56.Bölüm

17.7K 1.2K 8
                                    

Hastaneye Aycan'ın yanına gelen Mirza kızın en son numarasını engelemesine sinirlenmişti fakat yine de Ali git bir bak dediğinde uçarak gelen kalbinede engel olamıyordu.
Tek başına oturan kıza baktı o sevdiği saçların ,sevdiği yüzü kapatmasına iç çekip yanına doğru yavaş yavaş  yaklaştı.
"İyi akşamlar "
"Sağol "
"Durumu nasıl bir şey söyledi mi doktorlar ?"
"Uyuyor şimdi birazdan kısa da olsa görmeme yanına odaya girmeme  izin vereceklermiş ."
"Çok sevindim umarım bir an önce iyileşir . Annesizlik çok zor . "
Aycan adamın son sözüyle  ilk kez başını kaldırıp yüzüne baktı.
"Niye sen  geldin  ki haftaya düğünün var laf söz olur ."
"O laf söz seninle olacaksa ben dünden razıyım be Ay yüzlüm ."
"Sus lütfen ! Hiç sırası değil ayrıca bu durumdan da çok sıkıldım Mirza daha kaç kez söylemem lazım anlamıyorum ."
"Bencede şu an sırası değil şu olaylar bir bitsin o zaman  konuşuruz .Yine istemezsen beni o vakit bırakırım bir daha da çıkmam karşına "dedi.
İkisi de hiç konuşmadan saatlerce hastane koridorunda birlikte beklediler.
Sessizliğe daha fazla dayanamayan Mirza ayaklandı.
"Kendime çay alacağım sana kahve mi alayım ?"
"Bana bir şey alma ! Soru sorma konuşma benimle artık yeter  !"diye adamı tersleyip yerinden kalktı hemşire bankosuna doğru yürümeye başladı.
Mirza gelen telefon ile başını sallayıp giden kızın arkasından uzun uzun baktı.
Telefonu kapatıp hemşire ile konuştuktan sonra kendisine doğru gelen kıza bakıp fısıldadı.
"Dilan meselesi  bitiyor dili ballım hala beni istemezsen ben ne yapacağım ?"
Aycan sessizce konuşan adamın karşısına dikildi.
"Ne saçmaladın acaba yine ?"
"Boşver senin için önemsiz bir şey bilmesende olur ."
"Meraklı değilim zaten ."
Adamın önünden hırsla geçip kalktığı yere oturunca Mirza kıza doğru  döndü.
"Benim gitmem lazım . Her hangi bir şeye ihtiyacın olursa ara beni iki elim kanda da olsa senin için gelirim ."
"Gelme Mirza gelme benim için hiç bir yere gelme ! Seninle ben olmayız anla artık nolur yoruldum kaç aydır aynı sözleri söylemekten ."
"Sus sende o zaman Aycan ,bırak gözlerin anlatsın . Gitme bırakma diyen gözlerinle anlaşayım şu dilin bir kerede bana bal olsun olmaz mı be ?"
Aycan sinirle tekrar  yerinden kalktı .
"Döndüğümde gitmiş ol ve bir daha da gelme "diye tıslarca adama sinirle  baktı.

Mirza başı önde bunca sene aşkı bekleyen sonunda bulduğunu sanan kalbine söylenerek hastaneden Demir ve diğerlerinin yanına gitmek için yola   çıktı.

Narin gözlerini açtığında karşısında babasını görmeyi beklemiyordu.
"Baba sen ?"
"Sakin ol korkma birazdan kardeşin gelecek o sana anlatır ." Soğuk bir şekilde konuşup kızı soru işaretleri ile bir başına oda da bıraktı.

Narin pencereden dışarı uzun bir süre baktı ne düşünmesi gerektiğini bile bilmeden boş boş önünde duran bomboş araziyi izledi.
Dışarıdan gelen araba sesi ile ile pencereye yaklaştı .
Kardeşini gördüğü an sevinçle bağırmak gelse de onun yanına gelip neler olduğunu anlatmasını beklemeye karar verdi.

Ezo ise havaalanından beri başını geriye çevirip Demir'in varlığına dair bir iz bir ipucu aradı ama kocası yoktu gelmemişti .
Yaşadığı hayal kırıklığı ile karşısına Halil ağa çıkınca Ezo yıllarca baba bildiği adama tiksinerek baktı.
"Hoşgeldin Ezo hanım Ankara'nın havası mı yoksa evlilik mi yaradı pek bir güzelleşmişsin ."
"Hangi pis işin için bizi kullanacaksın Halil ağa ."
"Ooo bakıyorum aşık kocan senden hiç bir şeyi de saklamamış . İyi dinle o zaman küçük kızım . Baban değilim olmayı da hiç bir zaman istemedim. "
"O halde neden anneme bırakmadın bizi ? Biz sana ne yaptık babamız gibi sevemedin bari amcamız olarak sevseydin ama sen anlamını bile bilmiyorsun .Dilan ablamın böyle biri olmasının da tek sebebi sensin ."
"Kes saçmalamayı artık ! Çık yukarıda sevgili ablan yolunu gözlüyor gerçekleri anlamak ,bilmek istiyor . Bu görevi sana verdim aranızdaki kan bağını düşününce işin üstesinden geleceksindir."
Bastonunu yere vura vura odalardan birine girdi.
Adamlardan çatık kaşlı olanın önüne geçip merdivenlerden çıkmaya başladı.
Ahu ne yapacağını bilmez bir şekilde başı önde Ezo'yu takip etti.

Narin kardeşinin babasına kızarak konuşmasını aşağıdan izlemiş neler olduğunu merak etti.
Odadan çıkarken kapı girişinde Ezo ile karşılaştı.
İki kız aylar sonra yüz yüze gelmenin sevinci ve bulundukları durumun üzüntüsü ile hem güldüler hemde ağlarayarak birbirlerine sımsıkı sarıldı.
"Gül kokulum nasıl özledim seni ?"
"Bende çok özledim ablam sana yeğenime gelmek için inan günleri saydım ."
"Niye gelmedin Ezom ben çok bekledim seni ."
"Anlatacağım ablam neden gelemediğimi ,her şeyi anlatacağım." Dedi.
Ahu kapı girişinde iki kızı gözleri yaşlı izlerken Narin kadına gülümsedi.
"Siz Ahu olmalısınız Ezo'nun anlattığından daha güzelmişsiniz. İçeri girin orada durmayın öyle "
Ahu çekinerek odaya girdi Narin kadına sarıldı.
Üç kadın koltuğa oturunca Ezo ablasının karnını okşayarak dizlerine yatıp başından geçenleri ,Ahu'nun yaşadıklarını tek tek anlattı.
Sıra anne ve babasına gelince yutkundu.
"Ezo'm anlat hadi korkma bende oğlumda çok iyiyiz . Ne anlatırsan anlat kaldıracak kadar güçlüyüz ."
Ezo ablasının karnında kıpır kıpır hareket eden Asaf'a fısıldadı.
"Sen çok şanslısın Narin gibi bir kadının oğlu olarak dünyaya geleceksin."

Yeğeni ile konuşmalarını sabırsızlanan Narin'in meraklı sesi kesti.
"Ezo hadi meraktan doğurtma bana daha iki ayım var .Yeğenin erken gelsin istemezsin değil mi ?"
"Allah korusun ablam anlatacağım ama çok zor be !"
"Bir kerede anlat kurtul babam neden bizi bu odaya kapattı ? Demir'den Ali'den ne istiyor."

Ezo derin bir nefes alıp yeniden anlatmaya başladı.
"Abla o adam ,yani Halil ağa o ,o adam bizim babamız değil !"
Narin kocaman açılmış gözleri ile kardeşine bakmaya devam etti.
"Nasıl olur ?"
"Annemiz Karaaslan kızıymış babamız da Halil ağanın kardeşi Halit Kozan'mış. Biliyorsun iki aile arasında yıllardır süren kan davası varmış. Annemiz ve babamız aşkları için kaçmışlar. Demir'in yanında çalıştığı Şahin beye sığınmışlar."
Sonra sen doğmuşsun ablam ." Deyince Narin kardeşinin sözünü kesti.
"Annem o ,o yaşıyor bana doğum yaptığında yaşıyordu öyle mi ?"
Ezo ablasının bu tepkisini anlamasa da sımsıkı sarıldı.
"Elbette yaşıyordu yoksa ben nasıl senin can yoldaşın olmak için doğacaktım Narin hanım ."
"Biz öz kardeşiz öyle mi ? Peki anne babamız neden bizi bırakmışlar ? Şimdi neredeler ?"
"Babamız benim doğumumdan önce öldürülmüş ablam ."
Narin ağlamaya başlayınca Ezo ablasının karnını okşamaya başladı.
"Asaf'ı huzursuz ediyorsun annesi ağlama artık ." Deyip karnını öptü.
"Annemiz Ezo senin doğumunda mı ölmüş ."
"Şist ağlama artık yok öyle bir şey doğumda ölen Halil ağanın kendi karısıymış annemiz hala yaşıyor abla gördüm sarıldım ona sana sarıldığım kokladığım gibi kokladım . Sığındım böyle kollarına biz hiç çocuk olamamışız be ablam o an hissettim ."
Narin kardeşinin sözleri ile sessiz sessiz ağlamaya devam etti.
"Annem , annemiz yaşıyor öyle mi ?Benim annem bana doğum yaparken ölmedi yaşıyor ." Diye sevinçle bebeğine dokundu.
"Yaşıyor ablam yaşıyor saçların aynı anneminkine benziyor . Kokunuz bile aynı ."
İki kız bir süre hiç konuşmadan sarılıp ağladılar.
Narin bütün parçaları bir araya getirince dilinden tek bir soru döküldü.

"Ezom peki o adam babamız değilse ,bizi sevmiyorsa neden buradayız ne istiyor bizden ?"
"Halil ağa bir kaçakçı ablam anlatmıştım hani Şahin beyle ortaklığını ."
"Evet "
"Şahin bey Demir'e yardım etti ona her şeyi o anlattı . Demir bütün  pis işlerini gelecek hafta düğünde ortaya çıkaracaktı engel olmak için bizi kaçırdı."
Narin yanlarında oturan Ahu'ya baktı.
"Peki Ahu ablayı onu neden buraya getirtti ki ondan ne istiyor ?" Dediği an içeriye gürültülü bir şekilde  Mahmut girdi.

Yolum Sana Düştü ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin