"Aycan ben gitsem iyi olur abin çok fena bakıyor .Az kaldı beni gözleri ile öldürecek ."
"Bu kadar korkak olma Ferit sende of ! Hem adamın kaç tane derdi var seninle mi uğraşacak !"
"Aycan görmüyor musun ? Kırmızı görmüş boğa gibi her an saldırabilir üzerime ben en iyisi gideyim . Sen bir şey lazım olursa ararsın ."
"Of tamam Ferit gitmek istiyorsan git abimi bahane etme ! Şu an derdim sen değilsin  ."
"Küsme hemen prenses , abin isterse sopayla , tüfekle kovalasın bırakmaya niyetim yok aklında bu da bulunsun hiç çıkmasın hatta." dedi.
Aycan karşısındaki adama bakıp iç çekti. 'Neden sanki altı ay önce bu sözleri söylemedin ki' diye hesap sormak istedi ama söyleyecek söz yoktu sadece sustu .
"Tamam görüşürüz Ferit teşekkür ederim desteğin için ."
"Tekrar geçmiş olsun Ali abi ."
Ali kendisine konuşan adama tek kaşı havada bakıp "Sağol "dedi.
Tam kardeşi Aycan'ın yanına gidip bu işin böyle olmayacağını söyleyecekken ameliyathanenin kapısı açıldı.
Aycan ve Ali doktorun ağzından çıkacak her bir kelimeyi sabırsızlıkla bekledi.
"Karım o nasıl ?"
"Çok zor bir doğum oldu . Plasentada yırtık oluştu ,kanamasını şu an durdurduk ama 72 saat anne için hayati tehlike söz konusu"
"Ne demek bu nasıl olur böyle bir şey !"
"Bakın her zaman olmaz ama bazı durumlarda oluşur bebek plasentasını yırtarak çıkar bu da anne için tehlikeli bir durum . Şu an dua etmekten ve beklemekten başka bir şey yapamayız tekrar geçmiş olsun.. Eşiniz bugün yoğum bakımda kalır bebeğinizi görebilirsiniz. Daha detaylı bilgiyi yarın verebilirim odama gelirsiniz . "Deyip yanlarından ayrıldı.
Aycan koltuğa kendini bırakırken Ali saçlarını karıştırıyordu.
"Bu olamaz değil mi Aycan Hatice bizi bırakmaz kendinden evlatlarından vazgeçmez değil mi ?"
"Abi sakin ol yengem güçlü kadındır . Anasız babasız kaldığında bile dimdikti hatırla o günleri . Kaç evlat verdi toprağa hep güçlü durdu  sen yıkıldın o kaldırdı ayağa yine öyle olacak inşallah yarın durumu daha iyi olacak ."dedi.
Kendiside söylediklerinin gerçek olmasını o kadar çok istedi ki inanmak istedi.
Hayat hep zorluğunu yaşatmıştı şimdi iki evladıyla mutlu yaşasın istedi.
Kuma olmayı onunla yaşamayı kabul etmeyen karşı çıkan Aycan yengesi yaşasında abisi isterse hep Narin'le evlilik sürsün diye düşündü.
Elif ve küçük Leyla anasız kalmasın diye düşünen biri daha vardı. Narin kollarında yatan Elif'in saçlarını öpüp okşadı.
"Allah senin Leyla'nın yüzüne baksın . Anasızlık çok zor siz yaşamayın ,bilmeyin yokluğunu ."
Derin bir nefes alıp elini karnına koyunca Asaf'ın attığı tekmeyle gülmeye başladı.
Oğlu ilk kez bu kadar belirgin hareket etmişti. Gözleri dolu dolu gülümsedi.
"Keşke babanda burada olsaydı Asaf çok mutlu olurdu. Doğduğun günü kucağıma alacağım anı öyle çok hayal ediyorum ki . Ben annesiz büyüdüm inşallah ikimiz seninle çok mutlu olacağız oğlum .Zaman çabucak geçsin  senide sarmak istiyorum ablan gibi kollarımda uyuduğunu hissedip kokunu merak ediyorum  . "
Oğlu ile saatlerce konuşarak ,onunla neler yapacağını anlatarak uykuya daldı.
Ali aralarınki camdan küçük kızına bakarken gözleri doldu.
"Çok masum çok küçük değil mi ?"
"Elif'te öyleydi abi bak şimdi kocaman kız oldu.Merak etme Leyla'da büyüyecek hatta ne canlar yakacak ağam ." Deyince adam daha kucağına bile almadığı kızının büyüyüp evlenip gitmesinden korktu.
Aklına onun ve Elif'in annelerinin kaderini yaşana ihtimali gelince derin bir nefes aldı.
Narin gibi bir hayat yaşama ihtimallerini ise hiç düşünmek istemedi .
"Anneleri onlar için yaşamalı !"
"Abim hepimizin ömrü bellidir ne derdi nenem hatırla yiyecek ekmeğim içecek varsa yaşarım demez miydi ?"
Ali'nin aklına nenesi gelince gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı .
"Öyle demezdi bir kere ! Yiyecek ekmeğim içecek suyum varsa ben yerim sizinkileri burnunuzdan getiririm derdi."
İki kardeş neneleri Leyla hanımı hatırlayıp kahkahalarla gülmeye başladılar.
Görevli hemşirenin susun diye parmağını dudaklarına götürüp işaret yapması ile daha çok gülmeye başlayıp kendilerini hastaneden dışarı zor attılar.
İki kardeş hala deli gibi gülerken arkalarından gelen öksürük sesi ile birden sustular.
"Hayırlı sabahlar neşeniz bol olsun !"
Adamın gözlerine sinirle bakıp Aycan hastaneye girerken Ali Mirza'yı bakışları ile sorgulamaya başladı.
"Diğerleri nerede ?"
"Demir karısı ile ilk tanıştığı yere gidecekmiş falan filan ! Boşver o romantiği sen anlat ağam ikinciye baba olmuşsun maşallah  üçüncü yolda .Ne şanslı adamsın Ali !" Deyince ikiside bu söze şaşırdı.
"Ne şansı lan asıl şanslı kim biliyor musun ? Sevdiği ile ilk tanıştığı yere giden Demir ! "
"Haklısın Ali ağam sende haklısın." Deyip kendilerine doğru telaşla gelen kıza sevgi dolu gözlerle baktı.

Kozan konağında ise durumlar daha farklıydı.
Demir'i öldüremeyen Yavuz Halil ağanın hışmından ve kızı ona vermekten vazgeçmemesi için kendince bir plan yaptı . Yaptığı plan ile sevdiği kızı ömür boyu kendine ait kılmak isterken aslında elindeki şansı kaybedeceğini düşünmeden konağın içine girdi.
Dilan odadan çıktığında karşısında gördüğü Yavuz'a korku ile baktı .
"Sen ne arıyorsun burada ?"
"Baban seni bana verdi Dilan artık benimsin alış artık buna !"
"Ben Mirza ile evleneceğim Yavuz haftaya düğün var . Ne saçmalıyorsun sen ?"
"Asıl saçmalayan senin o bunak baban . Bana söz verdi Dilan sen benimsin anlıyor musun ?" Kızın kolunu sımsıkı tutup odaya sürükledi.
"Yapma nolur bırak beni !" Deyip adamın önünden geçecekken Yavuz kızı odaya zorla soktu elini ağzına kapattı.
"Eğer bağırırsan öldürürüm seni Dilan duydun mu acımam ? Babanın kiralık katili bu kez senin canını alır ."dedi.
Dilan gözyaşlarını akıtıp sesizce adamın ona dokunmasına göz yumdu.
O an kendinden de böyle bir adamı hayatlarına sokan babasından da nefret etti.

Adam yatakta  ağlayan kızın yanına gidip omzuna dokundu.
"Ağlama artık eninde sonunda olacaktı. Baban zaten seni bana vermişti . Artık benimsin Dilan 'ım " kızın saçlarını koklayarak öptü.
Dilan adamın kendisine değen nefesinden bile nefret etti gözyaşları daha da hızla akmaya başladı.
Bugün bir kez daha kendi zayıflığından ,korkaklığından tiksindi.
Azıcık cesur olsaydı canı pahasına bu adamdan kurtulurdu bağırır, çağırır kendine dokundurmazdı ama Dilan susmuştu rezil olmaktansa Yavuz'un ona dokunmasına razı gelip  susmuş yarın kaçarım nasıl olsa diye düşünmüştü. Oysa istemediğin birinin bedenine ruhuna dokunması ne kadar yara verirmiş bilmediği için şu an keşke ölseydim diye düşündü.
Yavuz eve sanki ilk kez geliyormuş gibi davranırken avludan gelen babası ve adamın sesini duymamak için yataktan kalktı.
Çarşaftaki küçük lekeyi görünce nevresimi ağlayarak söktü  . Ayağına yerdeki valizi çarptı ilk kaçtığı günü hatırlayıp kendinden bir kez daha nefret etti.   
Ezo ile Demir'i ayırmak isterken ,Mirza'ya ayı deyip kaçmak isterken düştüğü duruma yaşadıklarına lanet etti.
Dilinde iki cümle ile bütün vücudunu acıtarak yıkadı.
"Hakkettin sen ?"
"Hakkettin sen ?"
"Hakkettin sen ."

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin